Papa'larını "güya inkâra kalkışan"lar

Papa 16. Benedikt'in gelişi kadar, güya ona "karşı nümayişler" tertip etmeye kalkışanların vaziyeti de dikkate değerdir.Papa'nın geliş gayesi belli?Papa'nın geliş gayesi, üç aşağı-beş yukarı netleşti; sağ kolu Kardinal W. Kasper, ziyaretin amacının Ortodoks Fener Patrikhanesi ile yakınlaşmak olduğunu bizzat ifade etti. Prof. Dr. Halil İnalcık "Sayın Papa, bu ziyareti ne için yapıyor? Uzun "şizma"ya son vermek, Hıristiyanlığı İslam karşısında bir cephe haline getirmek için? Benim müşahadem budur. İstanbul'a turistik bir şeyle gelmiyor. Türk devletine hürmet için gelmiyor. Bunu bilmeliyiz" diyor.Papa'nın bizzat kendisinin, Konstantinapol'e gidiyorum, cümlesinin satır arasında dikkat çektiği üzere, ziyaretin arka plan hedefi, Bizans'ı diriltme hayalidir. Lafın tamamı deliye söylenir, derler. Bu bağlamda ziyaretin gayesinden biri de, Ortodoks Fener Patrikhanesi'nin "ekümeniklik söylemini" koro halinde seslendirerek bu vesile ile "Katolik-Ortodoks bütünleşmesinin yolu"na girmektir.AB sürecinde gayr-ı müslim azınlıkların her türlü vakıf, mülkiyet ve sair haklarının sağlanarak Lozan'ın sümen altından Sevr'e tebdil edilmesi, bir diğer sebeptir.Laikliğe Papa gölgesi ve "F tipi irtica" Papa, Vatikan Din Devleti'nin başıdır; hem siyasidir, hem ruhani? Dolayısıyla Papa'nın attığı adımlar kadar, AB'ye uyum namına "Papalığın misyon ve projeleri" kapsamında bugüne kadar ülkemizde atılan ve atılacak olan adımlar, Türk Devleti'nin örselenmeye çalışılan "laiklik" niteliği bağlamında elbette son derece kayda değerdir.Türk milletinin inanç ve kültür dinamiği olan Hz. Peygamber'e ve İslam'a çirkef hakaretler savuran Papa'nın, sanki hiçbir şey olmamış gibi, Haçlı planları ve teo-politik ajandasıyla Türkiye'ye gelmesi sadece onun pişkinliğinden kaynaklanmıyor. Bu belki biraz da, ülkemizde Papalık Konseyi misyonu ve kurumu olan "dinler arası diyalog" hususunda, yerli taşeronların, "atı alanın Üsküdar'ı geçti" kabilinden epeyce yol almış olmalarından kaynaklanıyor.Dinler arası diyalog misyonunun son dönem köşe taşlarından biri, Fetullah Gülen'dir. Nitekim Fetullah Efendi, 10 Şubat 1998 günü "Papalık Konseyi Dinler arası Diyalog misyonunun bir parçası olduğunu" bizzat kendisi, Zaman gazetesinde deklare ediyor, 16. Benedikt'in selefi mevta Papa'ya bizzat "ikrar-nâme" arz ediyor.  Bu sürecin devamında "dinler arası diyalog" projesi, Diyanet'e ve siyasete sirayet ediyor. O gün bu gündür, bu "F tipi diyalog" faaliyetleri, hem sosyal hem de siyasal alanda alıp başını gidiyor, "F tipi irtica"yı semirtiyor? İmar yasası değişikliğinin ardından mantar gibi kilise evler türetiliyor. Nüfus cüzdanlarında İslam hanesi silindi; söz konusu düzenleme, önceki gün Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe sokuldu. Milli Eğitim müfredatı ve ders kitapları "dinler arası diyalog" projesine uyumlu hale getiriliyor.