Kanuni Sultan Süleyman dönemini anlatan Muhteşem Yüzyıl dizisinin hemen her bölümünde bir meyhane sahnesi var. Koskoca paşalar, ileri gelen saray görevlileri su gibi içki içip dansöz oynatıyor, hayat kadınlarıyla düşüp kalkıyor.
Bu sahneleri görünce Sultan Süleyman’ın Fransa kralı Fransuva’ya yazdığı mektup aklıma geldi.
Dans Avrupa’da ilk olarak Fransa’da ortaya çıkmıştır. Dansın Fransa’da yapılmaya başlandığını duyan Kanuni, Fransa Kralına aynen şu mektubu yazmıştır.
“Ey Fransa Kralı Fransuva!
Sefirikebirimden aldığım mazhara göre malumatım oldu ki, memleketinde dans namında ala mele-innas fuhşiyyat ve lubiyat yapıyormuşsun...
İş bu name-i hümayunumun eline vusulünden itibaren bu mel’anet rezalete son vermediğin taktirde, orduyu hümayunumla gelip seni kahretmeye muktedir olurum.”
Kanuni’nin bu mektubundan sonra Fransa’da 100 yıl dans yapılmamıştır.
Şimdi soruyorum, Osmanlı sınırları içinde olmayan Fransa’da bile dansa müsaade etmeyen Kanuni, payitahtı İstanbul’da böyle bir rezilliğe izin verir mi?
Şu an yayında olan bir diğer Osmanlı dizisi de, Bir zamanlar Osmanlı-Kıyam.
TRT’de yayınlanan dizide Sultan Ahmet dönemi yani Lale Devri anlatılıyor.
Dizinin baş karakterlerinden biri Kasım isimli istihbarat görevlisi. Görevi, Osmanlı’nın bekası için çalışmak ama o imparatorluğu yıkmak için uğraşıyor. Devletin televizyonu TRT’de bu karakterin gizli faaliyetleri masumane bir şekilde anlatılıyor.
Bu iki sözde Osmanlı dizisini görünce 1987 yapımı “Kuruluş-Osmancık” dizisinin ne kadar değerli olduğunu anladım.
Bütçeniz, teknik imkânlarınız ne kadar büyük olursa olsun niyetinizde bir sorun varsa 25 yıl önce çekilen bir dizi sizi yaya bırakır.
Bu sahneleri görünce Sultan Süleyman’ın Fransa kralı Fransuva’ya yazdığı mektup aklıma geldi.
Dans Avrupa’da ilk olarak Fransa’da ortaya çıkmıştır. Dansın Fransa’da yapılmaya başlandığını duyan Kanuni, Fransa Kralına aynen şu mektubu yazmıştır.
“Ey Fransa Kralı Fransuva!
Sefirikebirimden aldığım mazhara göre malumatım oldu ki, memleketinde dans namında ala mele-innas fuhşiyyat ve lubiyat yapıyormuşsun...
İş bu name-i hümayunumun eline vusulünden itibaren bu mel’anet rezalete son vermediğin taktirde, orduyu hümayunumla gelip seni kahretmeye muktedir olurum.”
Kanuni’nin bu mektubundan sonra Fransa’da 100 yıl dans yapılmamıştır.
Şimdi soruyorum, Osmanlı sınırları içinde olmayan Fransa’da bile dansa müsaade etmeyen Kanuni, payitahtı İstanbul’da böyle bir rezilliğe izin verir mi?
Şu an yayında olan bir diğer Osmanlı dizisi de, Bir zamanlar Osmanlı-Kıyam.
TRT’de yayınlanan dizide Sultan Ahmet dönemi yani Lale Devri anlatılıyor.
Dizinin baş karakterlerinden biri Kasım isimli istihbarat görevlisi. Görevi, Osmanlı’nın bekası için çalışmak ama o imparatorluğu yıkmak için uğraşıyor. Devletin televizyonu TRT’de bu karakterin gizli faaliyetleri masumane bir şekilde anlatılıyor.
Bu iki sözde Osmanlı dizisini görünce 1987 yapımı “Kuruluş-Osmancık” dizisinin ne kadar değerli olduğunu anladım.
Bütçeniz, teknik imkânlarınız ne kadar büyük olursa olsun niyetinizde bir sorun varsa 25 yıl önce çekilen bir dizi sizi yaya bırakır.
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021