Önümüzdeki haftalarda sonuçları belli olacak Irak seçimlerimde seçim öncesi ve sonrasında gelişen birbirinden ilginç olaylar ve söylemler Irak'ın merkezinde bulunduğu Ortadoğu için büyük önem taşıyor.
Kürt liderler Talabani ve Barzani'nin Kerkük talepleri,Amerika Birleşik Devletleri'nin Bağdat yorumları, Avrupa Birliği'nin demokratik vaadleri, Rusya Federasyonu'nun umutları, İran'ın beklentileri ve Irak halkının mücadelesi......
Bölgede yaşayanlar ile bölgeye yaklaşanların birbiriyle uyuşan/çatışan talepleri Ortadoğu için yeni bir başlangıç ya da sorunlu bir döneme kapı aralayacak.
Güç mücadelesinin siklet merkezini oluşturan Irak'taki seçimler ile Ortadoğu'nun içerisinde sürüklendiği acıklı tablo birbiriyle paralel gelişiyor.
İşgal yönetiminin idaresinin önümüzdeki günlerde sözde halk tercihiyle seçilenlerin etki alanına bırakılmasına aslında Amerika da şüpheyle yaklaşıyor.Sünni ağırlığın etki alanındaki Irak Şiilerin etkisinde olacağı yeni bir döneme girecek.
İran ve Suriye'nin dini merkezli yaklaşımları burada ortaya çıkacak.
Suriye'nin Sünni potansiyeli ile İran'ın Şii ağırlığı Irak'taki siyasal güç merkezlerini deyakından etkiliyor.
Türkiye ise bu ikisinin arasında sıkışıp kalacak.
Amerikan Dışişleri Bakanı Rice ve BM genel sekreteri Annan yapılan seçimlerin demokratikliği üzerinde görüş bildirirlerken Bush da Irak'ta kalıcı olabileceklerine dair açıklamalarda bulundu.
Uluslararası alanda kendi başına ve bağımsız bir devlet olarak yeniden kazandırılması beklenen Irak'ta güç mücadelesi uzun vadede devam edecek.
Saddam'ın etkisinden Bush'un yörüngesine kayan Irak'ta sandığa oy atmaya giden halkın talebi bağımsız bir Irak'ı gösteriyordu.
Tüm şiddete rağmen sandığa koşanlar ile sandığa koşarken işgal ateşine kurban gidenlerin yaşadığı bir ülkede geleceğe dair senaryolar yerel temsilcilerle değil, uluslararası güç peşindeki illegal kurumlarla sağlanıyor.
Bu illegal yapıda Amerikan siyasi eliti ile Rus ticari elitinin parmağı var.
İran'a vurmak için tüm istihbarat birimlerini bu ülkeye karşı aktif şekilde harekete geçiren Amerikan yönetimi Şahin kanatın bastırması ile Irak'ta yakın planda bir huzur beklemiyor aslında.
Dışişleri Eski Bakanı Colin Powell ve Savunma Bakanı Donald Rumsfel de biliyorlar ki; Irak kendi seçimini yapsa da işgal gücü bu bölgeden hemen çekilmeyecek.
Irak'a ekonomik ve sosyal yardım bahanesi ile sokulan sivil toplum örgütleri de bir taraftan yeni bir Irak için çalışmalar yapıyorlar.
Bu çalışmalarda Amerika'nın yönlendirmesi ile düşünsel olarak İsrail'e paralel yeni bir Amerikan taraftarı ülke oluşturulma gayesi var.
Irak ikinci bir İsrail mi yapılacak?
Bunu zaman gösterecek ama şu zamanda yaşanmakta olanlar bize bunu düşündürüyor.
Amerika'nın Irak'ta yaptığı/yapacağı eylemler ile yakın zamanda takınacağı yeni pozisyon Amerika için farklı bir tepki doğuracak.
Şuanki Amerikan pozisyonu hiç de içaçıcı değil.
Kürt liderler Talabani ve Barzani'nin Kerkük talepleri,Amerika Birleşik Devletleri'nin Bağdat yorumları, Avrupa Birliği'nin demokratik vaadleri, Rusya Federasyonu'nun umutları, İran'ın beklentileri ve Irak halkının mücadelesi......
Bölgede yaşayanlar ile bölgeye yaklaşanların birbiriyle uyuşan/çatışan talepleri Ortadoğu için yeni bir başlangıç ya da sorunlu bir döneme kapı aralayacak.
Güç mücadelesinin siklet merkezini oluşturan Irak'taki seçimler ile Ortadoğu'nun içerisinde sürüklendiği acıklı tablo birbiriyle paralel gelişiyor.
İşgal yönetiminin idaresinin önümüzdeki günlerde sözde halk tercihiyle seçilenlerin etki alanına bırakılmasına aslında Amerika da şüpheyle yaklaşıyor.Sünni ağırlığın etki alanındaki Irak Şiilerin etkisinde olacağı yeni bir döneme girecek.
İran ve Suriye'nin dini merkezli yaklaşımları burada ortaya çıkacak.
Suriye'nin Sünni potansiyeli ile İran'ın Şii ağırlığı Irak'taki siyasal güç merkezlerini deyakından etkiliyor.
Türkiye ise bu ikisinin arasında sıkışıp kalacak.
Amerikan Dışişleri Bakanı Rice ve BM genel sekreteri Annan yapılan seçimlerin demokratikliği üzerinde görüş bildirirlerken Bush da Irak'ta kalıcı olabileceklerine dair açıklamalarda bulundu.
Uluslararası alanda kendi başına ve bağımsız bir devlet olarak yeniden kazandırılması beklenen Irak'ta güç mücadelesi uzun vadede devam edecek.
Saddam'ın etkisinden Bush'un yörüngesine kayan Irak'ta sandığa oy atmaya giden halkın talebi bağımsız bir Irak'ı gösteriyordu.
Tüm şiddete rağmen sandığa koşanlar ile sandığa koşarken işgal ateşine kurban gidenlerin yaşadığı bir ülkede geleceğe dair senaryolar yerel temsilcilerle değil, uluslararası güç peşindeki illegal kurumlarla sağlanıyor.
Bu illegal yapıda Amerikan siyasi eliti ile Rus ticari elitinin parmağı var.
İran'a vurmak için tüm istihbarat birimlerini bu ülkeye karşı aktif şekilde harekete geçiren Amerikan yönetimi Şahin kanatın bastırması ile Irak'ta yakın planda bir huzur beklemiyor aslında.
Dışişleri Eski Bakanı Colin Powell ve Savunma Bakanı Donald Rumsfel de biliyorlar ki; Irak kendi seçimini yapsa da işgal gücü bu bölgeden hemen çekilmeyecek.
Irak'a ekonomik ve sosyal yardım bahanesi ile sokulan sivil toplum örgütleri de bir taraftan yeni bir Irak için çalışmalar yapıyorlar.
Bu çalışmalarda Amerika'nın yönlendirmesi ile düşünsel olarak İsrail'e paralel yeni bir Amerikan taraftarı ülke oluşturulma gayesi var.
Irak ikinci bir İsrail mi yapılacak?
Bunu zaman gösterecek ama şu zamanda yaşanmakta olanlar bize bunu düşündürüyor.
Amerika'nın Irak'ta yaptığı/yapacağı eylemler ile yakın zamanda takınacağı yeni pozisyon Amerika için farklı bir tepki doğuracak.
Şuanki Amerikan pozisyonu hiç de içaçıcı değil.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005