Bugün (25 eylül) BTP'nin kuruluş yıldönümü.
Bağımsız Türkiye Partisi bundan bir yıl önce kuruldu.
Ve kuruşlundan 7 ay sonra da, bir yerden start alan, adeta aman BTP milletin gönlüne tam yerleşmeden bir şeyler yapın der gibi ilan edilen 3 Kasım seçimlerine de istisnasız katıldı.
Prof. Dr. Haydar Baş'ı bu millet, çeşitli vesile ve vasıtalarla tanıyordu.
Ben sayın hocamı 1977'de bir konferans vesilesiyle tanımıştım.
1980'den sonra da fiili olarak bir beraberliğimiz var.
23 sene yapan bu beraberliğimiz, inşallah kıyamete kadar, hatta orada da sürecek.
Benim bu yarım ömür sayılabilecek zaman diliminde sayın Baş hocamda gördüğüm üç değişmez karakteri şöyle özetlemem mümkün;
Cömertlik,
Vefa,
Ve şecaat.
Aslında bu üç vasıf, Müslüman Türk milletinin en değişmez vasıflarıdır.
Biz cömert bir milletiz. Tarih boyu insanlığa sunduğumuz güzellikler hem bu "cömertlik" vasfımızdandır.
Cömert demek ille de mideyi doyurmak değildir.
İnsanlığa, can güvenliği, mal güveliği, namus ve haneyi masumiyeti/kutsallığı gibi değerleri sunmak en büyük cömertlik değil mi?
Biz vefa ehli bir milletiz, hiç kimseyi satmadık, kimseye ihanet etmedik. Aksine hep biz ihanete uğradık, tarih boyu.
Ve biz Türk milleti, şecaati, yiğitliği, kahramanlığı da hiç elden bırakmadık.
Bu üç vasfı bünyesinde toplayan sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın iki de kara sevdası var;
Allah'a kulluk.
Bu yüce millete hizmet.
Kendi ifadeleriyle, komünizmle idare edilen bir ülke de insan dini yaşayabilir.
Bir kimsenin inancını yaşaması tamamen o kişiye bağlıdır.
Sistemi eleştirerek, dinini yaşayamamaktan şikayetçi olanlar, olayı saptırıyor.
Yeri gelmişken, çok canlı bir misali de ben vereyim.
Fazla değil, bundan iki on yıl önce, "İslam'ı daha iyi yaşamak için, sisteme hakaret edip, ille de şeriat isteriz diyenler, bugün İslam'ı bırakıp, diğer dinleri savunur hale geldi."
Kısaca dini; "Dünya ve ahiret mutluluğu için gerekli bir formül olarak" görmeyip de ideolojik anlayışla ele alanlar, iki on yıl sonra bir ucube oluverdi.
Sayın Baş, dini doğru öğretmek için elindeki imkanları bu millete sunmuş bir insandır.
Hem de hiçbir "değişime" uğramadan.
Buna Allah şahit, millet de şahittir.
Peki, niye siyaset?
Sayın Baş'ı, siyasî bir oluşuma mecbur eden, insanımızın içine bilinçli düşürüldüğü "içler acısı" haldır.
Tarihte insanlığa, akla gelen bütün insanî değerleri doya doya yaşatan bir ecdadın ahfadına bugünkü hali uygun görmediği için siyasete girmeyi bir görev ve mecburiyet kabul etmiştir.
İstesek de istemesek de kabul edelim ki, birileri bu milletten intikam alıyor.
Oysa bu millet, o intikam peşinde koşanların dedelerine, zulmetmemişti, aç bırakmamıştı.
Her akl-i selim kabul eder ki, Türkiye'nin gidişi hiç de hoş değildir.
Bilinçli olarak ülke bir uçurumu doğru sürüklenmektedir. İşte bu sürece rıza göstermediği için sayın Baş siyasete girmiştir.
Kedi ifadeleriyle; "Yarın, iyi de sen ne yaptın? denirse" diye siyasete girmiştir.
Büyük bir bilgi ve malumat kirliliği yaşan insanımız, sayın Baş'ın ne demek istediğini anlamamış olabilir.
Yakın bir gelecekte anlamak zorundadır ama.
Yapmış olduğu tespitlerin tamamı, bir bir çıkan bir insandır sayın Baş.
Bir siyasi lider için, bundan daha önemli bir referans olur mu?
Mesela;
Körfez savaşı hakkındaki tespiti.
Kürdistan Devleti meselesi.
Kıbrıs meselesi,
İstanbul senaryosu,
Ekonomik tahlilleri ve çözüm önerileri?
Ne gariptir ki, bu ve benzeri konularda bir kelime olsun bir şey demeyenler, büyücü anlamına gelen "medya" sayesinde ülkede kurtarıcı oluverdi.
Siz iyisi mi, 25 Eylül Perşembe günün Sefaköy-Radisson/SAS'ta saat 20:00'de sayın BTP Genel Başkan'ı Prof. Dr. Haydar Baş'ın da katılacağı programa gelin ve bu önemli konuları birinci ağızdan, sayın Genel Başkan'dan dinleyin.
