Merakımı mazur görün

Öteden beri hep merak etmişimdir. Hemen her şehirde iktidar partisini destekleyen, seçim arifelerinde listeler oluşturulurken fikirleri sorulan, görüşleri alınan bir çok hocalar, üniversitelerde profesörler var. Mesela, hocaların hocası dedikleri ve iktidar partisinin bülteni niteliğindeki gazetede de günlük yazılar yazan Prof. Hayrettin Karaman gibi nice hocalar, ilim adamları var. Merakım şu; iktidarın icraatlarından hiç mi rahatsız değiller? Kemal yaşına kadar öğrenip öğrettikleri İslami ilimlere aykırı hiç mi bir yasa yapılmadı, hiç mi bir adım atılmadı ki bu sayın hoca efendilerden bir eleştiri sesi duymadık? Bulundukları şehirlerde vekil aday listelerini kendileri oluşturmuş olabilirler, yakın arkadaşlarını vekil seçtirmiş olabilirler, daha sonra bu vekil arkadaşları ile hiç mi bir araya gelip de gidişat hakkında istişare etmezler, değerlendirme yapmazlar, bilgi alış verişinde bulunmazlar?
     Mesela başladığı günden beri Irak işgaline bu iktidarın verdiği destek yüzlerce belge ile ortaya kondu, kendi beyanları ile basında yer aldı. Sayın hoca efendiler, koca koca profesörler, büyütüp besledikleri iktidarlarının desteğinde Irak'ta olup bitenlerden hiç mi hicap duymadılar? Libya'yı altı ay boyunca bombalayan NATO'nun komuta merkezinin İzmir'e alınması hiç mi vicdanlarına dokunmadı? Suriye ile ilgili olarak iktidarın tutumu, diyar diyar dolaşılıp adeta Suriye üzerine haçlı seferi başlatalım tavırları hocaların hocalarını hiç mi rahatsız etmiyor? Merakımı mazur görsünler, bir çoğu bize hocalık ta yaptılar, ilimlerinden istifade ettik ama bu suskunluklarını anlamakta hayli zorlanıyorum. Yıllardır tartışılan yabancılara toprak satışı, gayri menkul satışı meselesi var. Şimdilerde bu satış miktarının daha da artırılmasına dair yeni düzenlemeler gündemde.
Bu değerli hocalarımız, listeye girmelerinde, seçilmelerinde yardımcı oldukları vekillere hiç mi demezler; "arkadaşlar, biz sizi vatan topraklarını daha daha çok satasınız, satılması için yasa çıkarasınız diye mi Ankara'ya gönderdik, hangi zaruretten dolayı vatan topraklarını satıyor, sattırıyorsunuz?" Mücehhez oldukları o ilimler, nasıl oluyor da yapılan yanlışlar, haksızlıklar karşısında onların sus-pus oturmalarını sağlıyor? Hocalarım merakımı mazur görsünler, daha bunlar gibi yüzlerce soru beynimi kurcalayıp duruyor. Sahibini harekete geçiremeyen, haksızlıklar karşısında konuşmasını, dosdoğru konuşmasını sağlayamayan ilmin bir yükten ibaret olduğunu da onlardan öğrenmiştik. Alimlerin adeta dillerini yuttukları zaman ve zeminlerde cahiller bildiğini okuyor ve işler sarpa sarıyor. Hocam öğle değil mi?