Ölüm ekonomisi mi hayat ekonomisi mi?

'Tetikçi Perkins' Türkiye'de bir konferans verdi.'Tetikçi' diyorum çünkü 'Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları' adlı eserin sahibi John Perkins kendini böyle tanımlıyor. Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Sosyal Devlet/Milli Devlet adlı eserinde Perkins'in bu eserinden bazı önemli alıntılar yapmıştı.Sayın Baş'ın bu eserinde Perkins'in şu sözlerine yer verilmişti: "Ekonomik tetikçiler yerküre üzerindeki ülkeleri trilyonlarca dolar dolandıran yüksek ücretli profesyonellerdir. ...Bana işimin iki temel amacının olduğu söylendi. Birincisi, devasa inşaat ve mühendislik projeleri aracılığı ile parayı Amerikan şirketlerine geri döndürecek büyük uluslararası kredileri haklı gösterecektim. İkincisi, bu kredileri alan ülkeleri iflas ettirmek için uğraşacak, böylece alacaklılarına sonsuza kadar borçlu kalıp, askeri üsler, diğer doğal kaynaklara erişim gibi yardıma ihtiyacımız olduğunda kolay birer hedef olmalarını sağlayacaktım."John Perkins kitabında "Nereden mi biliyorum" diye soru sorarak şöyle cevaplıyor: "Çünkü ben bir ekonomi tetikçisiyim?" Yine Prof. Dr. Haydar Baş'ın Sosyal Devlet/Milli Devlet eserinde Perkins'in şu çarpıcı itirafına da yer veriliyor: "Eğer bir ekonomi tetikçisi gerçekten başarılı ise, verilen borç miktarı kadar fazla olur ki, borçlu ülke birkaç sene sonra ödemelerini yapamaz. İşte o zaman da biz, mafya gibi diyetimizi isteriz.Bu da genellikle şunlardan biri veya birkaçını içerir:? Birleşmiş Milletler'de vereceği oyun kontrolü,? Topraklarında askeri üslerin kurulması,? Petrol Yasası, Panama kanalı gibi değerli kaynaklara erişim."John Perkins'in itiraflarına bakınca ister istemez insan, Türkiye'yi bu hale getiren ekonomi tetikçileri kimler diye sormadan edemiyor.İstanbul'daki konferansta ekonomi tetikçisi John Perkins özetle şunların altını çizdi:? ABD dünyayı sömürüyor.? ABD ekonomisi ölüm ve savaşla ayakta kalıyor.? İnsanların beslenmesini, barınmasını ve diğer ihtiyaçlarını karşılayan bir ekonomik düzen olması gerekiyor.? Ölüm ekonomisinden çıkıp hayat ekonomisine dönülmeli.Dünyayı yıllarca ABD'li şirketler hesabına sömürülmesine alet olmuş John Perkins, bugün bu itiraflarda bulunarak adeta günah çıkarmaya çalışıyor. Perkins'in itirafları aynı zamanda aynı sömürünün ve soygunun hala devam ettiğini de ortaya koyuyor.Peki, Perkins'in dile getirdiği, "ölüm ekonomisinden hayat ekonomisine geçiş" nasıl mümkün olacak?Bunun için insanlığı ölüm ve savaş ekonomisine mahkûm eden kapitalizmden ülkeleri kurtaracak yeni bir ekonomi anlayışına ihtiyaç var. Üstelik bu yeni anlayış kapitalizm gibi insanlığı sömürmek için değil, insanlığa hizmet için ortaya konulmuş olmalı ki hayat ekonomisi gerçek olabilsin.Dolayısıyla kavgaları körüklemeyen ve kaynaklara tüm insanlığa mutluluk getirecek bir paylaşım mantığı getiren bir ekonomi anlayışı ancak ölüm ekonomisini bitirip, hayat ekonomisini gündeme getirebilecektir."İnsanların beslenmesini, barınmasını ve diğer ihtiyaçlarını karşılayan bir ekonomik düzen olması gerekiyor" diyen Perkins'in bahsettiği "hayat ekonomisini" insanlığın önüne koyan yegane iktisat analizi Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'dir.Pek çok savaşın temelinde yatan kapitalizmin kaynakları 'kıt', ihtiyaçları 'sınırsız' gören anlayışının aksine Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne göre kaynaklar 'sınırsız', ihtiyaçlar sınırlıdır. Bugün başta Rusya olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde formülleri hayata geçen Milli Ekonomi Modeli'ni okuyan herkesin anlayacağı gibi kaynaklara ve ihtiyaçlara bakış açısını temelden değiştirecek bu yeni anlayış, kavgaların ve çatışmaların temelini ortadan kaldırmaktadır.ABD'li ekonomi tetikçisi Perkins'in ifade ettiği ölüm ekonomisinden çıkıp hayat ekonomisine dönülebilmesi ancak Milli Ekonomi Modeli'nin başarabileceği bir hedeftir.