Muhasebeyi sürekli hale getirmeliyiz

Şaban ayının 15. gecesi olan Berat gecesine de eriştik ve süratle Ramazan ayına doğru yol almaktayız. Adım adım yaklaşan mübarek Ramazan ayının gölgesi üzerimize düşmeye başladı Elhamdülillah!
Akıl sahibi insanların yapacağı en mühim iş, yaptığı ve yapacağı işleri sürekli muhasebe etmektir. Muhasebesini eksiksiz ve sağlam yapanlar, hesaplarında daha az yanılır ve kâr etmenin yolunu daha çabuk bulurlar.
Muhasebe genel bir kavramdır. Dünyayı ve ahireti, maddeyi ve manayı kapsayan yönü vardır. Gerek dünyada gerek ahirette mutlu olmak ve kârlı çıkmak isteyenler, hayatlarını sürekli muhasebe içerisinde geçirmek zorundadırlar.
Tarihi fırsatlardan biri olan Berat gecesinde Allah'ın af ve mağfiretine erişmiş olan kullardan olmayı istedik. Millet olarak mübarek gün ve geceleri değerlendirmek adeta bir kültür halini aldığı için Berat gecesini de millet olarak herkes kendi bilgi, iman, güç, kudret ve nasibince değerlendirmiştir.
Berat gecesi gerçekten de insanoğlu için yeni bir milat hükmünde kabul edilir, ciddi bir muhasebe yapılırsa, ciddi kazanımlar elde edilir. Berat kelime olarak; "Temize çıkarmak, suçtan azat edilmek, affedilmek" manasındadır.
Yüce Allah'ın biz Muhammed (s.a.v.) ümmetine suç ve cezalardan arınmamız için verdiği fırsatı kâra çevirmek için; özellikle de Berat gecesinden sonra kendimize yeni bir yol haritası çizmeli, bu yol haritasından suça ve günaha giden yolları yok etmeye çalışmalıyız.
Hatırlamaya çalışırsak bizlere, "Şaban ayının 15. gecesinde (Berat) Kelb kabilesinin koyunlarının kılları sayısından daha çok kişinin bağışlanacağı" ( Tirmizi Savm, 39) müjdesi verilmişti. Evet, bu müjde çok önemli bir müjdedir ancak hayat sadece Berat demek de değildir. Hayat imtihandır ve hayat son nefese kadar devam edecektir.
Gaziantep'te Adil Hoca adıyla meşhur bir alim vardı. Kendileri rahmetli oldular. Vaaz ve nasihatlerle insanların irşad ve ikazında yardımcı olurlardı. Bir mübarek gecede kendilerini dinlemeye gitmiştim. Mübarek gün ve geceleri nasıl değerlendirmek lazım ve dahası, sonrasında ne yapmak lazım geldiğini tatlı sert bir üslupla anlatıyordu. Birlikte dinleyelim;
"Aziz cemaat, maşallah uzaktan yakından kalkmış geceyi ihya etmeye gelmişsiniz, Allah adımlarınız başına sizlere sevaplar versin. Ancak bu gecelerde çok güzel bir gayret gösteriyorsunuz, dışarı çıkınca tekrar eski halinize devam ediyorsunuz. Bakınız zahmet verdiniz, gayret ettiniz, neden elde ettiğiniz kazanımları, servetleri israf ediyorsunuz, yazık değimli size…
Bakınız bu geceyi değerlendirip, tekrar eski haline devam edenlerinizin hali şuna benzer; bir hamam düşünün önünde de kanalizasyon aksın, önce hamamda güzel bir yıkanıp dışarı çıkıp da tekrar kanalizasyona batıp çıkıp eve dönmeniz ne kadar abes bir işse; tevbe edip, ibadet edip de tekrar günaha ve gaflete devam etmeniz aynen bunun gibidir…
Geliniz bu andan itibaren bizler de böyle yapmayalım. Kendimize söz verelim, Allah'a söz verelim. Hamamda temizlenir gibi sürekli tevbe edip, tevbemizde sadık kalalım. Günahlarımızdan temizlenelim, tekrar kirlenmeden asıl yurdumuz ahiret yurduna temiz olarak gitmeye çalışalım. Bundan sonraki hayatımızı da temizlikle geçirelim ki Allah sizi de bizi de cennetine dâhil etsin inşallah…"
Evet değerli dostlar, Beratla başlayan yani miladımızı iyi değerlendirelim ve bundan sonraki hayatımızı Allah'ın rızasına uygun amellerle geçirelim ki; bizlerde elde ettiğimiz güzel kazanımları iyi korumaya çalışalım.