Sıradan insanlarda, intikam hissi ve zafer sarhoşluğu altında kaybolan merhamet duygusu, Peygamberde sabit kalarak başka bir duygunun sınırını aşmadığı gibi, başka bir duygu da onun sınırını aşmıyordu. Hz Resulullah'ın (sav) merhameti bütün insanları kapsamına alıyor; kuvvetlilerden önce zayıflar bunu hissediyordu.Buhari ve Müslim şvyle rivayet etmektedirler: Resulullah (sav) buyurdu ki, "Uzatmak gayesiyle namaza geçiyorum. Fakat çocuğun ağladığını duyunca, namazı aceleye getiriyorum. Çünkü çocuğun annesinin şefkatini biliyorum".Peygamberin merhameti hayvanlara da şamil idi. Onlara da herkesten ziyade acırdı. Abdurrahman b. Abdullah şöyle diyor: "Bir yolculukta Peygamber ile birlikte idik. 'Humurra' adlı bir kuş ile iki yavrusunu gördük; her iki yavruyu da aldık. Bunu üzerine Humurra üstümüzde uçmaya ve dolanmaya başladı. Resulullah yanımıza varınca, 'Kim bunun yavrusunu aldı? Onu kendiskine geri veriniz' buyurdu" dedi.Peygamber Efendimiz (sav), ok atmayı öğrenmek için hayvanlara nişan almayı yasakladığı gibi, hayvanı kesmek isteyen kimseye de bıçağını bilemesini, keserken hayvana istirahat imkanı sağlamasını ve bir hayvanı diğer bir hayvanın önünde kesmemesini emrederdi. Evet, Onun merhameti herşeyi kapsamaıştı fakat, sınırını da aşmamıştı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.