Ramazan ayından sonra bayramı uğurlamanın burukluğunu yaşadık. Dünyanın dört bir yanında yaşayan İslam aleminin geçmiş ramazan bayramını kutluyorum. Bayramların en büyük özelliği, büyüklerle küçüklerin sevgi içinde olması insanların sevinçle kucaklaşmasıdır. Bayram namazı sonrasında evine dönen babanın karşısında, çocuklarının el öpme sırası, babanın bayram harçlığı vermesi, annenin bayram sabahına özel pişirdiği yemekler, yeni alınan bayramlık kıyafetlerini giymek için sabırsızlaşan minikler? Benim 85 yaşında, içinde tarih saklı olan bir ninem var. Her bayram sabahına biz, onun elini öperek merhaba deriz. Ninemin şu ifadesi beni hep düşündürür: "Nerde o eski bayramlar..." Acaba derim eski bayramlarla şimdiki bayramlar arasındaki fark nedir? Sonra aklıma iki cevap gelir. 1.'si, insanlar eski hayatlarına özlem beslerler, 2.'si değişen dünya düzeni her şeyin güzeliğini silip süpürmektedir. Bu iki seçeneği tek tek doğru cevap olarak kabul edelim ve her ikisini de ayrı ayrı yorumlayalım. "İnsanlar eski hayatlarına yani geçmişe özlem besler." Bu doğru bir sözdür. Çünkü zamanla kaybedilen takat ve dinamiklik insanlar tarafından aranılan bir özelliktir. Dinç bir şekilde karşılanılan bayramlarda bu özlemin nedeni olabilir. Bu nedenle, belki de insanların eski bayram özlemi eski benliklerine özlemdir. Diğer cevabı doğru olarak kabul edersek, yani değişen dünya düzeni karşısında bayramın güzelliğinin kaybolduğunu varsayalım. İşte bu noktada denilebilir ki, genelde kapitalist sistemle yönetilen dünya, bayramında coşkusundan yoksundur. Çünkü bayram sevinci bayramın önemini, kıymetini ve anlamını bilenler tarafından yaşanır. Bizim inancımızda bayram, dargınların barıştığı, çocukların sevindiği, büyüklerin saygı gördüğü bir zamandır. Başka kültürde ve inançta yetişen insanlar bunu anlayamaz. Bayramda bırakın kan dökülmesini, herhangi birinin gözyaşı dökmesine bile inananların gönlü razı olmaz. Şimdi düşünüyorum, dünyada zulüm gören insanlık varken, açlık içinde sömürülen topluluklar varken, oyuna gelip birbirini öldüren Müslüman kardeşler varken, bizler nasıl olurda bayramlardan zevk alabiliriz? Ben Kilis'te ikamet eden biri olarak, burada oyuna gelmiş ve vatanına devletine yüz çevirmiş muhalifleri yakından görmekteyim. Onların bu esaretleri karşısında ödedikleri bedeli görüp, insanlığın düştüğü duruma şahit olup da, bayramdan nasıl zevk alabiliriz ki? Bizim için bayram sevinci, ekonomik ve sosyal refahın sağlandığı, insanların barış içinde yaşadığı bir güne merhaba dediğimiz zaman yaşanacaktır. Sevgi, coşku ve huzurla geçireceğimiz bayramlara duyulan özlemlerin bitmesi dileyiğle, herkesin geçmiş bayramı kutlu olsun?
Behiye İnekçioğlu / diğer yazıları
- Bir olma vakti / 17.01.2018
- Görmeyene göstermek / 03.10.2014
- Yaparak ve yaşayarak öğrenme süreci / 21.09.2014
- İçimizde kalsın! / 15.09.2014
- Bir parmağı eksik olanlar! / 08.09.2014
- Davaya ram olabilmek / 29.08.2014
- Bu inancın adı nedir? / 24.08.2014
- Haydi, kızlar okula! / 11.08.2014
- İhanet, esaret, asalet ve vicdan / 31.07.2014
- Hoş geldin ya şehr-i Ramazan! / 30.06.2014
- Görmeyene göstermek / 03.10.2014
- Yaparak ve yaşayarak öğrenme süreci / 21.09.2014
- İçimizde kalsın! / 15.09.2014
- Bir parmağı eksik olanlar! / 08.09.2014
- Davaya ram olabilmek / 29.08.2014
- Bu inancın adı nedir? / 24.08.2014
- Haydi, kızlar okula! / 11.08.2014
- İhanet, esaret, asalet ve vicdan / 31.07.2014
- Hoş geldin ya şehr-i Ramazan! / 30.06.2014