5-10 Temmuz Uluslararası Nasreddin Hoca Şenlikleri… Her şakasında bir hikmet yatan Nasreddin Hoca, Anadolu bilgeliğinin timsalidir. Her yıl Akşehir'de onun adına düzenlenen şenlikler geleneksel kültürümüzü tanımak ve tanıtmak için güzel bir vesile olmaktadır.
Nasreddin Hoca, Türklerin dünyaca tanınmış halk filozofu ve fıkra kahramanıdır. 13. Yüzyılda, Anadolu'da, daha doğrusu Sivrihisar ve Akşehir'de yaşamıştır. Akşehir'de ölmüş ve Akşehir'in en eski Selçuklu mezarlığına gömülmüştür. Oradaki mezarı türbe haline getirilmiş, günümüze kadar korunmuştur.
Türbenin onarımı sırasında bulunan mermer kitabe ve sancak alemi üzerindeki 683 Hicri (1285) tarihi, Nasreddin Hoca'nın ölüm tarihidir.
683 H. (1285) yılı, Nasreddin Hoca'nın ölüm tarihi olarak diğer belge ve bilgilere uygun düşmektedir.
Nasreddin Hoca'nın türbesindeki sütunlardan birinin üzerine, 796 H. (1393) yılında Yıldırım Bayezıt'ın askerlerinden Mehmet'in yazdığı beyit ve tarih, Nasreddin Hoca'nın Timur Anadolu'ya gelmeden çok önce öldüğünü göstermektedir.
Evliya Çelebi 1048 H. (1638) yılında, Nasreddin Hoca'nın türbesini ziyaret etmiş, izlenimlerini Seyahatname'sinin 3.cildinde anlatmıştır. Evliya Çelebi'nin Nasreddin Hoca'yı Timur'la çağdaş göstermesi, yerli ve yabancı araştırmacıları yanıltmıştır. Eski Eserler Arşivi'nde bulunan 556 numaralı belgede, Fatih'in Sadrazamlarından Gedik Ahmet Paşa tarafından, 1476 yılında yaptırılan bir vakıf ve emlak yazımının defterinde, Akşehir'de, Nasreddin Hoca'nın bir vakfının bulunduğu kayıtlıdır.
Lâmii Çelebi, Nasreddin Hoca'nın 13.yüzyıl şairlerinden Şeyyat Hamza ile çağdaş olduğunu bildirmektedir.
Sivrihisar ve Akşehir'de, Nasreddin Hoca'nın kızlarına ait mezar kitabeleri bulunmuş ve Akşehir Müzesi'ne konulmuştur. 19.yüzyılın başına kadar, İstanbul'da Nasreddin Hoca'nın torunlarının yaşadığını, mezar kitabelerinden öğrenmekteyiz.
Bugünkü bilgilerimize göre, Nasreddin Hoca'dan söz eden en eski kaynak, Ebül Hayr-i Rumi'nin, Cem Sultan'ın emriyle yazıp, 1480 yılında bitirdiği Saltuknâme'dir. Orada, Nasreddin Hoca'nın çok tanınmış bir kişi olduğu ve lâtifelerinin kitap haline getirildiği kaydedilmiştir. Daha sonra Mehmet Gazâli (Deli Birader), Güvâhi, Lâmii Çelebi ve Taşlıcalı Yahya Bey, Nasreddin Hoca'dan söz etmişler, kimi fıkralarını yazıya geçirmişlerdir. 16.yüzyıldan itibaren de Nasreddin Hoca fıkraları yazma kitaplar haline getirilmiştir. Bu kitapların en eskisi olan Hikâyet-i Kitab-ı Nasreddin 1571 yılında yazılmıştır. Basılı ilk Nasreddin Hoca fıkraları kitabı, 1837 yılında, İstanbul'da, Letaif adıyla yayınlanmıştır.
Bugün Türkiye'de ve dünyanın çeşitli kütüphanelerinde toplam 68 adet Nasreddin Hoca yazması bulunmaktadır.
Nasreddin Hoca, zaman içerisinde, Türklerin halk filozofu ve fıkra kahramanı olmak özelliklerini aşmıştır. Günümüzde, Nasreddin Hoca, Türkiye, Ortaasya, Azerbaycan, Kafkasya, İran, Batı Çin ve Balkanlar'da kendisine yüzlerce fıkra bağlanan bir fıkra tipi olarak varlığını sürdürmektedir ve sonsuza kadar da sürdürecektir.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023