Prof. Dr. Haydar Baş

Dünya tarihi, anlatmada kelimelerin kifayetsiz kaldığı olaylar yaşadı, buluşlar gördü, insanları kaydetti. Bu insanlardan biri de Prof. Dr. Haydar Baş'tır ve bizler o kadar şanslıyız ki, Haydar Baş gerçeğiyle aynı zaman dilimindeyiz, adım atabilsek bir adım mesafedeyiz, bir el uzatabilsek tutabilecek yakınlıktayız?Evet, tarihe ismi geçmiş insanlara baktığımızda kimi bilimsel, kimi felsefi, kimi sanatsal, kimi cesaret veya kahramanlıklarıyla ün yapmış, tarihe adlarını yazdırmışlardır. Sayın Baş ise hayatın her alanında var. İlmi ile var, bilgisi ile var, cesareti ile var, çare ve çözümleri ile var.İman, amel veya itikat sorunları mı yaşıyorsunuz? Kafanızda soru işaretleri mi var? Çare Haydar Baş'ta. Sosyal olayların sebep, sonuç ve çareleri konusunda çözüm yolları mı arıyorsunuz? Çare Haydar Baş'ta. Ekonomiyi mi soruyorsunuz? Artık devletlere baş oldu, Haydar Baş. Sayın Baş'ın siyasi, sosyal ve ekonomik model, plan ve projelerini artık dünya kabul etmiş durumda. Bu kabulü itiraf edip, yiğide hakkını vererek yiğitlik gösteren tek ülke ise Rusya oldu. Rusya, Sayın Baş'ın kapitalizmin ve sosyalizmin karşısına koyduğu insan merkezli, tüketim eksenli, emeğin hakkını veren, sürekli büyümeyi sağlayan ve işsizliği bitiren kısaca insana insanca yaşama hakkı sağlayan Milli Ekonomi Modelini uygulamaya koydu. Şimdi bu modeli kanunlaştırıyor. 2005'te başlayan bu süreçte Sayın Baş, 27 Şubat 2013 tarihinde Rusya'ya davet edildi ve Çin devlet başkanından sonra devlet Duma'sında konuşma yapan yabancı ikinci kişi oldu. Sayın Baş'ın 4,5 saat süren sonumu ayakta alkışlandı. Rusya devlet başkanı Putin, başdanışmanı vasıtasıyla sunumu takip ettiğini belirtip, teşekkürlerini sundu. Ve geçen hafta Rusya'dan Liberal Demokrat Parti vekil ve yetkilileri İstanbul'a geldi. Rus konsolosunun da katıldığı törende BTP ile LDP arasında siyasi, sosyal ve ekonomik işbirliği ve mutabakat zaptı imzalandı. Bu Türkiye'nin siyasi tarihinde yaşanan bir ilkti. Ve bu ilki yine Sayın Baş gerçekleştirmişti. Atılan bu imzaların ne anlama geldiğini, sosyal ve siyasi sonuçlarını iki partinin yetkilileri, Meltem tv haber yorumcuları ve gazetemizin değerli yazarları anlattılar, anlatıyorlar. Ben farklı bir açıdan bakmak istiyorum.Bakın! Başta başbakan olmak üzere hükümetin ağzından 12 yıldır "Ne Mutlu Türk'üm Diyene" lafzını duymadık. Duymak bir tarafa Türk kavramına, demediklerini bırakmadılar. Oysa Sayın Baş'ı, Rusya'da konuk eden LDP lideri Jirinovski ve Sayın Baş'ın konuğu olarak İstanbul'a gelen LDP vekili R. İvanovic Hudyakov, "Ne Mutlu Türk'üm Diyene" dediler. Neden? Çünkü çareyi Türk'ün (Sayın Baş'ın) elinde bulmuşlardı. Bizimkiler ise AB'nin, ABD'nin eline bakıyor? Bu ülkede milletimizi Atatürk'e karşı kışkırtan, iftira attıran hatta küfürle itham ettiren zümreler olmuştur. Bunlar kendilerini mücahitte sanmışlardır. Hatta öyle mücahitlik yapmışlardır ki, Ortadoğu kan gölüne dönmüş bunlar ise bu kanı rahmet sanıp haçlıyı alkışlamaya devam etmişlerdir.  Oysa BTP'nin konuğu olan Rus vekil E. Afanasyeva, Atatürk'ün "Yurtta sulh cihanda sulh" mantığıyla ve bu iki partinin girişimleriyle bölgemizdeki barış ve huzur ortamının tekrar sağlanabileceğini vurguladı.   Sayın Baş, Atatürk'ün bu sözündeki inceliğin Hz. Peygamberin, Müslüman tarifinden kaynaklandığını belirtip şu Hadisi Şerifi hatırlattılar; Müslüman elinden ve dilinden insanların emin olduğu kişidir".  Prof. Dr. Lisiçkin ise dünyanın bu modele ihtiyacı olduğunu vurguladıktan sonra tarihi bir laf etti; Sayın Baş'ın üstlendiği görev, Peygamberlerin üstlendiği görevle aynıdır" dedi. Evet, aynen katılıyorum. Peygamber Efendimiz (sav) ne demişti? "Alimler Benim varislerimdir". Peygamberimizin (sav) mirası neydi? (Veda Hutbesini hatırlayın) "Kuran ve Ehl-i Beyt". Yani bu iki mirasa sahip çıkan Peygambere varis oluyor. İşte Sayın Baş'ı, Peygamber Efendimizin bu kutsal miraslarına sahip çıktı. Yani varis oldu.Evet, bu iki kutsal mirasa sahip çıkan kişi dünyanın en büyük alimi olur, en iyi siyaset adamı olur, en iyi devlet başkanı olur, en iyi toplum uzmanı olur, en iyi eğitimcisi olur, en iyi ekonomisti olur? Yani hayatın tamamı olur. Allah'ın istediği kul olur. Çünkü yaratılışın, kulluğun şifreleri bu iki değerde (saklı filan değil) yazılı. İnsana düşen teslim olmak. İşte Sayın Baş'ın bu teslimiyeti onu mahluka baş yaptı.