logo
23 NİSAN 2024

Paralel'e operasyon

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Emniyet'te paralel yapı iddialarına ilişkin yürüttüğü 'casusluk' ve 'yasadışı dinleme' soruşturmaları bağlamında, sahur vaktinden itibaren Türkiye genelinde çok sayıda emniyet müdürü kelepçelenerek gözaltına alındı
23.07.2014 00:00:00
HABER MERKEZİAKP Hükümeti, 11 yıl boyunca başta Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları olmak üzere yüzlerce askerin ve aydının gece yarıları evlerinden apar topar götürüldüğü çok sayıda operasyona birlikte imza attığı 'paralel oluşum'a karşı harekete geçti. 'Paralel yapı' kavramının 17 Aralık 2013'te ortaya atılmasına, Başbakan Erdoğan'ın 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri öncesinde sürekli olarak söz konusu yapılanmaya yüklenmesine rağmen, operasyona geciktirilerek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turundan 19 önce start verilmesi dikkat çekiyor. Operasyonun ayrıca AKP Hükümeti'nin İsrail'le 'akdi ve maddi' ilişkilerinin, özellikle mahdum Burak Erdoğan'ın sahip olduğu gemilerle İsrail'e taşımacılık yaptığının kamuoyu tarafından sorgulandığı bir döneme denk getirilmesi de gözlerden kaçmıyor. Başbakan Erdoğan, İsrail'in Gazze'deki katliamlarını sözle eleştirirken; geçmişte ve kendi döneminde bu ülkeyle imzalanan askeri, kültürel, ticari anlaşmalara, iki ülke arasındaki giderek artan ticari ilişkilere dokunmamayı tercih etmesi de dikkat çekiyor. 115 Emniyet görevlisi hakkında yakalama kararıPolisler, önceki gece 01.30'dan itibaren başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir, Van, Antalya, Bitlis'in de aralarında bulunduğu 22 ilde çok sayıda eski emniyet müdürü ve polis gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet'te 'paralel yapı' iddialarına ilişkin yürütülen 'casusluk' ve 'yasadışı dinleme' soruşturmalarında, 115 emniyet görevlisi hakkında yakalama ve gözaltı kararı çıkarıldığını, 67 kişinin de şu anda gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, kapatılan Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesiyle yetkili bölümünde 2010 yılından beri yürütülen, daha önce konu ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığınca açıklama yapılan, 'Sözde Selam-Tevhid' adlı örgüt kurulduğu iddiasıyla 251 kişi hakkında yürütülen soruşturmaya ilişkin inceleme ve araştırmanın tamamlandığı belirtilerek, 251 kişi hakkında takipsizlik kararı verildiği kaydedildi. Bu arada 76 emniyet görevlisi hakkında yakalama kararı çıkartılan 'casusluk' soruşturmasını İstanbul Cumhuriyet Savcısı İrfan Fidan, 'yasadışı dinleme' ile ilgili istihbarat şubesinden 39 şüpheli hakkında yürütülen soruşturmayı da İstanbul Cumhuriyet Savcısı Okan Özsoy'un yürüttüğü öğrenildi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, emniyette 'paralel yapı' operasyonu ile ilgili "Bende bir bilgi yok. Ben de medyadan takip ediyorum" dedi.Eski görev arkadaşlarını arkadan kelepçeledilerSahur vaktinde başlayan gözaltı ve operasyonlara dair ilk görüntüler Haseki Hastanesi'nde kaydedildi. Saat 01.30'dan itibaren gözaltına alınanlar İstanbul Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sağlık kontrolü için getirilmeye başlandı. Gözaltına alınanlar arasında bulunan bir polisin hastaneye getirildiğinde resmi üniformasını üstünde taşıyor olması dikkati çekti. Söz konusu polise, meslektaşları sağlık kontrolünden sonra Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün (TEM) yeleğini giydirdi. İstanbul'daki gece yarısı operasyonları çerçevesinde gözaltına alınanlar arasında Emniyetin üst düzey kadrolarında çalışmış ancak 17 Aralık süreci sonrasında eski görevlerinden uzaklaştırılmış isimler de bulunuyor. Bunlardan biri Terörle Mücadele Şubesi'nin eski müdürü Ömer Köse. Köse sabahın erken saatlerinde sağlık kontrolü için Haseki'ye getirildi. Hastaneye kelepçesiz giren Köse'ye hastaneden çıkışta kelepçe takıldığı görüldü. