'Miraç' olmalı bu gece

Bayram edilmeli bu gece. Namazlar kılınmalı, secdeler uzatılmalı, tövbeler edilmeli bu gece. Âşıklar aşkını tazelemeli, namazlar "Miraç" olmalı bu gece. U.Kepekçi'nin yazısı

 

 

İki gündür "miraç öncesi yaşananlar ve hüzün senesi" ve "miraç gecesi ve hediyeler" yazılarımızla miraç öncesi ve miraç hadisesi hakkında bilgiler sunmaya çalıştık. Şimdi bu bilgiler ışığında Miraç gecesini nasıl değerlendirmeliyiz? Öncelikle bu gün ve geceleri bize Allah'ın bir lütuf ve merhameti olarak görüp, diğer gecelere nazaran daha uyanık ve ibadet yoğunluğu ile değerlendirmemiz lazımdır. Hediyenin sahibine yapılacak en edepli davranış; hediyelerin baş tacı edilmesidir.  "Bu gece en az bir günlük kaza namazı kılmak, günahlarımıza tövbe etmek, bakara suresinin son iki ayeti olan "Ameneresuli" ayetlerini okumak çok faziletlidir" Bu gece, namazla alakamızı yeniden gözden geçirmemiz gerekmektedir. Kılmayan kardeşlerimiz, namazlarını kılmaya; namazlarında eksikleri olan kardeşlerimizin, eksiklerini tamamlamaya gayret etmelerini tavsiye ederiz. Peygamberimize(sav) bol bol salâvat, salât ve selam okumalıyız.Hadisi Şerifte, bu geceye önem verilmesi hatırlatılmaktadır. "Recep ayında bir gün ve bir gece vardır ki o günü oruçla, geceyi dahi namazla geçirir ise kendisine 100 sene; geceleri namaz kılanın gündüzleri de oruç tutanın sevabı verilir." O gün Recep ayının bitiminden üç gün evvelki gün ve gecedir. (Gunyet'üt-talibin / sayfa 553)Allah (cc) tarafından kıymet verilen ve âşık ile maşukunun buluşmasının gerçekleştiği miraç gecesine bizde Müslümanlar olarak mutlaka kıymet vermek zorundayız. Hemen "din ıslahçıları"(!) Ne zorunluluğu var diye itiraza başlamadan izah edelim. Zorunluluğu var derken "büyük kârların, rahmet ve bereketin dağıtıldığı bir gecede kârdan zarar etmeyesiniz diyedir?"Hem her rahmetin bir külfeti yok mudur?  Her sevginin, her iddianın bir ispatı yok mudur? Allah ve Resulünün sevgisi iddiasında bulunanlar; Allah ve Resulünün buluşması anını nasıl gafletle geçirirler. Bayram edilmeli adeta bu gece,Namazlar kılınmalı, secdeler uzatılmalı, tövbeler edilmeli bu gece,Âşıklar aşkını tazelemeli, namazlar "Miraç" olmalı bu gece, Miracın sırrına erişmeli bu gece,Ebubekir imanlı olmalı, "o dediyse doğrudur" demeli bu gece,Hani öncesinde hüzünlüydü, miraçla güldü yüzü bu gece,Gülenlerden olmayı istemeli bu gece,Mazlumlar ah etmeli, zalimin zulmü durmalı bu gece,Karanlık geceler sabaha ermeli bu gece?İslam dini bize gelinceye kadar geçirdiği devreleri, yaşanan olayları mutlaka bu gece olsun tefekkür etmeli, aziz vatan toprakları üzerinde bayrağımızla dinimizle yaşadığımız bu günleri bir nimet bilmeliyiz. Vatanımıza ve dinimize kast eden harici ve dâhili düşmanları bertaraf edecek bilgi ve iman gücüne erişmek için bu gün ve geceleri fırsat bilmeliyiz.Miraç hadisesinin yaşandığı beldelerden Beytü'l-Makdis'in (Kudüs) hala İsrail işgali altında ve Müslümanların hala eza ve cefa içinde bulunduklarını, bunun İslam âlemine ne büyük veballer yüklediğini idrak etmeye, hiç olmazsa dualarımızda yer vermeye çalışmalıyız.Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) Efendimizin sünneti seniyyeleri bizim için bir kurtuluş muştusudur. Ona dünden daha fazla sımsıkı sarılmak zorundayız. Onun manasını anlamak ve yaşamak en büyük düsturumuz olmalıdır. Namazlarımızı "Namaz müminin miracıdır" buyruğuna yaraşır olarak kılmaya gayret etmeliyiz. Karanlıklar içinde çırpınan insanlık olarak, Kutlu Peygamberimizin(sav) mesajına, aşkına sevdasına o kadar muhtacız ki; gönülden gönüle Onun manasını davet etmeliyiz;"Gel ey Muhammed! Bahardır Dudaklar ardında saklı "amin"lerimiz vardır.. Hacdan döner gibi gelMiraçtan iner gibi gel Bekliyoruz yıllardır!" (A.N.Asya)

U?UR KEPEKÇİ / ugurkepekci@yenimesaj.com.tr