Musul senin neyine?

Türk siyaseti, stratejik ahmaklık ile ma'lul değil sadece?
Siyaset erkanı, Türk milletinin yedi düvele karşı verdiği Kurtuluş Mücadelesine dair "Keşke Yunan galip gelseydi" deyip Yunan'dan şeriat ve hilafet dilenen kırmızı fesli Clinton raportörünün hayaline takılmış üzerinde oturduğu devletin tapusu olan Lozan'a çamur atıyor?
"Keşke Yunan galip gelseydi" diyeni akıl hocası olarak kabul edenler, Lozan hezimettir deyip bindikleri dalı kesmekten başka maharet sergileyemezler!
Hilafet hülyalarıyla Türkiye savaşa, ateşe ve BOP cehennemine sürükleniyor.
Türk milletine on beş yıldan beri Amerikan uşaklığını stratejik ortaklık diye yutturanlar, ortakçıları ve beslemeleri eliyle ülkemizin yangın yerine ve can pazarına döndürüldüğü şu vahim süreçte Suriye'de, Musul'da rol kapmaya çalışıyorlar.
Amerika, bugüne kadar kedinin fareyle oynadığı gibi oynadığı ve deliğe süpürmeyip kullandığı siyaset aktörlerini tek çalımla saf dışı etti.
Amerika, bizzat Henry Kissenger tarafından hedefi Büyük İsrail oluşumu olarak açıklanan Büyük Ortadoğu Projesini adım adım gerçekleştirdi. Bu süreçte PKK, Barzani, IŞİD, el-NUSRA, ÖSO, FETÖ, Stratejik Ortak ve sair ülkemizde ve bölgemizde sarıklı-sarıksız, silahlı-silahsız birçok yeni figüranlar ve taşeronlar imal etti.
Satranç ustası maharetiyle hepsini, kullanılması gereken yerde kullandı. Kendi projesi ve menfaati eksenindeki en stratejik noktalarda saf dışı etti.
Türk siyasetinin Musul'daki vaziyeti bu?
Amerika'nın operasyon komutanı ve Irak Merkezi Hükümeti Başbakanı, Musul'a bir adım atamazsınız, illegalsiniz diyor.
Ala yü vala ile Türk askerini Başika'ya gönderenler, Türkiye'yi tecrit ettiler, şimdi orada açık hapiste tutuyorlar.
Amerika ve komşularımız, PYD, ÖSO ve Barzani yerine bile koymuyor koca Türkiye'yi? Adam yerine koymuyorlar.
Bunu dahi görmeyecek derecede bir siyaset aymazlığı yaşanıyor ülkede!
Ankara'dakiler diyor ki, bizi siz çağırdınız, şimdi yan çiziyorsunuz; ama bizi Barzani çağırır, yine görev yaparız.
Türkiye kendi kendine gelin güvey oluyor.
Ankara'da Amerika'nın üflemesi yahut kırmızı feslinin Osmanlıcılık hülyası ve halüsinasyonla rüya görenler, Musul'a iştah kabartıyorlar.
Ülkenin içi can pazarı ve yangın yeri; Ankara'dakilerin aklı Musul'a, Suriye'ye tutulmuş.
Musul senin neyine?
Dabık'tan sana ne?
Ayranımız yok içmeye; tahterevalli ile gidiyoruz Musul'a!
Amerikan aklıyla Suriye'ye burun soktuk; ne oldu? Burnumuzu, başımızı, gövdemizi, yani topyekun ülkemizi ateş aldı, yanıyoruz.
Şimdi de Musul cehennemine balıklama atlamak için Amerika'nın Büyük İsrail oluşumunun perde arkası taşeronu Barzani'den himmet ve icazet bekliyoruz.
Bölgede Türkiye'ye kendi BOP planı ve talimatları dışında bir adım dahi attıramayanlar, zırnık koklatırlar mı?
Ülkemizin bu ateş ve cehenneme sürüklenişten kurtulmasının yolu, milletimizin aklını başına devşirmesinden, bugüne kadar en hayati hususlardaki uyarıları ve öngörüleri tek tek çıkan Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye kervanına acilen iştirak etmesinden geçiyor.
Ecnebilerin aklı veya keşke Yunan galip gelseydi diyen pervasız ecnebi borazanlarının üfürükleriyle yol alırsak, ne vatan kalır, ne devlet?
Şunu diyor Türkiye Cumhuriyetinin banisi Ehl-i Beyt soylu Gazi M. Kemal Atatürk, 6 Mart 1922 TBMM konuşmasında:
"Efendiler? Hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatiyle, ecnebilerin planlarıyla yükseltilebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır. İşte Türkiye de, bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden, her saat, her gün, her yüzyıl, biraz daha çok gerilemiş, daha çok düşmüştür."
Anlayana sivrisinek saz?