Özel yetkili mahkemeler paniği ve devlet içinde devlet

Sorsanız iyilik hareketiyiz derler.
Dahası, altın bir nesil olduklarını da hemen ilave ederler.
Ama ne hikmetse polisten yargıya devletin en hassas kurumlarında yuvalanırlar, niye acaba?
Özel Yetkili Mahkemeler dediğiniz eski DGM’ler.
AKP’nin hukukçu Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ bile “bu tür mahkemeler hukuk devletinde olamaz” diyor.
Hal böyle iken yıllar yılı darbe çığırtkanlıkları yaparak güya demokrasi havarisi kesilen o malum F Tipi camia her ne hikmetse hukuk dışında olduğu AKP’lilerin de artık kabul etmek zorunda kaldığı bu mahkemelere adeta Mahkeme-i Kübra misyonunu biçiyor!
Zaman’dan Bugün’e kadar malum kesimin gazeteleri ile STV gibi televizyonları Özel Yetkili Mahkemeler için hazırlanmakta olan yeni kanun teklifi bağlamında günlerdir panikte ve adeta ağıt yakıyor.
Dahası, Hüseyin Gülerce gibi sözcüleri aracılığı ile de Başbakan’ı örtülü olarak tehdit ediyor.
Tekrar tekrar soruyorum, nedir bu panik ve telaş?
Bu tutumları bu mahkemelerde F Tipi örgütlenme var diyenlere haklılık kazandırmıyor mu?
Ve çok çok önemli bir ifade ki Başbakan Erdoğan’a aittir…
Evet, Türkiye’nin onlarca yıldır gelmiş geçmiş en kudretli Başbakan’ı Tayyip Erdoğan bile bu mahkemeleri “devlet içinde devlet” gibi mütalaa ediyor.
Sayın Erdoğan bile artık bu hükümde ise bu mahkemelerin değil yetkilerinin sınırlandırılması ya da kaldırılması, bütün karar ve tutumları bir bir sorgulanmalıdır.

Ali Bayramoğlu ile Hakan Albayrak farkı


Ali Bayramoğlu, malum liberal imajlı olan ve benim üniversite yıllarımdan beri tanıdığım eski solcu, Yeni Şafak yazarıdır .
Sorsanız, ilkeleri için kelle verir. Nitekim kendini liberal-demokrat diye pazarladığı için muhafazakâr medyadan yıllar yılı büyük paralar kazandı.
Hakan Albayrak ise yine Yeni Şafak kökenli gerçekten samimi muhafazakar - demokrat aydın bir gazeteci, ama şovmen ve istismarcı değil.
Ve bu iki isim arasındaki büyük fark Ali Akel’in Yeni Şafak’dan Başbakan’ı eleştirdiği için kovulması sonrasında ortaya çıktı.
Hakan Albayrak, Ali Akel olayını duyar duymaz, anında tepki koydu ve ben de yazmam dedi.
Peki, Ali Bayramoğlu ne mi yaptı?
Hiiiiç, büyük paralarla yazmaya devam etti…
Söyleyin, kim gerçek demokrat?

Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüşmesi ne anlama geliyor?

1) Bu görüşme politika üretemiyor denilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun propaganda amaçlı teşebbüsünün sonucudur.
2) Başbakan, Kılıçdaroğlu ile çözümü istemeyen taraf görüntüsüne girmemek için mecburen görüşmüştür.
3) Görüşmenin hiçbir sonucunun olmayacağı Başbakan Erdoğan’ın görüşme anında, “CHP MHP’yi ikna etsin, TBMM’de çözüm komisyonu öyle kuralım” sözü ile  sabittir. Çünkü Bahçeli anında bu görüşmenin amacı ile hedefini reddetmiştir.
4) Bu görüşme, AKP ile CHP arasında yeni Anayasa yapma sürecinde yakınlaşmaya vesile olabilir.
5) Kılıçdaroğlu’nun bu atağı ile CHP yeni süreçte iktidar modeli olarak MHP’den uzaklaşıp BDP ile yakınlaşabilir.
6) Kılıçdaroğlu’nun teklifi, iç kamuoyunun yanı sıra Kürt meselesinde hedefleri olan ABD ile AB’ye verilen, “yola benimle yürüyebilirsiniz” mesajıdır.

Abdullah Gül ne yapacak?

Anayasa Mahkemesi raportörüne göre Abdullah Gül’ün görev süresi 7 yıl.
Kuşkusuz raportörün mütalaası karar vermek için bağlayıcı değil, ancak sanki o doğrultuda bir karar çıkacağa benziyor.
Peki, öyle çıkarsa ne mi olur?
Abdullah Gül 2014’de emekli bir cumhurbaşkanı olur ve Tayyip Erdoğan’ın köşke çıkması artık zerre tartışılmaz.
Ancak görülmüştür ki siyasete girilir de çıkılmaz, dolayısı ile biz Sayın Gül’ün siyasete dönmek için fırsat kollayacağı kanısındayız.
Bunun için AKP’de üç dönem sonra aday olamayacaklarla beraber hareket etmeleri muhtemeldir.
Kim bilir, Abdullah Bey AKP’nin karşısında yeni bir muhafazakâr oluşumun başına bile geçebilir…