Muhyiddin Arabi Hazretleri şöyle buyuruyor:"Şimdi bilesin, kâmil kişi odur ki, nefeslerini kontrol edip, onlara bekçi ola. Gönül hazinesinin kapısında oturup, Hakkın kütüphanesine Hak'tan başka fikirlerin girmesine müsaade vermeye.'Allah'a giden yollar yaratılmışların nefesleri adedincedir' hükmü uyarınca, her nefeste Hakka yol vardır. İrfan sahibine yakışan, her nefesini zâtı ile Hak'tan alıp ve yine Hakka vermektir.Biline ki, insandan nefes çıksa (ki bu nefis olarak da düşünülebilir), haddizatında o nefes heyula gibi olup, renksiz iken, kulun itikadı, ameli ve fikri ne ise, nefes o renge boyanıp, o libas ile örtünüp çıkar.O halde, gönül hanesini Hakkın rızasına muhalif olan düşüncelerden muhafaza etmek gerektir. Zira kulun gönlü, Hakk'ın hazinesi ve kütüphanesidir ve insan onun hazinedarıdır. Hak fikrinden gayri fikirler yol kesici çetelerdir ki, onlara gönle girmeye yol bırakmamalıdır.Nitekim bu konuda hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:'Mü'minin kalbi Beytullahtır ve Arşullahtır ve Allah'ın hazinesidir ve Allah'ın aynasıdır.' İhmal edip Hakkın hazinesini çetelere kaptırır, hırsızlara çaldırırsa, hali müşkül olur, zira hain sayılır. Enfal Sûresi 58. ayette, 'Allah hainleri sevmez' buyurulmuştur.Hakkın yakınlığına ermiş murakabe ehli kimselerin zihnine gelen düşünce ve hatıralar, suret ve zahir ehli kimselerin açıkça yapmış olduğu fiiller ve sözler gibi muamele görür. Murakabe ehli Hakk'ın rızasına muhalif olan düşüncelerinden mesuldürler. Bu hale işaret eden hadiste şöyle buyrulmuştur: 'Kim başkasının kapısını çalarsa kapısı çalınır, ebrarın yaptığı iyi şey mukarreb olana göre kötü şeydir.'Hakikatte Allah-u Teâlâ ve Tekaddes kendi fikrinden başkasının, bendesinin gönlüne gelmesine razı olmaz; zira orası kendi evidir.Nitekim bir hadis-i şerifte, 'Bir kimse gönlüne Hak'tan gayri fikirleri sokarsa, Kâbetullahı put ile doldurmuş ve puthane yapmış olur.'Gerçi kalpte o hatıra ve fikirleri halk eden Allah-u Teâlâ'dır, ancak kul gafleti dolayısıyla mesul olur. Kul o düşünceyi giderip, Hak fikrine tebdil etmezse ve o düşünce ile mesrur olup bulunduğu gaflet içinde rahatlaşırsa, bu halinden sorguya çekilir."