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınan İstanbul eski Bilişim Suçları ve Sistemleri Şube Müdürü Hayati Basdağ da, sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirildi. Başdağ, hastane çıkışı yine ellerine havaya kaldırarak, "Haram lokma yemedim. En ufak kanun dışı hiçbir işim yok" dedi. Başdağ, ardından Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Öte yandan Halkalı Fulya Sitesi'nde bulunan polis lojmanlarına saat 05.00 sıralarında gelen polis ekipleri bazı adreslerde arama yaptı. Operasyona katılan polis ekibi, bina girişinde bekleyen habercileri "Arama kararımız var" diye uyararak bulunduğu yerden uzaklaşmaları istedi. Başbakan 'paralel tehlike'yi 13 yıl önce umursamamıştıBağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 2001 yılında Başbakan Erdoğan ile Boğaz?da bir kahvaltıda bir araya geldiklerini ifade ederek, dinlerarası diyalog konusunun Türkiye açısından taşıdığı tehlike konusunda Erdoğan'ın dikkatlerini çektiğini belirtmişti. Prof. Dr. Baş, 31 Arlık 2013'te yaptığı değerlendirmede bu konuda şunları kaydetmişti: "2001 yılında o zamanki Trabzon Belediye Başkanı Asım Aykan bana 'biz parti kuruyoruz, beraber olmamızda fayda var' diye teklifte bulundu. Dedim ki, 'ben Türkiye'de birlikten, beraberlikten yanayım. Zaten Ümmet-i Muhammed dağılmış gitmiş.' 2001 yılında Sayın Erdoğan ile Boğaz'da bir kahvaltıda bir araya geldik. Ben kendisine Sayın Erbakan'ın milleti kucaklayamadığını, tefrika çıkardığını, bir cemaat lideri gibi davrandığını, bu gidişle de ülkede birliğin temsilcisi olamayacağını -zaten olamadı- ifade ettim. 'Onun için hoşgörü sahibi bir lider ihtiyaç var. Zat-ı âlileriniz bunu yapabilirsiniz. Eğer bunu yaparsanız biz de size bir bekçilik dahi istemeden desteğimizi veririz'. Hem vallahi, hem billahi... 'Yalnız benim olmazsa olmaz bir şartım var' dedim. O tarihlerde Türkiye'de dinlerarası diyalog furyası vardı. Türk gencini Hıristiyan yapacaklar, kalbine haçı takacaklar, sırtına cübbeyi giydirecekler, başına sarık, al sana bir Müslüman... 'Benim karşı çıktığım budur' dedim. O süreçte Sayın Fethullah bey il görüştüm, dokümanlar gönderdim. Ben şahsına karşı değilim, Türkiye'de kendine göre birçok hizmeti vardır. Saygım sonsuzdur ama dinlerarası diyalog düşüncesi yanlıştır. Ramazan oluyor, alıyor papazları - hahamları nadide köşelere oturtuyor, iftar vakti oruç açıp dua ediyorlar. Sayın Erdoğan Türkiye gezisinde Of'a gidip orada 'Arkadaşlar 4 hak din vardır' dedi. Eyvah teker patladı... Erdoğan Anadolu'daki konuşmalarında bunu söyledi, sanki bana mesaj veriyor! Kendisine haber gönderdim: 'Benim sizinle yolculuk yapmam mümkün değildir!' Ondan sonra orada kalmadı, geldi içinde havra, kilise ve cami olan dinler bahçesi kurdu, kilisenin kurdelesini besmeleyle kesti, o dönemde 40 bin tane kilise evi açıldı. Şimdi geldiler paylaşımdan dolayı kavgaya tutuştular. Gerçekleri konuşuyorum." Öte yandan AKP Hükümeti, Prof. Dr. Baş'ın paralel yapı konusundaki uyarılarını dikkate almadığı gibi BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş'ın şahsına, ona bağlı olduğunu düşündüğü kurumlara yönelik yalan haberler ve iftiralar eşliğinde yıldırıcı çalışmalarına yıllardır devam ediyor. Bütün bunlar hükümetin dünkü operasyonla birlikte faaliyetleri ispatlanan 'paralel yapılanma' konusunda samimi olmadığını ortaya koyuyor. 
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek

