Kul, tevbeye sarılmalı ve her zaman Rabbinin rahmet kapısını arzu ederek çalmalıdır. Ve asla ümidini yitirmemelidir. Resulullah Efendimiz (sav) yine buyurmuşlardır ki: "İnsan bir günah işlediği vakit, altı saatlik bir süre, melek günahı yazmadan bekler; adam tevbe ederse onu hiç yazmaz. Tevbe etmezse bir günah olarak yazar" (Tirmizi)."Eğer günah işlemeseniz; günahtan daha fenası olan ucubtan sizin için korkardım. Nefsimi kudret elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, Allahü Teala kuluna, şefkatli bir annenin yavrusuna olan merhametinden daha şefkatli ve merhametlidir" (Buhari, Müslim)."Şafaatimi, ümmetimin büyük günah işleyenleri için sakladım. Siz onu, itaat eden müttakiler için mi sanıyorsunuz? Hayır; o, sevap ve günahı karıştıran mülevvesler içindir" (Buhari, Müslim).O halde kul, hiçbir şart ve hiçbir halde Rabbinin mağfiret eşiğinden ayrılmamalıdır. Kul, tevbeye sarılmalı ve her zaman Rabbinin rahmet kapısını güzel amellerle, rahmeti celbedecek samimi ve ihlaslı gayretlerle çalmalıdır. Asla ümidini yitirmemelidir. Zira, ancak kafir olan Hakk'tan ümidini yitirir.Marifetin anahtarı ve ilmin sebebi tefekkürdür. Hak yolda nefsi kontrol altında tutup, onu gözetlemenin adı da murakabedir. Muhasebe ise, nefsi hesaba çekmenin, onu sıratı müstakime uydurmanın ifadesi olmaktadır. Hepsi de güzel ahlaktan olup, insan eğitiminin temel maddelerindendir.