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, geçen hafta Çağlayanda "irtica" konusunda çok önemli bir açılımı kamuoyuna deklare ediyor, diyor ki: "Dindarlık ile dincilik farklıdır. Dincilik, devleti hedef alarak kendi ideolojisini hayata geçirmeye çalışmaktır; irtica, dini alet ederek veya din kisvesine bürünerek kendi siyasi emellerine ulaşmaya çalışmaktır. Bugün bu, Hıristiyanlık emelleri uğruna sergilenmektedir. Fakat dindarlık bu değildir? Dindarlık, vatanına, milletine, medeniyetine ve dinine sahip çıkmaktır, samimiyetle dinini yaşamaktır? Bugün Papa'nın bir eli diyalogcuların sırtında, bir eli de Apo'nun sırtında? İşte Papa bu kadar Türk dostudur!" "F tipi irtica"nın temel karakteristikleri ve Papa ile pozisyonu budur.At gözlüklü diyalogcular Papa'dan kopamıyorZamane diyalogculardan H. Gülerce "Papa'ya kızıp diyaloğu bozamayız" diyor (Bkz. H. Gülerce, Papa ve diyalog, 22 Eylül 2006, Zaman). Hızını alamıyor; diyalog projesindeki politik ortakçıları AKP hükümetine "Şimdiki Papa 16. Benedictus'un 28 Kasım-1 Aralık'taki Türkiye ziyareti bir kilometre taşı gibi görülüyor. Başbakan Erdoğan'ın, 28-29 Kasım'daki NATO zirvesine katılması, Papa ile görüşmesini, dolayısıyla bu fırsatın değerlendirilmesini engellememelidir. 30 Kasım'da Papa İstanbul'da olacaktır. Bu görüşmenin olabilme ihtimali hâlâ var? Erdoğan-Papa görüşmesi, Türkiye'nin Avrupa üyeliğini engelleme konusunda ittifak yapan iç ve dış AB karşıtlarına da esaslı bir cevap teşkil edecektir" şeklinde akıl veriyor (Bkz. H. Gülerce, Medeniyetler İttifakı ve Papa'nın ziyareti, 16 Kasım 2006, Zaman). "At gözlüklü F tipi diyalogcu"luktur bu; ne olursa olsun, Papa ne kadar ağır hakaretler yaparsa yapsın, "Vatikan'ın diyalog projesi"nden cayamıyorlar bunlar.Sosyal, dinsel, politik ve teo-politik zeminde sürdürülen "F tipi diyalog" faaliyetleri nispetinde, Türkiye'deki "F tipi irtica" da alıp başını gidiyor. Papa, işte bu "F tipi irtica" zemininden aldığı cesaretle "hakaretlerini pişkinliğe vurarak elini-kolunu ve Haçını sallaya sallaya" buralara geliyor."Çok köşeli F tipi diyalogcu"lar sahne alıyor"At gözlüklü F tipi diyalogcular"ın yanı sıra, bir de "çok köşeli F tipi diyalogcu"lar vardır; bunlar, konjonktüre göre bazen Papa'nın safında, bazen güya Papa'nın karşısında yer alıyorlar. Milli Görüş kurmayları ve Muhsin Yazıcıoğlu gibi güya Papa'ya gelme diyenler veya Papa'larını "güya inkar"a kalkışanlar, hakikatte yıllardan beri Papalık Konseyi misyonu olan "dinler arası diyalog"un ya bizzat tezgahtarlığı yapıyorlar yahut "diyalog tezgahtarlarının politik muhafız"lığını sürdürüyorlar. Nitekim Muhsin Efendi, bir yandan, kendi ikrarıyla "Papalık Konseyi misyonunun bir parçası olduğunu" deklare eden Fetullah Efendi'nin zamane mevkutelerinde "politik muhafızlığı"na