Mustafa Kemal'siz Çanakkale'yi anlamak

Öteden saikalar parçalıyor afakı;

Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı,

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin,

Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

 

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,

O ne müthiş tipidir: savrulur enkaaz-ı beşer..

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak

Boşanır sırtlara, vadilere sağnak sağnak.

 

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber

Sana avucunu açmış duruyor Peygamber...

 

Davudi sesiyle, ona özel duygu iklimiyle şiiri ezberden öyle okumuştu ki, dinleyen bizler o anı yeniden yaşıyor gibiydik.

"Allah yolunda öldürülenlere için "ölüler" demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilmezsiniz." Bakara suresi 154. Ayetin tecellisini yaşıyor gibiydik.

Topraklarımızı işgalden kurtarmak ve tam bağımsız kılmak adına şehit olmuş dedelerimizle birlikte, Hocamın Çanakkale ile ilgili konuşmasını dinliyoruz sanki.

 

Okuduğunu konuşanla, konuştuğunu yaşayarak anlatan arasındaki farkı, Hocamın şahsında seyrederek öğreniyorduk.

 

Ben Trabzon lisesi mezunuyum. Ülke çapında birçok lise gibi bizim lise de Çanakkale savaşı sırasında mezun verememişti. Onlar mezuniyet belgelerini Çanakkale'de ölüme meydan okuyacak sınavdan geçerek alıyor ve Allah'ın ölümsüzler defterine kaydoluyorlardı.

Öyle topraklara sahibiz ki yerin altı, yerin üstünden daha zengin, daha canlı ve daha diridir. Bu topraklarda yaşayan bizler, Türk yurdunun, Türk vatanının, Türk devletinin gerçek sahiplerinin Çanakkale'de destan yazan dedelerimiz olduğunu asla unutmamalıyız.

 

Onun için yeraltı madenlerimize yerüstü zenginliklerimize ihanet etmemeliyiz. Şayet yanlış icraatlar yaparsak bunun hesabını dünyada ve ahirette veremeyiz. Bu zenginlikleri şehitlerimiz, kanlarıyla bizlere emanet etmişlerdir. Emanete ihanet edersek, şehitlerimizin destek verdiği bir Molla Kasım gelir hesabını dünyada bizden adaletle sorar, Ahirette ise, ülkemizi işgal edenlerle iş birliği yaptığımız gerekçesiyle Allah'ın sonsuz azabıyla cezalandırılırız. Allah böyle bir akıbetten bizleri korusun.

 

Hamasetin dışında Çanakkale ruhunun çağımıza nasıl taşınacağı noktasında farklı bir ses yine BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'tan geldi.

Hüseyin Baş, "Çanakkale yüce Türk milletinin tüm imkansızlıklara rağmen imanıyla yazdığı şanlı bir destandır. Haçlı dünyasının devleri bir asır önce Anadolu'dan Müslüman Türk'ün izini silmek için kapımıza dayandı. Bu hayasız akına milletimiz Türk'üyle Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle topyekûn omuz omuza vererek karşı durdu. Toprağı kanıyla sulayan milletimiz birlik ve beraberlik sayesinde Çanakkale'yi geçilmez yaptı. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) ekonomiden eğitime kadar tüm alanlarda ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli temelli projelerle Çanakkale ruhunun günümüzdeki iz düşümüdür" şeklinde ifade ettiler.

 

Atatürk'ü ağzına almaktan imtina ederek Çanakkale zaferini değerlendirenler şunu iyi bilsinler ki, O olmasaydı ne Çanakkale zaferi kazanılırdı ne de Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuş olurdu. Bu hüküm niteliğindeki tespitler bana ait değil, Atatürk'ün hasımları olan işgalci düşmanların komutanlarının tespitleridir.

 

Atatürk'ün kurduğu devletin nimetlerinden tepe tepe istifade ederek ona dil uzatanlara, Allah birazcık akıl verse de, ne denli ihanet içerisinde olduklarının anlasalar, belki yanlışlarından dönerler de özür dilerler diye dua ve umut ediyorum.

 

Oysa Atatürk,

Okullara ders konusu olan askeri dehasıyla, ölüme tebessüm edecek imanıyla, askerine ölümü emreden kararlılığıyla, işgalcilerin hesaplarını altüst edecek ferasetiyle, Çanakkale savaşında Haçlı dünyaya meydan okumasıyla, ölümsüzler defterinin en başında yerini almıştır.

 

Hayatını rahatına göre dizayn etmek için giyinen, kuşanan, ısmarlama fetvalar veren, sıkıntıya girdiğinde hemencecik u dönüşü yapan beyler, efendiler, resmi ve sivil cübbeliler, ülkede karışıklık olduğunda soluğu yurt dışında alarak yabancı pasaport taşıyanlar, Çanakkale zaferini Atatürk'süz anlayamazsınız.

 

Sizden bir ricam var, lütfen tasınızı tarağınızı toplayarak Müslüman Türk milletinin yakasından düşün, biz de kurtulalım İslam da sizden kurtulsun.