NATO'dan 'aferin' ziyareti
Türkiye'nin ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Miraç Gecesi Suriye'ye hava saldırısı düzenlemesinin ardından Batı kampında yer aldığını net sözlerle vurgulaması NATO'dan gür alkış aldı. Ankara'ya gelen NATO Genel Sekreteri, Zeytin Dalı Harekâtı'na övgüler dizdi
16.04.2018 00:00:00
RECEP BAHAR/ANALİZ HABER
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, en rahat Ankara ziyaretlerinden birine imza attı. Bu rahatlık yapılan açıklamalara ve verilen mesajlara, hatta görüntülere ve fotoğraflara da yansıdı. Taraflar memnundu.
Peki, bu memnuniyet ve hoşnutluk hali nereden geliyordu? Elbette Miraç Gecesi ABD Başkanı Trump'ın talimatıyla Suriye'ye fırlatılan 103 füze ile Amerikan Fransız ve İngiliz savaş uçaklarının Suriye'deki Esad birliklerinin yanı sıra İran ve Hizbullah mevzilerine yönelik gerçekleştirdikleri yoğun hava bombardımanına Ankara'nın en yüksekten verdiği destekten?
Macron planı afişe etti
Suriye'ye yönelik sınırlı hava akınının esas gayesini dünya gündeminde yer kapmak isteyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron afişe etti.
Macron, Pazar günü yaptığı açıklamada, saldırının mükemmel bir şekilde gerçekleştiğini ifade ederek, "Bu saldırıyla Türkleri Ruslardan ayırdık. Türkler kimyasal silahları kınadı" dedi.
Macron'un bu ifadesine Katar'da cevap veren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Suriye politikamız, herhangi bir ülkenin yanında veya karşısında olma politikası değildir, hakkın ve doğrunun yanında olma politikasıdır. Hakkın ve doğrunun yanındayız" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, Stoltenberg ile ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, "Macron'un 'Türkiye'yi Rusya'dan ayırdık' sözü, doğru bir söz değil. Rusya ile ilişkilerimiz Fransa Cumhurbaşkanı'nın ayıracağı kadar zayıf değil" şeklinde konuştu.
NATO'dan Afrin'e övgü
Ancak Türkiye'nin Batı ekseninin Suriye operasyonuna destek vermesi, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in Ankara'daki açıklamalarına doğrudan yansıdı.
Stoltenberg, Çavuşoğlu ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin çok değerli ve önemli bir NATO müttefiki olduğu vurgulayarak, şunları söyledi: "Başka hiçbir müttefik Türkiye kadar terör saldırılarından çekmemiştir. NATO'nun buradaki varlığı, Türkiye'yi desteklemek ve yardım etmek içindir. Burada daha fazla deniz ve hava mevcudiyetimiz var, daha fazla tatbikat yapıyoruz. Erken uyarı ve gözlem uçaklarımız, hava savunma sistemlerimiz var. Suriye sınırında İspanyol ve İtalyan bataryaları bulunuyor. Zeytin Dalı Harekâtı'nda Türkiye'nin şeffaflıkla hareket etmesini memnuniyetle karşılıyorum!"
Oysa NATO Genel Sekreteri Yardımcısı Rose Gottemüller, 8 Mart'ta yaptığı açıklamada, TSK'nın Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Operasyonu'nun kapsam ve zaman bakımından kısıtlanması gerektiğini savunmuştu!
Gottemüller, "Türkiye bu ittifakın değerlerini hatırlamalı. Bu operasyon bağlamında, bu orantılılık ilkesine bağlı kalmak, sivillerin hedef olmamasına büyük titizlikle dikkat etmek ve bu operasyonu mümkün olduğu kadar kapsam ve zaman bakımından kısıtlamak demektir" ifadelerini kullanmıştı.
Bu açıklamalar NATO'nun da zamanın ve mekanın ruhuna uygun söylem geliştirdiğini dışa vuruyor.
Batı'dan dost olur mu?
Batı'dan ya da Türkiye'nin NATO'daki müttefiklerinden dost olur mu ya da dostluk gösterisi ne kadar sürer? Bunun için Zeytin Dalı Operasyonu iyi bir turnusol kâğıdı oldu. Zeytin Dalı Operasyonu devam ederken NATO üyesi Fransa'nın Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, 7 Şubat'ta yaptığı açıklamada, Zeytin Dalı Harekâtı'nı eleştiren açıklamalarda bulunarak, "Ankara savaşa, savaş eklememeli" demişti.
Macron da aynı dönemde Le Figaro gazetesine verdiği röportajda Türkiye'nin Afrin operasyonunun terörle mücadele odaklı olması gerektiğini ve bir 'işgal operasyonuna' dönüşmemesi gerektiğini dile getirmişti.