Çarpıcı deprem uyarısı: Baza ve koltuk altlarını doldurun

İş Güvenliği Uzmanı Halim Oktay Osmanoğlu; deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılacaklarla ilgili açıklamalarda bulundu. Osmanoğlu, 'Baza altlarını dolduralım, toz solumamaya dikkat edelim, gaz patlaması ihtimaline karşı aydınlatma için çakmak kullanmayalım' dedi.
23.04.2024 11:50:00
İhlas Haber Ajansı
Çarpıcı deprem uyarısı: Baza ve koltuk altlarını doldurun
Çarpıcı deprem uyarısı: Baza ve koltuk altlarını doldurun
İş Güvenliği Uzmanı Halim Oktay Osmanoğlu, depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Osmanoğlu; deprem öncesi alınması gereken tedbirler, deprem sırasında yapılacaklar ve sonrasında da uyulması gereken kurallar hakkında İhlas Haber Ajansına özel açıklamalarda bulundu.

Osmanoğlu; 'Öncelikle başımızı darbelere karşı korumak için sağlam yapıların yanına saklanmamız gerekiyor. Mesela işte sandalye destekli sağlam masaların altı olabilir. Veya geniş hacimli koltukların dibi olabilir. Kendimize bir yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. İş yerimizde başımızı ve ensemizi kapatarak, koruyarak elimizle veya işte elimizdeki kapalı veya bir yastıkta da başımızı koruyarak bir yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. Bu yaşam üçgeni içerisinde diz çökerek, kapanarak ve çöp kapan tekniğiyle yerden de tutunarak düşmemek için bu şekilde bir kendimize yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. Kapı ve pencerelerden kesinlikle uzak durmamız gerekiyor. Deprem anında paniğe kapılıp kaçmaya çalışmak çok doğru bir davranış olmayacaktır. Merdivende özellikle asansörü kesinlikle kullanmamamız gerekiyor. Merdivenleri kullanmamamız gerekiyor. Yaşanan Maraş depreminde yani mesela dikkat çekiliyor. Evlerimizdeki bazaların, koltukların altlarının mesela dolu olması önemlidir. Bir tavan çöktüğü anda zamanla bazaların altındaki boşluk kapanana kadar çökebiliyor. Orada bir yaşam üçgeni kaybolabiliyor. O yüzden bazaların ve koltukların altlarına destekli malzemeler koymamız önem arz ediyor. Onun dışında avize varsa avizelerin altından kesinlikle kurmamamız gerekiyor. Üzerimize devrilebilecek raflar, dolaplar, bu tarz duvara sabit olmayan eşyalardan da yine uzak durmamız gerekiyor. Dediğimiz gibi deprem alanında kesinlikle eğer bina içinde yani yere yakın değilsek, kaçmaya müsait bir yer değilse bina içerisinde kalmamız ve kendimize bu yaşam üçgenini oluşturmamız önem arz etmektedir' dedi.

'Enkaz altında toz yutmamaya özen gösterin'

Enkaz altındaki yaşam üçgeninde de dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Osmanoğlu, 'Olası bir enkaz altında alma durumunda çok fazla hareket etmemeye özen göstermemiz gerekiyor. Çünkü hava açısından sıkıntılı bir ortam olabilir. Hareket ettiğimizde de toz kalkabilir. O tozları mümkün olduğunca az solumaya dikkat etmemiz gerekiyor. Ağzımızı mendil benzeri bir şey varsa veya elbisemizle, kıyafetimizle ağzımızı kapatarak nefes almamız gerekiyor. Yardım isterken duvarlara veya borulara vurarak yerimizi belli etmeye çalışmalıyız. Bağırmak yine çok fazla toz yutmamıza neden olacağından bağırmak yerine ıslık daha avantajlı olabilir' diye konuştu.

'Enkaz altında çakmak yakmak faciaya neden olabilir'

Dediğimiz gibi en enkaz altında kalma durumunda öyle bir durum varsa kesinlikle çakmak gibi ateşten uzak durmalıyız. Kesinlikle yakmamalıyız. Yine elektrik düğmesini açma, kapama işlemlerini kesinlikle yapmamanız. Herhangi bir patlama riskine karşı uzak durmamız gerekiyor. Yine sarsıntı geçtikten sonra fırın gibi böyle yangın tehlikesi bulunan eşyaları kapatmamız gerekiyor. Sonrasında güvenli bir şekilde dışarıya çıkmamız gerekiyor' dedi.

