Bir bahar günü. Mimozalar çiçek açmış, dallar filiz vermiş, arılar faaliyette... Yıllardır yürüyerek belki de aşındırdığı yollarda giderken çocukluğundaki çiçek bahçelerini özleyerek geçmiş günleri hayal ediyordu. Tilki Kuyrukları, Horoz İbikleri, Aslan Ağızları, İstanbul Çiçekleri ve daha niceleri ne de güzel bir ahenkle insanın gözlerine ziyafet sunarlardı. Çocuk olmak ne güzel, çocukluğunu güzel bahçeler içinde geçirmek ne güzeldir. Oysa sonraki yıllar yenilgiler ve hastalıklar ile adeta örülmüştü. Artık Cahit Sıtkı'nın deyimiyle "Dante gibi ortasındaydı ömrün", onun da şakaklarına karlar yağmış, göz uçlarında çizgiler olmuştu. Ölüm, saçlardaki gümüşlerle haber veriyordu yakında bir yerlerde olduğunu...
Bu düşüncelerle yürürken gençten bir çocuk karşısına dikiliverdi; "Afedersiniz abla, siz okumuş birine benziyorsunuz, bizim dükkana kedi yavrulamış, yavruları dışarı çıkarsak acaba dükkanın bereketi gider mi?" diye soruverdi.
Şaşırmıştı biraz...
İçinden, "Keşke senin sandığın kadar okumuş biri olsaydım " diye geçirdi. Türk insanının başörtüsüne örtünmekten; ve "okumuş" kelimesine kitap okumaktan daha derin ve öte manalar yüklediğinin farkındaydı. Peki acaba Allah (c.c) böyle ince düşünceli insanların işlerinin bereketini giderir miydi? "Vallahi" dedi. "İsterseniz bir kolinin içinde bahçede bakın kedilere." Çocuk tam tatmin olmamıştıama basının salladı, "Tamam abla" dedi.
Bazen, insanların bize layık olmadığımız bir sıfat -okumuş gibi- yüklediğini görürüz. O anlar, zor anlardır. Ne karşımızdakini kırmak isteriz, ne de sahip olmadığımız bir sıfata bürünmek. Böyle zamanlarda bizim elimizden tutacak olan, sağ duyumuzdur. Bir de çabamız, göründüğü gibi olabilmek çabası, taşıdığımız örtünün hakkını verebilmek çabası...
Birşeylerin içini doldurabilmek, layık olanı layık olduğu yere koyabilmek çabası...
Doğru bir insan, doğru bir örnek olmak kolay değildir. Hazreti Muhammed Mustafa (sav) Efendimizin ümmeti olmak bu devirde hiç kolay değildir.
Bu düşüncelerle yürürken gençten bir çocuk karşısına dikiliverdi; "Afedersiniz abla, siz okumuş birine benziyorsunuz, bizim dükkana kedi yavrulamış, yavruları dışarı çıkarsak acaba dükkanın bereketi gider mi?" diye soruverdi.
Şaşırmıştı biraz...
İçinden, "Keşke senin sandığın kadar okumuş biri olsaydım " diye geçirdi. Türk insanının başörtüsüne örtünmekten; ve "okumuş" kelimesine kitap okumaktan daha derin ve öte manalar yüklediğinin farkındaydı. Peki acaba Allah (c.c) böyle ince düşünceli insanların işlerinin bereketini giderir miydi? "Vallahi" dedi. "İsterseniz bir kolinin içinde bahçede bakın kedilere." Çocuk tam tatmin olmamıştıama basının salladı, "Tamam abla" dedi.
Bazen, insanların bize layık olmadığımız bir sıfat -okumuş gibi- yüklediğini görürüz. O anlar, zor anlardır. Ne karşımızdakini kırmak isteriz, ne de sahip olmadığımız bir sıfata bürünmek. Böyle zamanlarda bizim elimizden tutacak olan, sağ duyumuzdur. Bir de çabamız, göründüğü gibi olabilmek çabası, taşıdığımız örtünün hakkını verebilmek çabası...
Birşeylerin içini doldurabilmek, layık olanı layık olduğu yere koyabilmek çabası...
Doğru bir insan, doğru bir örnek olmak kolay değildir. Hazreti Muhammed Mustafa (sav) Efendimizin ümmeti olmak bu devirde hiç kolay değildir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022