Dünkü makalemizde konu ettiğimizde “özelleştirme peşkeşi”ni bazı okuyucularımızın aklı almıyor.
Olmaz böyle bir şey, diyorlar!
Yani diyor, okuyucu, en üst idari yargı mercii olan Danıştay;
TÜPRAŞ’ın yüzde 14.76’sının ve Kuşadası Limanı’nın İsrailli işadamı Sami Ofer’e satılmasını,
Seydişehir Eti Alüminyum işletmelerinin Oymapınar Barajı Hidroelektrik Santralı promosyonuyla Rizeli Cengiz İnşaat’a 290 milyon dolara verilmesini,
51.2 milyon dolarlık değeri olan SEKA Balıkesir Kağıt İşletmelerini, birçok ormanlık arazileriyle birlikte 1.1 milyon dolara Yeni Şafak gazetesinin sahibi Albayraklara verilmesini iptal ediyor…
Okuyucu kendi soruyor; kendisi cevap veriyor:
AKP hükümeti, hukuku dolanıyor, öyle mi? Aynen öyle…
Bunun için kanun yapıyor, kitabına uyduruyor; öyle mi?! Aynen öyle…
Söz konusu Bakanlar Kurulu’nun 2012/3240 sayılı kararında gerekçe olarak zikredilen “…yargı kararlarının uygulanmasında ortaya çıkan fiili imkansızlık nedeniyle…” ifadesindeki “fiili imkansızlık” ne demek, diye soruyor, bir başka okuyucu!?
Bakanlar Kurulu, söz konusu kararıyla, bu özelleştirmelerin doğru olmadığını kendisi de kabul etmiş oluyor… Bu özelleştirmeler hakkaniyetli değil, ama artık bundan sonra geri alamayız, iş işten geçti, atı alan-malı kapan Üsküdar’ı geçti, demek istiyor AKP hükümeti!
Milletin menfaatlere aykırı da olsa, hukuk iptal etmiş de olsa, paralarını verip geri alamayız, diyorlar açıkça!
“Fiili imkansızlık”ın manası bu!
Bakanlar Kurulu, bu kararı ve uygulamasıyla, Anayasa’nın 138. Maddesini açıkça ihlal etmiş olmuyor mu; tekrar bir daha okusalar…
Türk demokrasisinde Anayasa ve yasaların bağlayıcılığı, şayet “sadece halk için” ise; onu biz de bilelim!
Hükümetin duruşu, realist ve doğal… Kelepir fiyatına malı götüren İsrailli Sami Ofer ve diğer adamlara, paralarını ve yaptıkları harcamaları iade ederek, işletmeleri geri alamayız, diyorlar!
İşçiye-memura verecek üç kuruşu bile olmayan hükümetten, böyle bir geri alım yapmasını beklemek abes olur!
Bunlar, ekonomi adına papaz Malthus’un liberal-kapitalizminin peşine takılıp Türk milletini açlık ve yoksulluk içinde batırmaktan başka bir şey bilmiyorlar.
Bazılarının aklı karışık galiba…
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey ile diğer parti başkanlarını karıştırmayın... Prof. Dr. Baş, dünya çapında bir bilge insan, alternatifsiz bir ekonomist.
Türk milletinin dişinden-tırnağından artırdıklarıyla ortaya çıkan ve bedavaya yabancılara peşkeş çekilen bütün işletmelerimizi, bedelinin iki-üç katı parasını vererek geri alacağız; ecnebilere de “geriye dön, marş marş” diyeceğiz, diyebilen tek insan Prof. Dr. Baş’tır.
Çünkü o, hesabını-kitabını yapmış; bu peşkeşleri geri almak üzere Milli Ekonomi Modeli’nde devletin senyoraj hakkı ve yeni para formülleri var!
Bu sebeple, BTP iktidarında, AKP’nin yazdığı “fiili imkansızlık” şeklinde bir “hukuku dolanma” mavalı olmaz!
Prof. Dr. Baş’a sorsalar; hem işi çözecekler, hem de hukuka ve Anayasa’ya aykırı düşmeyecekler!
Nasipleri el vermiyor, herhalde...
Eski Danıştay Başkanı Nuri Alan da “fiili imkansızlık” diye bir şey olamaz, diyor; karşı tarafın yaptığı harcamaları ve ödediği bedeli, iade eder, işletmenizi geri alırsınız.
AKP hükümeti, bunu yapmaya niyeti olmadığı, böyle yapmayı yandaşlarının menfaatine uygun bulmadığı için hukuku dolanıyor, “fiili imkansızlık” diye bir bahane uyduruyor.
Bunlar, milletin menfaatine ve Anayasa’ya göre oynamıyor; oynamak istedikleri gibi oynuyor.
Anadolu’muzda çok güzel bir deyiş var… Geline oyna demişler, yerim dar demiş; yer göstermişler, yenim dar demiş!
