Boğaziçi Üniversitesi'ndeki rektör krizi büyümeye devam ederken, krizin çıkış nedeninin çarpıtılmaya çalışıldığına şahit oluyoruz.
"Terörist", "vandal", "barbar" ve "Kâbe" kavramları üzerinden, krizin asıl sebebi olan atanmış rektöre yapılan itirazlar saptırılıyor.
Buradaki asıl konu, seçimin yerini atamanın almasıdır. Seçim, demokrasinin bir gereğidir ve buna kimse itiraz etmez/edemez.
18 Haziran 1946 yılında çıkarılan 4936 sayılı Üniversiteler Kanunuyla rektörlerin seçimle görev başına gelmesi sağlanmıştı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra kurulan Yükseköğretim Kurumu (YÖK) ile seçimin yerini atama aldı. Yani 35 yıldır uygulanan rektörün seçimle görev başına getirilmesi kanunu, 1981'de darbe hükümetinin aldığı kararla kaldırıldı.
7 Temmuz 1992'de Yükseköğretim Kanunu'nun rektörlük seçimlerini düzenleyen maddesinde değişiklik yapıldı. Değişiklikle rektörlük seçimleri geri geldi ancak YÖK'ün ve Cumhurbaşkanının atama yetkisi korundu.
Ve 2016...
2016'da 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 20 Temmuz'da Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildi. Rektör seçimlerinin kaldırılması da OHAL koşullarında gündeme geldi. 18 Temmuz 2016 tarihinde AKP'nin önergesine muhalefetten itiraz gelince önerge geri çekildi.
Rektörlük seçimlerini 18 Ekim 2016'da Cumhurbaşkanı Erdoğan tekrar gündeme taşıdı. Erdoğan, rektör atamaları usulünün değişmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi. Külliye'de yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
"Üniversitelerimiz halen var olan, rektör adaylarının öğretim elemanlarının oylarıyla tespit edildiği sistemin kendisi bir sorun haline dönüşmüştür. Görünüşte demokratik olan rektörlük seçimleri üniversitelerde gruplaşmaları, hizipleşmeleri, kırgınlıkları artıran bir işleve bürünmüştür. Bunun için rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır diye düşünüyorum. Aynı şekilde genel olarak yükseköğretim sisteminin ciddi bir yeniden yapılandırılmaya tabi tutulması gerekiyor."
Seçimleri kaldıran KHK maddesi 18 Ağustos'ta Meclis Genel Kurulu'nda gündeme gelmişti. AKP milletvekillerinin Cumhurbaşkanına doğrudan rektör atama yetkisi veren önergesi, Meclis'teki diğer milletvekillerin itirazı üzerine geri çekilmişti. 29 Ekim'de Resmi Gazete'de yayınlanan 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile seçimler kaldırıldı. Meclis'te muhalefet vekillerinin itirazları üzerine geri çekilen madde KHK ile yürürlüğe girmiş oldu.
Böylece rektörün görevlendirilmesi konusu, 1980 darbe hükümetinin görüşlerine de benzemiş oldu. Bazı değişiklikler de yapıldı tabi...
Örneğin, 1981'de söz konusu madde "on beş yıl hizmet" verme şartı içerirken, 2016'da bu süre "profesör olarak üç yıl görev yapma" şeklinde değişti. 1981'de YÖK dört kişi öneriyordu, 2016'da bu sayı üçe inmiş oldu. 1981'de rektörler beş yıl için atanıyordu, 2016'da bu süre dört yıl oldu. 1981'de atamaları "Devlet Başkanı" yapıyordu, 2016'da "Cumhurbaşkanı".
Seçimlerin ortadan kalktığı, yandaşların atandığı bir süreç yaşıyoruz. Boğaziçi Üniversitesi'ndeki rektör itirazlarını bu şekilde okumak lazım. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmeyen, bunun üzerine bir kararnameyle üniversitelere dayatılan atama kararları için ne kadar demokratik denilebilir!
Anayasa değişikliğini bugünlerde gündeme getirenlerin, 1980 darbe hükümetinin uygulamalarına sıkı sıkıya bağlılıkları ilginç değil midir! Darbe hükümetinden kalma seçim barajlarının kaldırılmaması konusu da öyle değil miydi!
Bırakın insanlar istediğini seçsin, bırakın insanlar kendilerini kimin yöneteceğini seçimle belirlesin. Asıl korkulması gereken demokrasinin çoğalması değil, demokratik krallığın yaygınlaşması olmalıdır.
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olaylarda provakasyon yapanları elbette öğrencilerle bir tutmuyoruz. Ama bu ayrımın hükümet tarafından da yapılmasını herkes bekliyor.
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022