logo
19 NİSAN 2024

Necip Fazıl'dan emperyalizm dersi

09.09.2012 00:00:00
Emperyalizm, ta Roma İmparatorluğu'ndan beri Batının kendisini merkeze alarak kendi dışındaki dünyayı sömürme, yağmalama, talan etme, değiştirip dönüştürme, amaçları doğrultusunda bölüp parçalama, kendi siyasi iradesini başka topluluk ve devletlerin idaresine hâkim kılma, kendi kültür ve medeniyetini gönüllü ya da gönülsüz olarak dayatarak benimsetme faaliyetlerinin genel bir adıdır.
Bu bağlamda biz Türk milleti olarak özellikle Tanzimat döneminden itibaren Batı emperyalizmine maruz kalmış bir milletiz. Tanzimat'tan bu yana Batı, bize siyasi, ekonomik, kültürel ve askerî anlamda emperyalist politikalar uygulamakta; çoğu zaman da başarılı olmaktadır. Ancak Tanzimat'tan günümüze iki önemli Türk beyi; II. Abdülhamid ve son başbuğ Atatürk, emperyalizme karşı millî bir direniş göstermiştir.
Günümüzde ise Amerika ve Avrupa'dan müteşekkil Batı dünyası, bize dönük her türlü emperyalist projelerini uygulama konusunda bir hayli mesafe almış durumdadır. Bugün Batının emperyalist siyaseti, ülkemizde başıboş bir halde yürürlüktedir. Türk milletinin temsilci olarak seçtikleri kişilerin bağımsız siyasî irade beyan etme imkânı kalmamıştır. Yeni anayasa çalışmalarından tutun da çıkarılan hemen hemen bütün kanunlar, ya Amerika'nın ya Avrupa Birliği'nin dayatması, talimatı, emirleri doğrultusundadır. Yani siyaseten bağımsız millî irade kullanamıyoruz, teslimiyetçiyiz, âdeta sömürge ülkesi durumundayız. Ekonomik anlamda da büyük ekonomik müesseselerimizin önemli bir bölümü yabancılara teslim edilmiş durumdadır. Vatanımızın doğal, milletimizin de el emeği göz nuru zenginlikleri, ekonomik emperyalizm kapsamı içerisinde yabancılar tarafından yağmalanmaktadır. Bunun yanında yerli, millî, İslamî kültür ve medeniyetimiz yavaş yavaş değil; hızlıca yok ediliyor, yerine Batı kültür ve medeniyet değer ve kurumları ikame ediliyor. Yani aynı zamanda Batının kültür emperyalizmine de maruz durumdayız.
İslamcı görünümlü Batı vesayetçisi arkadaşlar, vatanımız ve milletimiz üzerindeki emperyalist tasallutu daha da ağırlaştırdılar. Bağımsız, istiklâlci, millî, İslamî bir yönetim yerine, tamamen Batı emperyalizminin vesayetçi yönetim biçimini uygulamaya sokarak teslimiyetçi, taşeron bir uygulama ekibi olarak görev yapıyorlar.
Necip Fazıl'ın öğrencisi olduğunu iddia eden bu arkadaşlara üstadlarının Batı emperyalizmi karşısındaki tavrını iyi okumalarını tavsiye ederim. Zira Necip Fazıl Batı emperyalizmi karşısında kararlı, millî bir direniş öncüsü olarak mücadele verdi. Bunun örneklerine bakalım.
1956 yılında yayınladığı "Düvel-i Muazzama" adlı yazısı bu bağlamda çok önemli. O bu yazısında şu görüşlere yer veriyor:
"Eskiden bir düvel-i muazzama (Avrupa'nın büyük devletleri) korkusu vardı. Tanzimat'tan bu yana, Osmanlı İmparatorluğunun ihtilaç (çarpıntı) devrinde..
-Aman düvel-i muazzama ne der?
-Aman düvel-i muazzama payitahta (başkente) donanma gönderir!
-Aman, düvel-i muazzama bizi taksim eder (bölüp parçalar)!
