Türkiye'de taşeron siyasilerin ABD ve AB'ye bağımlı politikaları sebebiyle oldukça garip icraatlar ortaya konuluyor.Yunanlılar Türklerin Pontus soykırımı yaptığını iddia ederek Türk milletine iftira atıyorlar.Bunun için her yerde anıtlar dikiyorlar.Her yıl toplanıyorlar ve sözde Pontus soykırımını anıyorlar, Türk milletine hakaret üstüne hakaret yağdırıyorlar.Halbuki Anadolu'yu işgal eden, Türkleri katleden, evlerini barklarını yakıp yıkan kendileri?Güney Kıbrıslı Rumlar da aynı tavrı sergiliyorlar.Türk ordusunun Kıbrıs harekatında katliam yaptığını, Rumları evlerinden kovduğunu iddia ediyorlar.Bunlarla ilgili dünyanın her ülkesinde lobi çalışmaları yapıyorlar.Her tarafta Türkiye ve KKTC aleyhine dava üstüne dava açıyorlar.Halbuki soykırım yapan kendileri?1974 öncesi bebek demeden, çocuk demeden, yaşlı, kadın, hamile demeden insanlarımızı katleden kendileri?Peki, bu kadar iftiraya, hakarete rağmen biz ne yapıyoruz? Bayram değil seyran değil Pontus devletinin bir nevi sembolü olan Sümela'da ayin yapılmasına izin veriyoruz.Onlar bize sövmekle övünüyor, en çok sövene ödül veriyor, bizimkiler ise onlara jest yapmakla övünüyor.Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?Aynı manzarayı Ermeni meselesinde de yaşıyoruz.Ermeniler doğu sınırlarımızı kabul etmiyor.Bizi Ermeni soykırımı yapmakla suçlayıp iftira atıyorlar.Sözde soykırımı tanımamız için bütün dünyayı turluyorlar.Bizden tazminat ve toprak talebinde bulunuyorlar.Halbuki soykırımı yapan kendileri?Tarihi bütün deliller gösteriyor ki, onlar bizim dedelerimizi, ninelerimizi, bacılarımızı, bebeklerimizi insafsızca katlettiler.Köylerimizi yaktılar, yıktılar.Düşmanla bir olup topraklarımızı işgal ettiler.Bugün ise her geçen gün hakaret dozajlarını artırıyorlar.Bütün bunlara rağmen biz ne yapıyoruz?Sırf jest olsun diye tarihi kanlı olan Akdamar Kilisesi'ni ayine açıyoruz.Bir de devlet bütçesinden yani vatandaşın cebinden 4 trilyon lira harcayarak restore ettiriyoruz.Gelmemezlik etmesinler diye Haçlarını da kendi ellerimizle dikiyoruz. Onlar bize katil deyip sövüyor, biz ise onların eserlerini ayakta tutmaya çalışıyoruz.Onlar bırakın eserlerimizi, insanımıza bile saygıları yok, biz ise onların eserlerine bile sahip çıkıyoruz. Onlar bizim topraklarımıza gözlerini dikiyorlar, biz ise onların tarihi eserlerini onarıp onların kucağına bırakarak, onların topraklarımız üzerindeki iştahlarını artırıyoruz.Bize de yine bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demek düşüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025
- İsrailli sunucu: “Finalde Türkiye var” / 19.06.2025
- Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ / 18.06.2025
- İsrail için sadece Tahran değil, Ankara yolu da açıldı! / 17.06.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025
- İsrailli sunucu: “Finalde Türkiye var” / 19.06.2025
- Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ / 18.06.2025
- İsrail için sadece Tahran değil, Ankara yolu da açıldı! / 17.06.2025