soyunuyor. Öte yandan, güya "diyalog misyonu"nun sahibi "Papa'ya karşı vaziyet almış" pozları sergiliyor. Aynı şekilde Milli Görüş kurmayları da, bir yandan, Avrupa başta olmak üzere konjonktüre uygun zemin ve ahvalde "Haç-Hilal ve Siyon yıldızını makam-ı İbrahim"in gölgesinde cemedip sallandırıyorlar, hatta öğretilerinde Vatikan'ın "dinler arası diyalog" projesinde saf tutuyorlar. Öte yandan Çağlayan'da da Papa'yı istemezük nümayişleri yapıyorlar. Bu çok köşeli pozisyon, "Pavlos'un ilkeleri"ne uyuyor; ama asla ve kat'a Müslümanlığa uymuyor, milletimizin medeniyeti ve diniyle bağdaşmıyor. Türk milleti, artık bunları yutmuyor.Milli Görüş'ün diyalog flaması dalgalanıyorAvrupa Milli Görüş'ün "Makam-ı İbrahim'de cemedilmiş Haç'lı-Hilal'li ve Siyon yıldızlı diyalog flaması" kendi internet sitesinde dalgalanmaya devam ediyor. (Bkz: http://www.igmg.de/index.php?module=ContentExpress&func=display&ceid=6) veya (http://www.igmg.de/index.php?module=ContentExpress&func=display&ceid=953&itmid=1&t_id) Ama müslüman milletimizin, "dinler arası diyalog"un modern bir "misyonerlik ve sömürü yöntemi" olduğunu fark etmesi ve dinler arası diyaloga karşı tepkisini artırması üzerine, konjonktüre uygun rötuş yapılıp siteden güya "dinler arası diyalog" bahsi çıkartılıyor. Milli Görüş'ün Kuzey Hollanda ayağı, "dinler arası diyalog" misyonunu varıyla yoğuyla sürdürüyor; lakin SP Genel Başkanı R. Kutan ise Çağlayan'da "Dinler arası diyalog diyenlere sesleniyorum: Bu gaflet uykusundan ne zaman uyanacaksınız!" diye güya köpürüyor, güya Papa gelme diye savruluyor.Hollanda Milli Görüş, Çağlayan'ı çoktan geçmiş?Kuzey Hollanda Milli Görüş Teşkilatı'nın (http://www.mgned.nl/) sitesindeki itirafları ve fotoğrafları bakın neleri anlatıyor, aynen aktarıyorum:"Kuzey Hollanda Milli Görüş Teşkilatı olarak, bizler, bütün insanlığa hizmet etmek arzusundayız... Bu meyanda Hollanda'da var olan bütün kurum ve kuruluşlarla hiç bir ayırım yapmaksızın diyalog içinde bulunmaktayız. Hollanda'da? dinler arası diyalog çerçevesinde Kiliseler Birliğiyle ve Yahudi istişare kurullarıyla sürekli çalışmalar yapılmaktadır. Bu meyanda: * Diğer dini cemaatlerle görüşmeler çerçevesinde iki yıldır bir grup imam ve papazlarla ortak toplantılar yapılmaktadır. * Yahudi Cemaatleriyle görüşmeler yapılmaktadır" (Bkz. http://www.mgned.nl/ Activiteler-Dış Münasebetler). Hollanda Milli görüş, Çağlayan'dakileri çoktan geride bırakmış; başka söze ne hâcet, ey iman ve iz'an ehli Türk milleti?!Türk milleti, bütün bu olup bitenleri keşfetsin diye, Papa'nın hakaret ettiği medeniyetin kalbinde nasıl bu kadar rahat ve pişkince volta atabildiğini herkes anlasın diye, Müslüman kılıklı bu "F tipi diyalogcu"ların hakikatte Papa'nın safındaki "gerçek pozlarını ve pozisyonları"nı gözler önüne seriyorum. Bunu yapmayı, bir iman ve vatan borcu olarak telakki ediyorum.