Oldular, bittiler, goller

Başbakan Erdoğan, Suriye'de yaşanan Esed zulmünün sonuna yaklaşıldığını belirterek, ülkenin kuzeyinde yaşanacak bir oldubittiye de Türkiye'nin asla göz yummayacağını söyledi.
Duyan duymayan da Ortadoğu'da ve Arap Dayağı'nda her bir şeyin Türkiye'nin kontrolünde gittiğini, bizim izin vermediğimiz hiçbir gelişmenin yaşanmasının mümkün olmadığını cümle olduları ve bittileri Sayın Erdoğan'ın organize ettiğini zannedecek.
Irak'ın toprak bütünlüğüne dokundurmayız dedi! Irak bir anda bölündü!
Kuzey Irak'ta Kürdistan'a müsaade etmeyiz dedi! Kürdistan'ı diplomatik olarak, fiili olarak, ekonomik olarak ilk tanıyan ve destekleyen biz olduk!
Libya'ya dayak attırmayız diye esti gürledi! Libya'yı işgal eden NATO ordusunun kumanda merkezini İzmir'e taşıdı!
Terörist başıyla görüşen şöyledir böyledir dedi! Nerdeyse Öcalan'la görüşmeyen Devlet yetkilisi kalmadı!
Şimdi de Suriye'nin kuzeyini güneyini elletmeyiz, böyle bir şey olamaz ve bitemez diye esip gürlüyor ya kesinkes Suriye'nin kuzeyi Irak'ın kuzeyi gibi olacak, hatta hasbel kader bir şekilde problem çıkıp olmayacak gibi bile olsa biz müdahale edip olduracağız bitireceğiz!
Ben olayın şifresini çözdüm!
Sayın Başbakan zamanında futbol oynamış ya?!
Rivayetlere göre ceza sahasında kendini yere atıp çok güzel penaltı yaptırırmış!
Önce hakemi ardından da kaleciyi ters köşeye yatırırmış!
Arap Dayağı'nda da aynısını yapıyor!
Üstelik hakem de (Obama) kendisinden yana olduğu için ceza sahasının dışında bile düşse anında çalıveriyor penaltıyı!
Geriye kalıyor dayak (gol) yiyecek Arap Devlet Başkanlarını ters köşeye yatırıp bizim milleti (seyirciyi) kandırmak!
Allah için hem Bin Ali'yi hem Kaddafi'yi hem Mübarek'i ve hem de özellikle Esad'ı mükemmel bir şekilde ters köşeye yatırdı!
Hele topa vurmadan önce "ONE MINUTE" diye haykırması yok mu?! Neredeyse kalecilerin kaleyi ardına kadar açası geliyordu!
Millet (seyirci) bu işe kanmaz mutlaka tepki verir, "Olmaz böyle saçmalık kardeşim" diye bağırır, sandalyeleri parçalar hatta gerekirse sahaya bile iner diye beklenirken atılan her golden sonra çılgınca sevinen, Başbakanı tribünlere kadar çağırıp önce üçlü sonra dörtlü en sonunda da beşli çektiren bir seyirci kitlesini görüp hayretler üstüne hayretler ekledik!!!
"Ya kardeşim bu kadar golden sonra seyirci neden tepki göstersin ne demeye sandalyeleri kırıp sahaya insin, deli mi bunlar?" diye kızıyorsunuz bana!
İyi güzel de siz dünyanın hiçbir yerinde, takım kaptanı ardı ardına kendi kalesine gol atarken çılgınca sevinen bir başka seyirci örneği gördünüz mü kardeşim?! 

NERDE HABER, ORDA YORUM
Sekreterine cımbız verip yüzündeki kılları almasını isteyen CHP Genel Başkan yardımcısı Ayten Kayalıoğlu PM'ye giremedi ve istifa kararı aldı.
CHP'de burnundan kıl aldırmayan nicelerinin hak ile yeksan olduğunu görünce kıl aldırarak baki kalmayı denemiştir kadıncağız!
***
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Twitter'daki hesabında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun satışa çıkardığı villasına talip olduğunu açıkladı.
Villaya herkes talip olur! Delikanlıysan Kılıçdaroğlu'nun satışa çıkardığı CHP'ye talip ol!!
***
Yüksek Askeri Şura'nın (YAŞ) Ağustos ayı toplantısında bir ilk daha yaşanacak. Genelkurmay karargâhında yapılacak YAŞ toplantısında önceki yılların aksine bu yıl sadece ajanslar ve TRT görüntü alabilecek.
Bunu yaparken ajanslarla ajanları karıştırmamak lazım tabi!
***
Sakarya'da kan bağışında bulunan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in "Yabancı vatandaşlar kan bağışında bulunmuyorlar mı?" diye sorduğu görevli "Hangi ülke vatandaşısınız?" diye yanıt verdi.
Gördünüz işte, görevli bile inanamamış bir AKP'li Bakanın Türk Vatandaşı olduğuna!
***
Başkan Obama'nın yayınlanan fotoğrafında, Oval Ofis'te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la telefonla görüştüğü sırada diğer eliyle de beyzbol sopasını tuttuğu görüldü.
Bu fotoğrafı gören Sayın Başbakan'ın bir anda "O elindekini…" ve "Herkesin elindeki..." ile başlayan bir kısım cümleler sarf ettiği, bunun üzerine basına yapılan açıklamada, Sayın Başbakan'ın "O elinizdekini alır Esad'ın başına geçiririm!", "Herkesin elindekinden daha fazla o sopa sizin elinize yakışıyor" dediği, ifade edilmiştir.