Allah'a kavuşma zamanı
Sultan II. Murad Han, bir ikindi vakti Meriç Nehri'nin ortasındaki "Kirişçi" adasında gezintiye çıkar. Yanında yalnız İshak Paşa vardır. Bir müddet etrafı seyreder ve Paşa'ya seslenir:
- İshak! Tabiatın güzelliğine bak. İnsan burada kendini dünyadan ayrılmış gibi hissediyor. İshak Paşa:
- Doğru dersiz Hünkârım. Ya şu Meriç!.. Ne kadar da asil akıyor, diye karşılık verdi. Paşa, Sultan'ın hâlet-i rûhiyesini iyi anlayamamıştı. Halbuki o, dünyadan uzaklaştığının ve Allah'a yaklaştığının farkındaydı. Ağır ağır ilerlerken suya bakarak dalıp gitmiş bir dervişe rastladılar. Sultan, Paşa'ya dönüp tam bir şeyler söyleyecekken, dervişin derin dünyasından gelen mırıldanışını duydu.
-Hey Sultan Murad'ım! Vâ'den yakın geldi, Allah'a duâ ve ilticâ zamanıdır.
İshak Paşa, tam dervişi susturmak üzereydi ki, padişah bir işâretle onu men etti. Bir müddet tefekkürden sonra tekrar etrafına bakındı. Ancak oralarda kimsecikler yoktu. Paşa'ya döndü ve:
-Paşa şâhit ol! bütün günahlarıma tevbe ettim, dedi.
Saraya döndüklerinde Sultan Murad çok hafiflemiş; Paşa ise derin düşünceler altında sıkıntıya düşmüştü. Bu hâl devlet ricâlini endişeye sevketmişti. Bir ara seslendi:
-Allah'a kavuşma zamanım geldi. Halil, işlere nezâret etsin. İshak, ona yardımcı olsun. Oğlum Mehmed'e (Fâtih Sultan Mehmet) haber salınsın, saltanatı mübârek olsun, kalan işleri tamamlasın.
Sultan bundan sonra yalnızca şehâdet getirdi ve gâyet sâkin bir şekilde 3 Şubat 1451 günü ruhunu teslîm eyledi.
Sultan II. Murad Han, bir ikindi vakti Meriç Nehri'nin ortasındaki "Kirişçi" adasında gezintiye çıkar. Yanında yalnız İshak Paşa vardır. Bir müddet etrafı seyreder ve Paşa'ya seslenir:
- İshak! Tabiatın güzelliğine bak. İnsan burada kendini dünyadan ayrılmış gibi hissediyor. İshak Paşa:
- Doğru dersiz Hünkârım. Ya şu Meriç!.. Ne kadar da asil akıyor, diye karşılık verdi. Paşa, Sultan'ın hâlet-i rûhiyesini iyi anlayamamıştı. Halbuki o, dünyadan uzaklaştığının ve Allah'a yaklaştığının farkındaydı. Ağır ağır ilerlerken suya bakarak dalıp gitmiş bir dervişe rastladılar. Sultan, Paşa'ya dönüp tam bir şeyler söyleyecekken, dervişin derin dünyasından gelen mırıldanışını duydu.
-Hey Sultan Murad'ım! Vâ'den yakın geldi, Allah'a duâ ve ilticâ zamanıdır.
İshak Paşa, tam dervişi susturmak üzereydi ki, padişah bir işâretle onu men etti. Bir müddet tefekkürden sonra tekrar etrafına bakındı. Ancak oralarda kimsecikler yoktu. Paşa'ya döndü ve:
-Paşa şâhit ol! bütün günahlarıma tevbe ettim, dedi.
Saraya döndüklerinde Sultan Murad çok hafiflemiş; Paşa ise derin düşünceler altında sıkıntıya düşmüştü. Bu hâl devlet ricâlini endişeye sevketmişti. Bir ara seslendi:
-Allah'a kavuşma zamanım geldi. Halil, işlere nezâret etsin. İshak, ona yardımcı olsun. Oğlum Mehmed'e (Fâtih Sultan Mehmet) haber salınsın, saltanatı mübârek olsun, kalan işleri tamamlasın.
Sultan bundan sonra yalnızca şehâdet getirdi ve gâyet sâkin bir şekilde 3 Şubat 1451 günü ruhunu teslîm eyledi.