Öldürmeyin, bedelini ödeyemezsiniz

Kimi mal için kimi miras için kimi kırmızı kimi için kimi kıskançlık kimi yan baktın vs. başlıklarında her gün 'bu kadar da olmaz' dediğimiz cinayet haberlerini izliyor, görüyor, işitiyoruz.

Yılda 1800 ile 2 bin cinayet işleniyor bu ülkede. Ne oluyor, diyoruz. Nereye gidiyoruz, diyoruz. Kimimiz yetkilileri, kimimiz kanunları, kimimiz eğitimi, kimimiz ekonomiyi öne çıkararak cinayetler için sebep-sonuç ilişkisi kurmaya çalışıyoruz.

Ama sahaya bakıyoruz ki, çok zenginde öldürüyor, mal-makam sahibi de öldürüyor, şöhret sahibi de öldürüyor.

Demek ki sebepler sadece maddi değil. Asıl noktada bu!

Siyasetçilerden, din adamlarından, akademisyenlerden, bireylere kadar yaşadığımız olaylara hep madde gözüyle baktık ve madde üzerinden yorumladığımız için her alanda her gelen gün bir önceki günden daha vahim sonuçlar doğurdu.

Oysa insan madde ve mana olmak üzere iki yönlü bir mahluktur. Madde yönünde bütün imkanlara sahip olsa bile mana yönü boş ise rotasız ise o insan eksiktir. O insan her türlü fiile fail olma potansiyelindedir.

İman iddiasında bulunuyoruz ama devlet başkanından sokaktaki bireye kadar, 'biz, İslam'ın neresindeyiz' sorusunu sormuyoruz.

İman iddiasında bulunuyoruz, hayata dair, işimize dair, sağlımıza dair vs. çok şeyler biliyoruz, bilmediklerimizi öğrenmeye çalışıyoruz ama şu dinimizi hiç merak etmiyoruz.

Bir filme veya son model arabaya veya bir ünlüye gösterdiğimiz ilgili dinimize göstermiyoruz.

'Dini eğitim' dersen birileri adeta inancımızı tekelleştirip, 'İslam bu' dayatması yapıyor.

Haliyle insanı asıl kontrol eden, tehlikelere, yanlışlara karşı koruyan mana yönümüz başıboş kalıyor.

Boş kalan gönül direksiyonuna anında nefis ve şeytan geçiyor. Bir bakıyorsunuz ki çıkmaz sokaklardasınız, uçurumların kenarındasınız.

Aklınız devreden çıkmış, ihtiraslarınız peşinde koşuyorsunuz. Bu ihtiraslar siyasetçiyi de hacıyı da hocayı da okumuşu da cahili de bir anda dünyanın en zalim insanı yapar.

Çünkü ihtiras sahipleri için ölçü yoktur. İsteklerine, hedeflerine ulaşmak için her yol meşrudur.

Suç ve ceza çözüm değildir

Modern diye tabir edilen günümüz dünyasında bireyler, toplumlar ve de devletler suç ve ceza kavramıyla kontrol edilmeye çalışılmaktadır. Sonuç ise dünyanın kan gölüne döndüğü gerçeğidir.

İnancımızda ise mantık 'önce insandır'. İnsan yetiştirmektir. Nasıl ki madde yönümüzü gıdalarla güçlendiriyor, kıyafetlerle koruyor, barınaklarla güvene alıyorsak mana yönümüze de aynı hassasiyeti göstermek zorundayız.

Dış dünyada ne kadar iyilik ve kötülük varsa bunlar iç dünyamızın yansımalarıdır.

Allah (c.c) korkusu ve de sevgisi, iman bilinci, ahiret ve mutlak hesap verme inancı iç dünyamızdaki kötü duygulara kalkan olduğu için dış dünyamızda yanlışa düşmemizi engeller, düşme ihtimalini en aza indirir.

Bu inancı bu şuuru kaybettiğimiz için sokaklarımızda, ülkemizde, İslam dünyası da kan gölü oldu.

Daha da vahimi Müslümanlar bu duruma alıştı. Artık kimse önemsemiyor. Belanın da büyüğü bu olsa gerek.

Bakın Peygamber Efendimiz (s.a.a.v) ne buyuruyor?

İmam Cafer'den (a.s) rivayetle; "Bir gün Hz. Peygamber'e (sav) bir Müslümanın öldürülerek bir mevkie atıldığını haber verdiler.

Hz. Peygamber (saav) oraya doğru hareket etti. Herkes olaydan haberdar oldu. Hz. Peygamber (sav) ile birlikte hareket ederek cesedin yanına geldiler.

Hz. Peygamber (saav); "Katil kim?" diye sordu. "Bilmiyoruz" diye arz ettiler.

Hz. Peygamber (sav) şaşkınlık içinde şöyle buyurdu; "Müslümanlar arasında bir maktul oluyor ve kimse katilini bilmiyor, öyle mi?

Beni, peygamber olarak seçene yemin olsun ki, eğer gök ve yeryüzü sakinleri bir Müslümanın kanına ortak olursa hatta kanının dökülmesine razı bile olsalar şüphesiz Allah (c.c) onların tümüne azap eder. Onları cehennem ateşine sokar." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Cafer eserinden sh:487)

Nisa Suresi 93

"Kim de bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde devamlı kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır."

Maide Suresi 32

"Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur."

Hadisi Şerifler

"Kim, yarım sözcükle de olsa bir Müslümanın öldürülmesine yardım ederse kıyamet gününe, iki gözünün arasına (Allah'ın rahmetinden umutsuzdur) yazısı yazılmış olarak gelir." (İbn Mâce, Diyât 1) 

"La İlahe İllallah Muhammed Resulullah" diyen bir Müslüman'ın canı, malı ve toprağı, Allah'ın katında Beytullah'tan daha kıymetlidir; ona kastetmek, Kabe'yi yıkmaktan daha ağır bir vebaldir (İbn Mace, Fitne, II/1297).

"Dünyanın yıkılması, Allah katında bir Müslümanın öldürülmesinden daha hafiftir." (Tirmizi)

Sadece bu birkaç ayet ve hadisin mahiyetinin anlaşıldığı toplumlarda cinayetler böylesine sıradanlaşabilir mi?