Dahası Macron, Afrin operasyonu sonrası PYD/YPG üyelerini Paris'te Elysee Sarayı'nda kabul etmişti. Benzer açıklamalar Türkiye'nin NATO'daki müttefikleri ABD, Hollanda ve Almanya'dan gelmişti. Bu yaklaşımlar Batı'nın asla Türkiye'nin dostu olmayacağını ortaya koyuyor.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, en rahat Ankara ziyaretlerinden birine imza attı. Bu rahatlık yapılan açıklamalara ve verilen mesajlara, hatta görüntülere ve fotoğraflara da yansıdı. Taraflar memnundu.
Peki, bu memnuniyet ve hoşnutluk hali nereden geliyordu? Elbette Miraç Gecesi ABD Başkanı Trump'ın talimatıyla Suriye'ye fırlatılan 103 füze ile Amerikan Fransız ve İngiliz savaş uçaklarının Suriye'deki Esad birliklerinin yanı sıra İran ve Hizbullah mevzilerine yönelik gerçekleştirdikleri yoğun hava bombardımanına Ankara'nın en yüksekten verdiği destekten?
Macron planı afişe etti
Suriye'ye yönelik sınırlı hava akınının esas gayesini dünya gündeminde yer kapmak isteyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron afişe etti.
Macron, Pazar günü yaptığı açıklamada, saldırının mükemmel bir şekilde gerçekleştiğini ifade ederek, "Bu saldırıyla Türkleri Ruslardan ayırdık. Türkler kimyasal silahları kınadı" dedi.
Macron'un bu ifadesine Katar'da cevap veren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Suriye politikamız, herhangi bir ülkenin yanında veya karşısında olma politikası değildir, hakkın ve doğrunun yanında olma politikasıdır. Hakkın ve doğrunun yanındayız" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, Stoltenberg ile ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, "Macron'un 'Türkiye'yi Rusya'dan ayırdık' sözü, doğru bir söz değil. Rusya ile ilişkilerimiz Fransa Cumhurbaşkanı'nın ayıracağı kadar zayıf değil" şeklinde konuştu.
NATO'dan Afrin'e övgü
Ancak Türkiye'nin Batı ekseninin Suriye operasyonuna destek vermesi, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in Ankara'daki açıklamalarına doğrudan yansıdı.
Stoltenberg, Çavuşoğlu ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin çok değerli ve önemli bir NATO müttefiki olduğu vurgulayarak, şunları söyledi: "Başka hiçbir müttefik Türkiye kadar terör saldırılarından çekmemiştir. NATO'nun buradaki varlığı, Türkiye'yi desteklemek ve yardım etmek içindir. Burada daha fazla deniz ve hava mevcudiyetimiz var, daha fazla tatbikat yapıyoruz. Erken uyarı ve gözlem uçaklarımız, hava savunma sistemlerimiz var. Suriye sınırında İspanyol ve İtalyan bataryaları bulunuyor. Zeytin Dalı Harekâtı'nda Türkiye'nin şeffaflıkla hareket etmesini memnuniyetle karşılıyorum!"
Oysa NATO Genel Sekreteri Yardımcısı Rose Gottemüller, 8 Mart'ta yaptığı açıklamada, TSK'nın Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Operasyonu'nun kapsam ve zaman bakımından kısıtlanması gerektiğini savunmuştu!
Gottemüller, "Türkiye bu ittifakın değerlerini hatırlamalı. Bu operasyon bağlamında, bu orantılılık ilkesine bağlı kalmak, sivillerin hedef olmamasına büyük titizlikle dikkat etmek ve bu operasyonu mümkün olduğu kadar kapsam ve zaman bakımından kısıtlamak demektir" ifadelerini kullanmıştı.
Bu açıklamalar NATO'nun da zamanın ve mekanın ruhuna uygun söylem geliştirdiğini dışa vuruyor.
Batı'dan dost olur mu?
Batı'dan ya da Türkiye'nin NATO'daki müttefiklerinden dost olur mu ya da dostluk gösterisi ne kadar sürer? Bunun için Zeytin Dalı Operasyonu iyi bir turnusol kâğıdı oldu. Zeytin Dalı Operasyonu devam ederken NATO üyesi Fransa'nın Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, 7 Şubat'ta yaptığı açıklamada, Zeytin Dalı Harekâtı'nı eleştiren açıklamalarda bulunarak, "Ankara savaşa, savaş eklememeli" demişti.
Macron da aynı dönemde Le Figaro gazetesine verdiği röportajda Türkiye'nin Afrin operasyonunun terörle mücadele odaklı olması gerektiğini ve bir 'işgal operasyonuna' dönüşmemesi gerektiğini dile getirmişti.
Dahası Macron, Afrin operasyonu sonrası PYD/YPG üyelerini Paris'te Elysee Sarayı'nda kabul etmişti. Benzer açıklamalar Türkiye'nin NATO'daki müttefikleri ABD, Hollanda ve Almanya'dan gelmişti. Bu yaklaşımlar Batı'nın asla Türkiye'nin dostu olmayacağını ortaya koyuyor.