İman ve vicdan

 "Selamun aleyküm. Murat kardeşim bu yazıyı bir kaç senedir yazmayı düşünmekle birlikte ancak sırası geldi sanırım.
Seninle on sene önce Mescidi nebevinin üst katında sabah namazını beklerken bir sohbet yapmıştık, bilmem hatırlar mısın?
Bu sohbette bu feto hainine yönelik ciddi ithamlarda bulunmuştun da ben karşı çıkmıştım sana (gerçi o zamanlarda da çok sevmezdim bu adamı). Senin bilmeden iftira atmakta olduğunu düşünmüştüm.
Şimdi bakıyorum da hadi biz aldandık,  peki bu kadar aklı evvel siyasetçi ve devlet adamı nasıl uyudular be kardeşim. Senin edinebildiğin bu istihbaratı hiç biri mi edinemedi.
Şimdi ne kadar haklı olduğunu görüyor ve seni takdir ediyorum.
En yakın zamanda yüz yüze görüşmek dileklerimle. Allaha emanet ol."
Hz. Adem'den beri insanlığın maruz kaldığı en büyük katliam Hakk'ın ve Haklının gizlenmesidir. Dünyada olan tüm savaşlar, zulümler, cinayetler, halka karşı olan kalkışmaların hepsi bu gizlemenin sonuçlarıdır. Bütün bu günahların vebali Hakk'ı gizleyenlerin ve onlara destek olanların boynundadır.
Dün, "Muhammedül Emin" dedikleri Peygamber Efendimiz'i zenginle fakir arasındaki adaleti tesis edeceği, ceplerine dokunacağı korkusuyla halkından gizlemek isteyenlerle, bugün başta Fetö olmak üzere söylemiş olduğu her şeyin doğru olduğunu gördükleri halde Prof. Dr. Haydar Baş'ı halkından gizlemeye çalışanların safı aynıdır. Hâlbuki olaylara Allah'ın nuru ile bakan, Ehl-i Beyt'in nefesi ile konuşan bir mümin, içinde yaşadığı halkın hem dünyası hem de ahireti için ne büyük bir nasiptir.
Bu ölçülerden hareketle bana yukarıdaki satırları yazan, kalbinde et yerine iman ve vicdan taşıyan Hac arkadaşımı tebrik ediyor ve darısının bu millete yön verenlere de olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum.