Prof. Dr. Haydar Baş bir kez daha haklı çıktı

Prof. Dr. Haydar Baş'ın en önemli vasıflarından biri de; geçmişte savunduğu söylemlerin; anlamını ve değerini yitirmeden bugün de aynı istikamette bulunuyor olması. Güneydoğu Anadolu Bölgemiz ile alakalı tezi işte bu gerçeği doğrular nitelikte. Buyrun birlikte okuyalım:Ağustos 1994 (17 yıl önce)"Şimdi efendim, ben Güneydoğu diye bir problem olacağını aslında zannetmiyorum desem, yerinde olur. Güneydoğu'da aslında bizim problemimiz yok. Problem yapanlar var. Şöyle ki, doğu bölgemiz çok zengin, münbit bir bölgemizdir. Maden olarak da, petrol olarak da? Dolaysıyla, sadece o bölgede yaşayan dış güçlerin, yani bir Rusya'nın, bir Ermenistan'ın değil, Almanya'nın, Fransa'nın, İngiltere'nin, Amerika'nın, topyekün Batı güçlerinin de burada hesabı vardır." (Bakınız; Prof. Dr. Haydar Baş "Alperenler Güneydoğu'muzun can simididir", Mesaj Dergisi, 30 Ağustos-5 Eylül 1994, sayı: 141, s.6-9).Tarih: Ocak 1995 (16 yıl önce)"Bundan hareketle derim ki, Güneydoğu için çok enteresan tezgahlar kuruluyor. Şu anda vatanperver geçinip orada bir karış taviz vermez gibi görünen bazı adamlar belki de tamamını Türkiye'nin elinden almak için proje peşindeler.Tarih, kimin hain, kimin vatanperver olduğunu gösterecek. Ama, biz Kürtlerle dostuz, kardeşiz. Onlarla bir vatanda yaşayacağız. Ben inanıyorum ve buradan halkıma, insanıma, milletime, siyasi irademize hitaben diyorum ki, bu milleti, bu memleketi düşünen insanları o  bölgede söz sahibi yapsınlar, iki sene içinde o bölge tamamdır. Onlar bizim kardeşlerimizdir. Onlar bizim dostlarımızdır. Bin yıl beraber ümmet olduk.Nasıl olur da ayrılabilirsin sen? Ümmet-i Muhammed'sin, ayrılamazsın? Allah bizleri ayıktırsın. Allah milletimize, memleketimize, insanımıza birlik, beraberlik, muhabbet, kardeşlik, dostluk ihsan eylesin". (Bakınız; Prof. Dr. Haydar Baş, Mesaj Dergisi, 17-23 Ocak 1995, sayı: 160, s.6-21).Ortadoğu ve IrakProf. Dr. Haydar Baş'ı haklı çıkaran bir başka görüş ve tez Ortadoğu coğrafyası ile ilgilidir. Amerika'nın 1991 yılındaki Irak çıkarmasında, o tarihte "Bu çıkarma her ne kadar Irak'a yapılıyorsa da nihaî hedef, Türkiye'yi parçalamaya yöneliktir" şeklinde ikazda bulunmuştur.Irak'a 1991 ve 2003 yıllarında ABD öncülüğünde ordular tarafından iki ayrı "Körfez Harekatı" düzenlendi. Görünürdeki hedef Irak'tı, Prof. Dr. Haydar Baş'a göre ise, Türkiye? Bugün hayata geçirilen ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nden maksat da budur. 22 İslam ülkesini ele geçirmek, Türkiye coğrafyasını parçalamak.Aralık 1990 (21 yıl önce)"Körfez Krizi sadece Türkiye'yi harbe sokmak için organize edilmiş bir olaydan başka birşey değildir. Dün Irak'ı İran'a karşı destekleyenler bunlar değil miydi? Şimdi ne diye Irak'ı karşılarına alsınlar ki? Sebep ne? Ayrıca Kuveyt o kadar da hatırı sayılan bir ülke değil; binaenaleyh burada asıl maksat Türkiye'nin bir harbin içerisine sokulmasıdır. Türkiye harbe girdiğinde belki birtakım istifadeleri olabilir fakat, şu ana kadar zor bela elde ettiğimiz Ortadoğu'nun yakınlığını ve muhabbetini tamamen kaybedeceğiz.Yakınlık, husumete dönüşecek.Krizden şu merhalede bile en fazla etkilenen ülke Türkiye'dir. Dünya Bankası'nın tahlillerine göre, en fazla zarar gören ülkelerden olan Mısır, Ürdün, Hindistan ve Güney Kore'nin toplam zararının en az iki misli zarar etmiştir Türkiye. Peki kim kâr eder? Harbe girmeyen ülke, yani İsrail. Böylece perişan olmuş bir Ortadoğu'dan hükümran olmuş bir İsrail çıkar." (Prof. Dr. Haydar Baş,  Öğüt Dergisi, Aralık 1990, Başyazı).Aralık 1990 (20 yıl önce);"Çekiç Güç ile o bölgede tampon bir bölge oluşturulacak. Bu tampon bölgede, dış kaynaklı güçler burada eğitilecek. Eğitimi gören o güçler Güneydoğu'ya salıverilecek. Ve orada çok ciddi anarşi buhranları gündeme gelecek." (Prof. Dr. Haydar Baş, Trabzon).Şubat 1995 (16 yıl önce);"Bizim Güneydoğu, Irak'ın kuzey bölgesi tampon bir bölge haline getirilecek. Burada eğitim kampları oluşturulacak, hatta gerekirse fiili bir devlet kurulacak. Her ne kadar "Körfez Çıkartması"nda görünen amaç, petrolü tasarrufu ve teminatı altına ABD'nin alması ise de; burada görünmeyen daha farklı bir amaç var, daha farklı bir gaye var. Bu gaye: Türkiye Cumhuriyetini sahip olduğu az evvel ifade ettiğimiz pozisyondan düşürmek. Bence, Kuzey Irak bölgesinde fiili bir devlet kurulmuştur. Barzani, Talabani, PKK bunlardan değildir, filan gibi sözlerin hepsi hava. İstenilen, orada fiili bir devletin kurulmasıdır.Bu kurulmuştur. Birinci Körfez Çıkarması'nda maksat buydu. Bu maksada da nail olunmuştur. Bence, İkinci Çıkartmadan sonra asıl varılmak istenen hedef, bu fiiliyatın hukukî boyutlara kavuşmasıdır. Bunun hukukî boyutlara kavuşması, bizi çok ciddi sıkıntılara sokacak ve düşünebiliyor musunuz, biz müttefikimizdir diye şu anda bazı güçlerimizi endekslediğimiz İsrail'le işbirliği yapmak durumuna geleceğiz. O İsrail ki, bizim bölgelerimizde hesabı olan İsrail." (Prof. Dr. Haydar Baş, İstanbul ).