AKP hükümetinin Orta Vadeli Programı (OVP) Resmi Gazete'de yayımlandı.
Program hedeflerinde milli gelirin artırılması, işsizliğin azaltılması, cari açığın düşürülmesi gibi hususlar var.
Ama nasıl Türkiye'de enflasyonun fiyat artışlarıyla bir alakası kalmadıysa, milli gelirin, işsizliğin ve cari açığın reel sektörle, yani üretici ve tüketicinin durumuyla bir alakası kalmadı.
Zira dev şirketler patır patır dökülüyor, vatandaş ise perişan vaziyette.
Bu konuda son haberler üç büyük ilimizden geldi.
İstanbul'da Ak Sav İnşaat Hafriyat, Ankara'da Portex Grup İnşaat ve Konya'da mobilya sektörünün önde gelen firmalarından Zenio için mahkemelerden peş peşe iflas kararları çıktı.
Türkiye'nin farklı illerinde sektörlerinde önemli bir yere sahip üç büyük şirketin iflas etmesi, ekonomik zorlukların derinliğini gözler önüne serdi.
Mahkemelerin aldığı kararlarla birlikte firmaların konkordato süreçleri sona ererken, alacaklılar için iflas masaları kuruldu.
Peki, konkordato neydi, bir hatırlayalım.
Konkordato; ekonomik zorluklar yaşayan borçlu işletmelerin veya bireylerin, alacaklılarıyla yeniden yapılandırılmış bir ödeme planı üzerinde anlaşma sağlamasını hedefleyen hukuki bir süreç. Diğer bir ifadeyle, borçlunun mali durumunu toparlaması için mahkeme denetiminde alacaklılarıyla ödeme şartlarını yeniden düzenlemesine olanak tanıyan bir kurtuluş yolu. Yani iflastan önce son çıkış.
Bu süreç sayesinde, alacaklılar da borçlarını tamamen kaybetmek yerine yapılandırılmış şekilde tahsil etme imkânı bulurlar.
Konkordato, Türkiye'de, son yıllarda iflasın eşiğine gelen birçok şirketin başvurduğu bir çözüm haline geldi. Ve öyle ki her yıl artarak devam ediyor.
2024 yılında toplam bin 723 konkordato ilan edilirken, 2025 yılının sadece ilk sekiz ayında bin 833'e ulaştı.
Adli tatilin olduğu ağustos ayında mahkemeler, 216 adet dosya için konkordato geçici mühlet kararı verdi.
Ocak-ağustos 2025 döneminde verilen konkordato geçici mühlet kararı sayısı bir önceki yıla göre yüzde 87 artarak bin 833'e yükseldi. Geçen yılın tamamında geçici mühlet kararı verilen dosya sayısının bin 723 olduğu düşünüldüğünde, sekizinci ayın sonu itibarıyla 2024 yılının tamamı aşılmış oldu.
Yılın sekiz ayında verilen kesin mühlet kararı sayısı da geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 188 artarak bin 40 oldu. Böylece kesin mühlette de ağustos ayında 2024'ün yıl toplamı olan 827'nin yüzde 26 üzerine çıkmış oldu.
Ocak-ağustos döneminde verilen iflas kararı sayısı yüzde 143 artarak 141'e ulaştı. Bu haliyle 132 iflas kararının verildiği 2024'ün tamamı da aşılmış oldu.
Konkordatoda lider sektör tekstil; tekstili sırasıyla inşaat, metal ürün imalatı, mobilya, alüminyum işleme ve plastik izliyor.
Ekonomide katma değer ve istihdam oluşturan dev şirketlerimiz böyle dökülürken hükümet tozpembe tablolar çizmeye devam ediyor.
OVP'ye göre, 2026 yılında yüzde 3,8, 2027 yılında yüzde 5 büyüme bekleniyor. Şirketlerimizi iflasa sürükleyen, vatandaşlara gelir adaleti sunmayan bir ekonomik büyümenin kime ne faydası var?
OVP'de enflasyon hedefleri biraz yükselmiş. Önceki OVP'de yüzde 17,52 olarak belirlenen 2025 enflasyonu da yüzde 28,5'e yükseltildi. 2026 için ise önceden yüzde 9,7 olan hedef, yüzde 16'ya yükseltildi. 2027 için belirlenen enflasyon yüzde 9, 2028 için belirlenen enflasyon hedefi de yüzde 8 oldu.
Hedefler yükselse bile vatandaşların maruz kaldığı enflasyon sizce bu mu? Hayır dediğinizi duyar gibiyim. Ama maaşlarınız bu beklenen enflasyonlara göre artacak!
OVP'ye göre milli gelirimiz ve kişi başı milli gelirde ciddi artışlar olacak. Milli gelirin 2025'te 1 trilyon 569 milyar dolar, 2026'da 1 trilyon 658 milyar dolar, 2027'de 1 trilyon 763 milyar lira, 2028'de de 1 trilyon 886 milyar dolar olması hedeflendi.
Kişi başına düşen gelirin 2025 için 17 bin 748, 2026 için 18 bin 621 dolar, 2027 için 19 bin 710 dolar, 2028 için 20 bin 987 dolar olacağı öngörüldü.
Ama çok sevinmeyin, bu kadar artışa rağmen, sizlerin alım gücü düşmeye devam edecek. Hükümet vergiyi tabana yaymanın derdinde, BTP lideri Hüseyin Baş'ın dediği gibi, "Vergiyi tavana yaysalar aslında sorun kalmayacak."
Esasen sosyal devlet gereği tabana yayılması gereken vergiler değil, milli gelir.
Eğer milli gelir tabana yayılırsa, bu ülkede ne geçim sorunu kalır, ne de konkordato ve iflas sorunu. Bu kadar milli gelirde herkes gül gibi geçinir.
Milli geliri tabana yaymanın formülünü mü arıyorsunuz, lütfen Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) parti programında olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne bakın.
- Millet iradesine saygı, sandığa saygıdan geçer / 11.09.2025
- Türkiye, SDG’ye operasyon yapabilir mi? / 10.09.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025