Madem ki her canlı için ölüm kaçınılmaz bir gerçektir. O zaman ölüme hazırlık herkes için zaruridir. Allah'ın Elçisi de ölüme hazırlanmamızı emretmişlerdir. O zaman bu soruyu her Müslüman kendi nefsine sormak mecburiyetindedir. Ölüme hazır mıyız? Hazırlık için istenile şeyler nedir?Tabii ki istenilen kulluk şuuru ile yaşamamızdır. Kulluğun gereği de ibadettir. Ve Allah'ın emridir. "Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın." (Nisa Suresi/36)Hayatta en hakiki gerçek olan ölüme hazırlık için Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) Efendimiz şu uyarıyı yapmaktadır:Berâ (ra) anlatıyor: "Biz Resulullah, aleyhissalâtu vesselâm'la birlikte bir cenazede beraberdik. Aleyhissalâtu vesselâm kabrin kenarına oturup ağladılar, öyle ki (gözyaşlarıyla) toprak ıslandı. Sonra da: "Ey kardeşlerim İşte (başımıza gelecek) bu aynı (ölüm hadisesi) için iyi hazırlanın" buyurdular." (kütübi- sitte 7244) Ariflerden birine adamın biri sormuş:- Ben dünyada ibadet etmeden yaşamak istiyorum, bunun yolu var mı? Arif cevaben;-Mülk sahibinin mülkünü terk etmek şartıyla evet." Adam; "Mülkü nasıl terk edeyim. Her yer mülk sahibi olan Allah'ın değil mi? deyince Arif cevaben;- Madem ki yaşadığımız mülk Allah'ındır, O zaman mülk sahibinin mülkünde onun istediği gibi yaşayacaksın; ibadette mülk sahibinin istekleri arasındadır" cevabını alınca adam, böylece dünya hayatında ibadetsiz olunamayacağını öğrenerek huzurdan ayrılır. İnsanlar yaratılış gayelerinin dışına "hayat ölüm dengesini" koruyamadıklarından çıkmaya başlamışlardır. Her canlı için mademki ölüm kaçınılmaz bir gerçektir. O zaman hayat, ölüm eksenli düşünülmek durumundadır. Canlılar, hayatını devam ettirirken ansızın ölebilmektedir. Hiçbir canlı hayatının nasıl, nerede, ne şekilde, biteceğini bilemez. O halde; dünya hayatımızı devam ettirirken, her an ölebileceğimizi de hesaba katarak yaşarsak, sürprizle karşılaşmamış oluruz. Peygamberimiz bu konuda bizi çok net bir şekilde uyarmıştır;"Hz. Enes (ra) anlatıyor: Resulullah (sav) yere bir çizgi çizdi ve: "Bu insanı temsil eder" buyurdu. Sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek: "Bu da ecelini temsil eder" buyurdu. Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten sonra: "Bu da emeldir" dedi ve ilâve etti: "İşte insan daha böyle iken (yani emeline kavuşmadan) ona daha yakın olan (eceli) ansızın geliverir." (kütübi-sitte /148)Ama biz böylemi yapıyoruz. Maalesef, dünyalık işlerimiz konusunda; yarını bırakın da onlarca sene sonranın hesaplarını yaparken "yarın ölecekmiş gibi ahirete, hiç ölmeyecek gibi de dünyaya çalışın" ölçüsünü unutup, hiç ölmeyecekmiş gibi sadece dünya ile alakalı hesaplar peşinde koşmaktayız. O zamanda yol almamaktayız "mümin iki kanatlı kuş gibidir, bir kanadı dünya içindir, bir kanadı da, ahiret içindir" kuralı ihlal edildiği için seyrimiz ve hedefimiz şaşmaktadır. Onun içindir ki gerçek huzurdan mahrum yaşamaktayız. Biz dünya ile alakalı plansız ve programsız yaşansın demiyoruz. Aksine gerek dünya, gerekse ahiretle alakalı konuların ihmal edilmeden yaşanmasından yanayız.Nasıl bir duyguyla bu dünya hayatını sürdüreceğimiz de yine Peygamberimiz tarafında bildirilmiştir. "İbnu Ömer (ra) anlatıyor: "Resûlullah (sav) omzumdan tuttu ve: "Sen dünyada bir garip veya bir yolcu gibi ol" buyurdu. İbnu Ömer (ra) hazretleri şöyle diyordu: "Akşama erdin mi, sabahı bekleme, sabaha erdin mi, akşamı bekleme. Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap." (kütübi-sitte /149)Bütün canlılar gibi bize de mukadder olan ölüme hazırlık noktasında muhasebeyi ancak ve ancak bir vesile ile gittiğimiz mezarlıkta ya da yakınımızdan biri vefat edince yapabiliyoruz. Kısa bir zaman sonra da tekrar ölüm noktasında eski gafletimize dönüyoruz. Ölüm konusundaki gafleti yenmek için ölümü çokça tefekkür etmek gerekmektedir.Hazreti Aişe (r.a.) validemiz şöyle buyuruyor: "Ey Allahın resulü! Acaba şehitlerle birlikte haşredilecek kimse var mıdır? Evet! Kim günde yirmi defa ölümü hatırlarsa, şehitlerle birlikte haşredilecektir." Bu üstünlüklere sahip olmasının sebebi, ölümü hatırlamanın, aldanma yurdu olan dünyadan insanı soğutması ve ahiret için hazırlık yapmaya sevk etmesidir. Ölümü unutmak da, insanı dünya zevklerine dalmaya iter. Yine Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurur ki: "Ölüm, mümin için hediyedir." Efendimizin böyle buyurmasının hikmeti de; kişinin dünya ile olan irtibatını sağlarken, ölümü hatırlayarak faziletler elde etmesini; nefisini kontrol altında tutmasını istemesidir.Resulullah (s.a.v.) Bir hadisi şerifte de şöyle buyuruyor: "Ölümü bolca yâd ediniz. Çünkü o, günahları temizler ve dünyadan soğutur."Madem ki ölümden kaçış yoktur. O zaman akıllı insana yakışan, ölüme hazırlıklı olmaktır vesselam?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kurban Bayramı ve tefekkür / 06.06.2025
- Arefe günü ve teşrik tekbirleri hakkında bilgiler / 05.06.2025
- Atatürk güzel ahlak sahibi bir liderdir / 04.06.2025
- Bu ayda kılınması faziletli olan Zilhicce Namazı / 03.06.2025
- Zilhicce ayının fazileti hakkında bilgiler / 02.06.2025
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -7- / 01.06.2025
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -6- / 31.05.2025
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -5- / 30.05.2025
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -4- / 29.05.2025
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -3- / 28.05.2025
- Arefe günü ve teşrik tekbirleri hakkında bilgiler / 05.06.2025
- Atatürk güzel ahlak sahibi bir liderdir / 04.06.2025
- Bu ayda kılınması faziletli olan Zilhicce Namazı / 03.06.2025
- Zilhicce ayının fazileti hakkında bilgiler / 02.06.2025
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -7- / 01.06.2025
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -6- / 31.05.2025
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -5- / 30.05.2025
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -4- / 29.05.2025
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -3- / 28.05.2025