Netanyahu'ya cevap enerji anlaşmasının iptali olmalı

İbadet özgürlüğü, yaşam hakkı, kutsal mekanların dokunulmazlığı gibi söylemlerle özellikle ülkemizde kilise ve havraları garanti altına alıp, birer ajan yuvasına dönüştüren, kendi siyasi hedefleri için karargah haline getiren Avrupa ve ABD, İsrail'in, Mescid-i Aksa saldırısı ve Müslümanları katletmesine ses çıkarmadı.
Bana göre bu çok normal. Çünkü Allah-u Teâlâ, 'onlar ancak birbirlerinin dostudurlar' (Maide 51) buyuruyor. 
Peki, İslam Dünyası dediğimiz coğrafya ne yaptı? Sayın Erdoğan'ın her gün yaptığı kınamalar dışında hiçbir şey yapmadı. 
Sayın Erdoğan en son bir kez daha İsrail vahşetini şiddetle kınadığını, kabul edilmez olduğunu, Müslümanlara terörist muamelesinin yapılmasına izin verilemeyeceğini, ifade ettikten sonra net olmayan şu cümleyi kurdu; 
"Eğer bugün İsrail askerleri Mescid-i Aksa'nın bahçesini postalları ile kirletiyor, orada kolayca Müslüman kanı döküyorlarsa, bunun sebebi, bizlerin Kudüs'e yeteri kadar sahip çıkmıyor oluşumuzdandır."
Peki, bu sözlü kınama, üstü kapalı tehditler muhatabınca (İsrail tarafından) kâle alındı mı? Cevabı Netanyahu versin; 
Netanyahu; "Tapınak Tepesi'nde, Kadim Kudüs'te ve tüm şehirde güvenliği sağlamak için doğru şeyi yapıyoruz." iddiasında bulunarak Sayın Erdoğan ve ülkemizi rencide edecek şu sözleri sarf etti; "ERDOĞAN, İSRAİL'E ÖĞÜT VEREBİLECEK EN SON KİŞİDİR."
Demek ki, kınama ile İsrail hizaya gelmez. Ne yapmalıyız? Bunun ilk adımını başyazarımız Muharrem Bayraktar, İsrail vahşetinin ilk günü (25 Temmuz) yazdı. Sayın Bayraktar, hükümete sesleniyordu;
"İsrail'in yaptığı Müslüman kıyımına tepki göstermekte samimi ise yapacağı tek şey var: İsrail'le doğalgaz taşıma anlaşmasını iptal etmek.
Hemen bugün iptal etmek...
İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz, birkaç ay önce yaptığı açıklamada "Türk yetkililerle iki ülke arasındaki doğalgaz boru hattının inşa sürecini görüştüklerini belirterek, görüşmeleri hızlandırmaya ve yılsonundan önce boru hattının inşa edilmesini sağlayacak çatı anlaşmayı tamamlamaya karar verdiklerini" büyük bir sevinçle ilan ediyordu.
İsrail bu doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyacak. Türkiye'den geçen boru hattı sayesinde çok önemli bir enerji üssü haline gelecek.
Peki, İsrail, Türkiye'nin taşıyacağı bu doğalgazı nereden çıkartacak?
Bu soruyu da cevaplayan Bakan Steinitz, İsrail'in münhasır ekonomik bölgesinde daha fazla doğalgaz kaynağı bulunduğuna dair bilimsel çalışmaların olduğunu vurgulayarak, Güney Kıbrıs ve Mısır'ı da kapsayan bölgede de büyük miktarlarda doğalgaz rezervi bulunduğunu da söylüyor?
Bırakın bu kuru tepkileri kardeşim!
İptal edin İsrail'le enerji anlaşmasını!
"Biz, Siyonistlerin, Rumların ve Filistinli Müslümanların gasp edilen gazını taşımayız" deyin.
Kesin İsrail'in musluğunu." (M. Bayraktar, Yeni Mesaj, 25 Temmuz 2017)


Ah! Bir de sözünüzle, icraatınız örtüşse
Sayın Erdoğan'ın Başdanışmanı İlnur Çevik'in, Yeni Birlik gazetesinde güzel bir yazı kaleme aldı.
Başdanışman İlnur Çevik şöyle yazıyordu; "Türkiye zaten Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi almamış ve almazmış ama alırsa ABD çok kaygı duyarmış? Bunu ABD Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford söylüyor? 
"Bunları kim söylüyor? ABD'nin Pentagon'unun patronu söylüyor? Bu hangi Pentagon?
Hani şu PKK'nın Suriye'deki uzantıları YPG ve PYD'yi başımıza bela eden, onları eğitip silahlandırıp ülkemizin hayati çıkarlarına tehdit oluşturan Pentagon? Yani Türkiye'deki bölücü teröristlere yol veren Pentagon?
Peki bu hangi ABD?
Hani Fetullah Gülen denilen darbeci terörist başını baş tacı eden, ona kol kanat geren ABD? Hani FETÖ'cülerin sokaklarında cirit attığı ABD?
Yani sen bütün bunları yapacaksın, yani sen "dost" ve "müttefik" dediğin halka her türlü kazığı atacaksın sonrada dönüp "kendilerini korumak için hava savunma sistemi alacaklarsa bundan çok kaygı duyarız" diyeceksin?
Senin bu yaptıklarından haklı olarak biz kaygı duymayalım da kim duysun ey Pentagon, ey ABD?
İnşallah Rusya ile anlaşma kesinleşir de şu S-400 savunma sistemini alırız da Dunford bizim duyduğumuz derin kaygının azıcığını da o duyar?"
Dedim ya! Bir de sözünüzle, icraatınız örtüşse?