Olmaz böyle bir şey, diyorlar!
Yani diyor, okuyucu, en üst idari yargı mercii olan Danıştay;
TÜPRAŞ’ın yüzde 14.76’sının ve Kuşadası Limanı’nın İsrailli işadamı Sami Ofer’e satılmasını,
Seydişehir Eti Alüminyum işletmelerinin Oymapınar Barajı Hidroelektrik Santralı promosyonuyla Rizeli Cengiz İnşaat’a 290 milyon dolara verilmesini,
51.2 milyon dolarlık değeri olan SEKA Balıkesir Kağıt İşletmelerini, birçok ormanlık arazileriyle birlikte 1.1 milyon dolara Yeni Şafak gazetesinin sahibi Albayraklara verilmesini iptal ediyor…
Okuyucu kendi soruyor; kendisi cevap veriyor:
AKP hükümeti, hukuku dolanıyor, öyle mi? Aynen öyle…
Bunun için kanun yapıyor, kitabına uyduruyor; öyle mi?! Aynen öyle…
Söz konusu Bakanlar Kurulu’nun 2012/3240 sayılı kararında gerekçe olarak zikredilen “…yargı kararlarının uygulanmasında ortaya çıkan fiili imkansızlık nedeniyle…” ifadesindeki “fiili imkansızlık” ne demek, diye soruyor, bir başka okuyucu!?
Bakanlar Kurulu, söz konusu kararıyla, bu özelleştirmelerin doğru olmadığını kendisi de kabul etmiş oluyor… Bu özelleştirmeler hakkaniyetli değil, ama artık bundan sonra geri alamayız, iş işten geçti, atı alan-malı kapan Üsküdar’ı geçti, demek istiyor AKP hükümeti!
Milletin menfaatlere aykırı da olsa, hukuk iptal etmiş de olsa, paralarını verip geri alamayız, diyorlar açıkça!
“Fiili imkansızlık”ın manası bu!
Bakanlar Kurulu, bu kararı ve uygulamasıyla, Anayasa’nın 138. Maddesini açıkça ihlal etmiş olmuyor mu; tekrar bir daha okusalar…
Türk demokrasisinde Anayasa ve yasaların bağlayıcılığı, şayet “sadece halk için” ise; onu biz de bilelim!
Hükümetin duruşu, realist ve doğal… Kelepir fiyatına malı götüren İsrailli Sami Ofer ve diğer adamlara, paralarını ve yaptıkları harcamaları iade ederek, işletmeleri geri alamayız, diyorlar!
İşçiye-memura verecek üç kuruşu bile olmayan hükümetten, böyle bir geri alım yapmasını beklemek abes olur!
Bunlar, ekonomi adına papaz Malthus’un liberal-kapitalizminin peşine takılıp Türk milletini açlık ve yoksulluk içinde batırmaktan başka bir şey bilmiyorlar.
Bazılarının aklı karışık galiba…
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey ile diğer parti başkanlarını karıştırmayın... Prof. Dr. Baş, dünya çapında bir bilge insan, alternatifsiz bir ekonomist.
Türk milletinin dişinden-tırnağından artırdıklarıyla ortaya çıkan ve bedavaya yabancılara peşkeş çekilen bütün işletmelerimizi, bedelinin iki-üç katı parasını vererek geri alacağız; ecnebilere de “geriye dön, marş marş” diyeceğiz, diyebilen tek insan Prof. Dr. Baş’tır.
Çünkü o, hesabını-kitabını yapmış; bu peşkeşleri geri almak üzere Milli Ekonomi Modeli’nde devletin senyoraj hakkı ve yeni para formülleri var!
Bu sebeple, BTP iktidarında, AKP’nin yazdığı “fiili imkansızlık” şeklinde bir “hukuku dolanma” mavalı olmaz!
Prof. Dr. Baş’a sorsalar; hem işi çözecekler, hem de hukuka ve Anayasa’ya aykırı düşmeyecekler!
Nasipleri el vermiyor, herhalde...
Eski Danıştay Başkanı Nuri Alan da “fiili imkansızlık” diye bir şey olamaz, diyor; karşı tarafın yaptığı harcamaları ve ödediği bedeli, iade eder, işletmenizi geri alırsınız.
AKP hükümeti, bunu yapmaya niyeti olmadığı, böyle yapmayı yandaşlarının menfaatine uygun bulmadığı için hukuku dolanıyor, “fiili imkansızlık” diye bir bahane uyduruyor.
Bunlar, milletin menfaatine ve Anayasa’ya göre oynamıyor; oynamak istedikleri gibi oynuyor.
Anadolu’muzda çok güzel bir deyiş var… Geline oyna demişler, yerim dar demiş; yer göstermişler, yenim dar demiş!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019