Bina çıkışlarında da dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Osmanoğlu, 'Binaları terk ederken de dışarıya çıktığımızda binadan malzemeler düşebilir. Taş düşme riski olan yerler olabilir. Binayı tahliye ederken yine başımızı koruyarak hızlı bir şekilde binayı terk etmemiz gerekiyor' diye konuştu.

Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi

Başkentte kırmızı beyaza bürünen binaların oluşturduğu görsel şölen havadan görüntülendi.
23.04.2024 09:03:00 / Güncelleme: 23.04.2024 09:06:54
İhlas Haber Ajansı
Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi
Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Başkent Ankara'nın bir çok bölgesi dev Türk bayraklarıyla donatıldı.

Çankaya, Keçiören ve Altındağ'a asılan dev ay yıldızlı bayraklar dron ile havadan görüntülendi.



Öte yandan I. ve II. TBMM Binası ışıklandırılırken restorasyonu tamamlanan EGO Genel Müdürlüğünün yeni binasında ise dev Türk bayrağı sarkıtıldı.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gün boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanacak.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti

Erbaş'ın Diyanet'in resmi sitesinde yer alan özgeçmişinde iyi derecede Arapça ve Fransızca bildiği yazıyor.
23.04.2024 08:21:00 / Güncelleme: 23.04.2024 08:32:04
Haber Merkezi
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak ziyaretinde yanında bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Rûdaw muhabirinin Arapça sorusunu Türkçe'ye çevirtti. O anlar gündem oldu. Erbaş'ın Diyanet'in resmi sitesinde yer alan özgeçmişinde ise iyi derecede Arapça ve Fransızca bildiği yazıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak ziyareti kapsamında Bağdat'ta bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Başkanı Serkan Kayalar, TİKA tarafından restore edilen Abdulkadir Geylani Külliyesi ve İmam-ı Azam Külliyesi'ni ziyaret etti.

Bağdat'ta bulunan Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Rûdaw muhabirinin Selahaddin-i Eyyubi ve Şeyh Abdulkadir Geylani gibi Kürt şahsiyetlerin İslam'a hizmetleri hakkındaki sorusunu Türkçe'ye çevirtti. O anlar gündem oldu.



Ali Erbaş'ın Diyanet İşleri Başkanlığı'nın sitesindeki özgeçmişinde "İyi derecede Arapça ve Fransızca bilmektedir" ifadeleri yer alıyor.

Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 28 yıl önce yürürlüğe giren Gümrük Birliği’nde Türkiye'nin istediği güncellemeye AB yanaşmıyor. Uzmanlar mevcut şartlarda AB lehine işleyen anlaşmada güncelleme konusunun kasıtlı bir şekilde sürüncemede bırakıldığını düşünüyor
22.04.2024 18:16:00
Yenal Arman
Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor
Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ekonomik köprü olan Gümrük Birliği (GB), 1963 yılında Ankara Anlaşması ile temelleri atılan ve 1996'da yürürlüğe giren bir anlaşmadır. Türkiye yıllardır Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gerektiği ifade ediyor, ancak AB bu konuda adım atmaktan imtina ediyor. Bu anlaşmanın Türkiye'nin AB ile entegrasyon sürecinde önemli bir adım olduğunu düşünenlerin yanında, Türkiye ekonomisine zarar verdiğini ifade edenler de az değil. Gümrük Birliği yürürlüğe girdikten sonra, Türkiye-AB arasındaki ticaret hacmi artış göstermiştir. 1996 yılında 33 milyar dolar civarında olan bu hacim, 2022 yılında 196 milyar dolara ulaştı. Ayrıca, GB, Türkiye'nin Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) yükümlülüklerini yerine getirmesinde de önemli bir avantaj sağlamıştır. Ancak kimi uzmana göre Gümrük Birliği anlaşması olmasa dahi bu ticaret artışı gerçekleşecekti.