Ve bu mazeret altında, nefsine hiçbir hayat hakkı tanımamış bir beslemenin, yemeğini ödü patlayarak ve sezdirmeyerek çiğnemesi gibi devlet en basit icraatlarında bile kekeme bir tavır alır, hele cüret mevzularında hiçbir şey yapamazdı..
Dünkü düvel-i muazzamanın yerinde şimdi Birleşmiş Milletler ve Amerika var… Bütün istedikleri ve umdukları demokrasi kutuplarından hükûmetimizin yüzüne bir sille vurulması, yahut bu korkuyla hükûmetin kendilerine eyvallah demesi… Vatanlarını müstemleke (sömürge) ve ecnebileri (yabancıları) bu topraklarda hak ve hakikat jandarması sananların hali!" (16.04.1956, Çerçeve 3, İst, 1991, s.20)
Şimdi bu yazıdan hareketle günümüze dönük güncel bir uyarlama yapalım. Tanzimat döneminin düvel-i muazzamasının bugünkü adı Amerika ve Avrupa Birliği'dir. O zaman Tanzimatçılar düvel-i muazzamadan korkarak ya da onları memnun etmeye çalışarak; ama bir şekilde onlara göre adım atarak, istiklalci olamayan, teslimiyetçi bir yönetim sergileyerek gönüllü sömürgeciliği benimsemişlerdi. Şimdi de değişen bir şey yok. Şimdi de yine aynı tavır. Yani Allah'tan korkacaklarına Amerika'dan korkuyorlar, milletimize güveneceklerine Amerika ve Avrupa vesayetine sığınıyorlar.
Necip Fazıl'ın tabiriyle bugün hükûmet, bir "beslemenin, yemeğini ödü patlayarak ve sezdirmeyerek çiğnemesi gibi en basit icraatlarında bile kekeme bir tavır alıyor, hele cesaret gerektiren konularda hiçbir şey yapamıyor." Mesela Amerika'nın korkusundan ve ondan izin almadan Kandil'e gidemiyor. Kendisini Amerika'nın İslâm dünyasını darmadağın edip vatanlarımıza hâkim olma ve Büyük İsrail'e köle yapma projesi olan Büyük Orta Doğu projesini uygulama memuru olarak görüyor.
Necip Fazıl, "vatanlarını sömürge ve yabancıları bu topraklarda hak ve hakikat jandarması yapanlara" hiç de müsamahalı değil.
Necip Fazıl'ın emperyalist Batı karşısındaki bu kesin ve net, istiklâlci duruşunun, Türkiye'yi yönetmeye çalışan ve bir türlü Türk olamayan "Türkiyeli!" öğrencilerinde hiçbir yansıması yok.
Necip Fazıl başka yazılarında da Batı emperyalizmine karşı millî duruşunu açıkça ortaya koyar. Bazı cümlelerini alalım:
"Tanzimat'tan beri millî kahramanlarımız, bizi Kanunî devrinin, haşmet ve şevketine ters taraftan denk hale getirmek isteyen Avrupalının yonttuğu ve biçtiği kuklalardan ibarettir. O devirden beri, kozmopolitlik ve Allahsızlık ajanlarıyla millî kahramanlarımızı hep Avrupa tayin ve tespit eder, biz de buna inanırız." (3.6.1956, Çerçeve 3, İst, 1991, s.35)
Demek ki iktidara gelmek isteyenler, önce Amerika'yı tavaf edecek, Amerika'ya bağlılık yemini edecek, onunla gizli anlaşmalar yapacak, sonra Türk milletinin başına musallat olup millî kahramanlarımız olarak lanse edilecek. Necip Fazıl'a göre bu kişiler, Avrupa ya da Amerika tarafından tespit ve tayin edilen ve bize millî kahraman olarak inandırılan, Avrupalının ya da Amerikalının yonttuğu ve biçtiği kuklalarmış.
Necip Fazıl sever arkadaşların üstadlarını iyi okumaları lazım. Öyle ondan hamasî ya da lirik şiirler okumakla olmuyor bu işler.