Bekliyoruz efendim
Bağımsız Türkiye Partisi bundan bir yıl önce kuruldu.
Ve kuruşlundan 7 ay sonra da, bir yerden start alan, adeta aman BTP milletin gönlüne tam yerleşmeden bir şeyler yapın der gibi ilan edilen 3 Kasım seçimlerine de istisnasız katıldı.
Prof. Dr. Haydar Baş'ı bu millet, çeşitli vesile ve vasıtalarla tanıyordu.
Ben sayın hocamı 1977'de bir konferans vesilesiyle tanımıştım.
1980'den sonra da fiili olarak bir beraberliğimiz var.
23 sene yapan bu beraberliğimiz, inşallah kıyamete kadar, hatta orada da sürecek.
Benim bu yarım ömür sayılabilecek zaman diliminde sayın Baş hocamda gördüğüm üç değişmez karakteri şöyle özetlemem mümkün;
Cömertlik,
Vefa,
Ve şecaat.
Aslında bu üç vasıf, Müslüman Türk milletinin en değişmez vasıflarıdır.
Biz cömert bir milletiz. Tarih boyu insanlığa sunduğumuz güzellikler hem bu "cömertlik" vasfımızdandır.
Cömert demek ille de mideyi doyurmak değildir.
İnsanlığa, can güvenliği, mal güveliği, namus ve haneyi masumiyeti/kutsallığı gibi değerleri sunmak en büyük cömertlik değil mi?
Biz vefa ehli bir milletiz, hiç kimseyi satmadık, kimseye ihanet etmedik. Aksine hep biz ihanete uğradık, tarih boyu.
Ve biz Türk milleti, şecaati, yiğitliği, kahramanlığı da hiç elden bırakmadık.
Bu üç vasfı bünyesinde toplayan sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın iki de kara sevdası var;
Allah'a kulluk.
Bu yüce millete hizmet.
Kendi ifadeleriyle, komünizmle idare edilen bir ülke de insan dini yaşayabilir.
Bir kimsenin inancını yaşaması tamamen o kişiye bağlıdır.
Sistemi eleştirerek, dinini yaşayamamaktan şikayetçi olanlar, olayı saptırıyor.
Yeri gelmişken, çok canlı bir misali de ben vereyim.
Fazla değil, bundan iki on yıl önce, "İslam'ı daha iyi yaşamak için, sisteme hakaret edip, ille de şeriat isteriz diyenler, bugün İslam'ı bırakıp, diğer dinleri savunur hale geldi."
Kısaca dini; "Dünya ve ahiret mutluluğu için gerekli bir formül olarak" görmeyip de ideolojik anlayışla ele alanlar, iki on yıl sonra bir ucube oluverdi.
Sayın Baş, dini doğru öğretmek için elindeki imkanları bu millete sunmuş bir insandır.
Hem de hiçbir "değişime" uğramadan.
Buna Allah şahit, millet de şahittir.
Peki, niye siyaset?
Sayın Baş'ı, siyasî bir oluşuma mecbur eden, insanımızın içine bilinçli düşürüldüğü "içler acısı" haldır.
Tarihte insanlığa, akla gelen bütün insanî değerleri doya doya yaşatan bir ecdadın ahfadına bugünkü hali uygun görmediği için siyasete girmeyi bir görev ve mecburiyet kabul etmiştir.
İstesek de istemesek de kabul edelim ki, birileri bu milletten intikam alıyor.
Oysa bu millet, o intikam peşinde koşanların dedelerine, zulmetmemişti, aç bırakmamıştı.
Her akl-i selim kabul eder ki, Türkiye'nin gidişi hiç de hoş değildir.
Bilinçli olarak ülke bir uçurumu doğru sürüklenmektedir. İşte bu sürece rıza göstermediği için sayın Baş siyasete girmiştir.
Kedi ifadeleriyle; "Yarın, iyi de sen ne yaptın? denirse" diye siyasete girmiştir.
Büyük bir bilgi ve malumat kirliliği yaşan insanımız, sayın Baş'ın ne demek istediğini anlamamış olabilir.
Yakın bir gelecekte anlamak zorundadır ama.
Yapmış olduğu tespitlerin tamamı, bir bir çıkan bir insandır sayın Baş.
Bir siyasi lider için, bundan daha önemli bir referans olur mu?
Mesela;
Körfez savaşı hakkındaki tespiti.
Kürdistan Devleti meselesi.
Kıbrıs meselesi,
İstanbul senaryosu,
Ekonomik tahlilleri ve çözüm önerileri?
Ne gariptir ki, bu ve benzeri konularda bir kelime olsun bir şey demeyenler, büyücü anlamına gelen "medya" sayesinde ülkede kurtarıcı oluverdi.
Siz iyisi mi, 25 Eylül Perşembe günün Sefaköy-Radisson/SAS'ta saat 20:00'de sayın BTP Genel Başkan'ı Prof. Dr. Haydar Baş'ın da katılacağı programa gelin ve bu önemli konuları birinci ağızdan, sayın Genel Başkan'dan dinleyin.
Bekliyoruz efendim
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024