Tek istisna Türkiye

AB'de temel kural tam üyelikle birlikte Gümrük Birliği'ne girilmesidir. Hal böyleyken Türkiye üye olmadan AB ile Gümrük Birliği oluşturan Andorra ve San Marino gibi şehir devletleri dışındaki tek ülke oldu. Ekonomisi zayıf yeni üyelere kolaylık niteliğinde uygulanan istisnai kural ise, tam üyelikten bir süre sonra GB'nin başlamasıdır. Örneğin Yunanistan 1981'de tam üye olduğu halde, GB'ye 1986'da girmiştir. İspanya ve Portekiz ise 1986'da tam üye oldukları halde GB'ye 7 yıl sonra yani 1993'te girmişlerdir. AB tarihinde önce GB sonra üyelik hiç olmamıştır. Şu halde bu konuda tek istisna Türkiye'dir.

Gümrük Birliği'nin getirdiği zorluklar

Gümrük Birliği'nin Türkiye açısından olumsuz sonuçları olmuştur. Türkiye, gümrük politikalarını doğrudan belirleme yetkisini kaybetmiş ve AB'nin serbest ticaret anlaşmaları nedeniyle bazı ülkelerle haksız rekabet riskleriyle karşı karşıya kalmıştır. Ayrıca, AB'nin karar alma mekanizmalarına yeterli düzeyde dahil olamaması da eleştirilen noktalardan biridir. Gümrük Birliği'nin bazı sorunlu tarafları şöyle sıralanabilir:
Gümrük Birliği, Türkiye'yi AB'nin tam bir açık pazarı durumuna getirmiştir.
Gümrük Birliği'yle Türkiye dış ticareti yönlendirmede devletin elindeki önemli kozlardan biri olan gümrük politikalarını doğrudan belirleme yetkisini kaybetmiştir. Bu anlaşmaya göre örneğin Türkiye ithalat üzerine istediği gibi ek bir vergi koyamaz.
Teşvik politikalarımızı da kendi ekonomik çıkarlarımıza ve ihtiyaçlarımıza uygun şekilde belirleme imkanı GB yüzünden kalmamıştır. Bu alanda da AB'nin mevzuatına uymak zorundayız.
AB'nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı bazı ülkelerin, AB üzerinden pazara girme avantajının da etkisiyle ülkemizle benzer bir anlaşma imzalamada isteksiz kalmasıyla oluşan ticaret sapması ve haksız rekabet risleri.
Gümrük Birliği'ni ilgilendiren alanlarda AB'nin karar alma mekanizmalarına Türkiye'nin yeterli düzeyde dahil olamaması.

Türkiye güncelleme istiyor

Türkiye uzun zanadır Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve modernize edilmesini talep ediyor. Ancak mevcut şartların AB lehine olduğu için muhataplarımız buna pek yanaşmıyor. Güncelleme talebinde Türkiye'nin AB ticaret politikası oluşturulurken danışma prosedürlerinin güçlendirilmesi, uyuşmazlıkların çözümü için etkin bir mekanizma oluşturulması ve karayolu taşımacılığındaki engellerin kaldırılması gibi konular öne çıkıyor. Uzmanlar, bu sürecin başarıyla tamamlanması halinde, Türkiye'nin AB pazarına daha etkin bir şekilde entegre olabileceğini ve karşılıklı ticaretin daha da artacağını öngörüyorlar.Yine Gümrük Birliği ile ilgili olarak görülen bir diğer konu da vize serbestisi. İş görüşmeleri yapma, iş anlaşmaları imzalama, ticaret fuarlarına katılma gibi sebeplerle AB ülkelerine seyahat etmek isteyen iş insanları için vizenin hem maddi bir külfet, hem zaman kaybı hem de psikolojik bir bariyer oluşturması Gümrük Birliği'nin işleyişini olumsuz etkiliyor. Ancak vize serbestisi AB ve Türkiye arasında ayrı bir çerçeve içinde görüşülüyor. İkinci önemli konu ise sanayi ürünleri ticareti ile kısıtlı olan Gümrük Birliği'nin kapsamının yeni alanlara genişletilmesi. Bu alanlar ise tarım ürünleri, hizmet sektörleri ve kamu alımları olarak öngörülüyor. Büyük ihtimalle bu alanlar ile ilgili düzenlemeler için ayrı araçlar kullanılabilecek. Yani Gümrük Birliği kararını revize etme ve ekleme yapmaktan öte ayrı anlaşmalar ile bir ikili ticaret paketi oluşturulacak.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.