Kendi ruh köklerine, yerli, millî ve İslamî zeminlerine yabancılaşmış, Amerikancı ve Avrupa Birlikçi İslamcı arkadaşlara Necip Fazıl'dan, gönülden ve göbekten bağlandıkları bu Batının ne menem bir şey olduğunu tarif:
"Tanzimat'tan beri türlü sunî gübreler ve kimyevî yemlerle bir bonmarşe ağacını beslemeye çalışıyoruz. Batılılık dedikleri ağaç… Yemişleri tıpkısı tıpkısına, bonmarşe malı Noel ağaçlarının dallarındaki takma ve iliştirme eşyadan ibaret… Bu yemişler, ağacın Türk Milleti olması gereken kökünden doğma ve beslenme değil…" (21.10.1964, Çerçeve 3, İst, 1991, s.52)

Necip Fazıl, Amerika ve Avrupa vesayetçisi gafil öğrencilerine nasıl şahsiyetli, yerli, millî, İslamî bir yol, tavır ve siyaset gütmeleri gerektiğini açıkça söylüyor:
"Canlanmak, yani şahsiyet sahibi olmak, içtimaî (toplumsal) ve iktisadî (ekonomik) bir şahsiyet ifadesiyle tam istiklâl belirtmek, hiç kimseye el açmamak ve hiçbir kapının kulu olmamak."(11.1.1965, Çerçeve 3, İst, 1991, s.67)
Demek ki neymiş! Şahsiyet sahibi olacaksın, sosyal, siyasi, ekonomik, kültürel ve askerî anlamda yani bir bütün olarak istiklâlci yani bağımsızlıkçı olacaksın, Batı emperyalizmine bağımlı, teslimiyetçi olmayacaksın, Amerika'ya da Avrupa'ya da el açmayacaksın ve onların kapısının kulu olmayacaksın. Türk milletini yönetme sorumluluğunu üzerine alacaksan, tam istiklâlci Türk beyi olacaksın!
Ayrıca Patrikhane açılımı da yapan, onlarla sarmaş dolaş olan bu arkadaşların üstadarı Necip Fazıl'ın 21.4.1965 tarihinde "Patrikhane" adlı yazısında geçen Patrikhaneyle ilgili şu cümlelerini okumalarında da fayda var:
"(Patrikhane) Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar Hasta Adam'ın toprağa gömülmesi mevzuunda Batı emperyalizmasının fitne ve casusluk ocağı şeklinde çalıştı ve ancak Ulu hakan II. Abdülhamid Han zamanında etrafına çekilen tarassut çemberi müstesna kendisine el sürebilen olmadı." (21.04.1965, Çerçeve 3, İst, 1991, s.166)
Necip Fazıl kurtuluşumuz için 11 madde sıralamış. Bunlardan ilk maddesi şöyle:
"Resmî icap ve ihtiyaçlara bağlı ve devlet eliyle getirtilecek âlet ve malzeme dışında memlekete Batı mamülü (ürünü) tek yabancı eşya sokmayacaksınız!" (27.05.1965, Çerçeve 3, İst, 1991, s.205)
Necip Fazıl böyle demiş ama, öğrencileri bugün ülkemizi ağzına kadar Batı ürünü yabancı eşyalarla doldurdular.
Son olarak yazımızı Necip Fazıl'ın, batı emperyalizminin içerdeki yerli taşeronları için söylediği şu ifadeyle tamamlayım. Bunu üzerine kim alınırsa alınsın:
"maddi ve manevî garp (Batı) emperyalizminin Türk vatanı içinde tarihî kavasları, hep bu sahte mazlumlar, efeler arasında…" (6.4.1956, Başmakalelerim 2, İst., 1995, s.23)
Kavas, elçiliklerde hizmetli ya da koruma görevlisi demektir. Bugün bu kavaslar kim acaba?
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla dayanıp ateşe verdi
Gürültü kavgasını özel harekat bitirdi
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla dayanıp ateşe verdi
Gürültü kavgasını özel harekat bitirdi
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.