Rusya değişti sıra kimde?

Batı ülkelerinin dişini geçirdiği ülkeleri sömürmesinin altında yatan nedenlerin en önemlisi ekonomidir.Ekonomi anlayışlarının temelinde yatan, "kaynaklar sınırlı ihtiyaçlar sınırsız" mantığı Batı medeniyetine mensup devletlerin bütün kaynaklara sahip olmak için her yolu denemelerine sebep olmuştur.Bu ekonomik anlayışın adı kapitalizmdir.Kaynak paylaşımı yüzünden savaş bile çıkaran Batılı devletler yüzyıllardır insanlığa en büyük zulmü reva görmüşlerdir. Kölelik bu çarpık mantığın tezahürüdür. Başta Amerikan yerlileri olmak üzere Batılı ülkelerin göz koydukları her kıtada, milyonlarca insanın katledilmesi de buna verilecek binlerce örnekten bir tanesidir.Zengin yeraltı ve yer üstü kaynaklara sahip İslam coğrafyasının dün Amerika kıtasını, sonrasında Afrika kıtasını talan eden Batılı devletlerin bugün hedefinde olmasının bir sebebi de yukarıda bahsettiğim doymak bilmeyen ihtirası ortaya çıkaran çarpık kapitalist mantıktır.Batılı ülkelerin sahip olduğu bu mantık, uygulana uygulana diğer devletlere de sirayet etmiş ve kurtlar sofrasından pay almak isteyen diğer devletler de kendilerinin sahip olmadığı kaynaklara sahip olan devletlere aynı hırsla saldırmışlardır.Dünya savaşlarının altındaki temel etken de budur.Bu karamsar tablo insanları daha da karamsar bir hale sürüklemiştir. Bundan dolayıdır ki insanların gelecek tasvirlerindeki ortak nokta her zaman tüm insanlığın yok olacağı yönünde olmuştur. Bu gerçek bilim kurgu filmlerinde sık sık ortaya konmuştur.Haklı olan bir yön vardır ki Kapitalizm uygulanmaya devam ederse insanlığı bekleyen gerçekten büyük bir kaostur. Kapitalist düşünce, güçlü olanın diğer herkesi ezdiği bir dünyadan başka bir şey insanlığa hiçbir zaman önermemiştir. Böyle bir mantık kaosu, savaşı ve de katliamları zorunlu kılmaktadır.Peki, dünya gerçekten kaosa mı sürüklenecek? Bu kaos önlenemez mi?Elbette önlenebilir, zaten Batı medeniyetinin insanlığı sürüklediği bataklık, fıtrata ters, insanları 'insan insanın kurdudur' mantığıyla hiçbir etik kaygısı olmadan hırslarının peşinde koşan 'hayvandan daha aşağı' bir noktaya sürüklemiştir. Mahlûkatın en şereflisi olarak yaratılmış insan, aslında bu durumu asla hak etmiyor.İnsanlık mahkûm olduğu bu bataklıktan ancak temeldeki yanlışlardan vazgeçerek ve bu yanlışların yerine evrensel doğruları koyarak kurtulabilir.İnsanlığın bugün bunu başarabilmek için fırsatı var. Kabul etsek de etmesek de insanlığa bu fırsatı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli vermektedir.Milli Ekonomi Modeli başta ifade ettiğimiz küçük büyük tüm çatışmaların temelinde yatan "kaynaklar sınırlı ihtiyaçlar sınırsız" mantığının yanlış olduğunu doğru olanın ise "kaynakların sınırsız ihtiyaçların sınırlı" olduğunu ortaya koymuştur.Milli Ekonomi Modeli konusunda yapılan uluslararası bilimsel kongrelerde tebliğ sunan tüm dünyadan yüzlerce bilim insanı bu gerçeği kabul etmiştir.Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayan devletlerde yaşanacak köklü değişime Rusya'yı somut bir örnek olarak gösterebiliriz.Geçmişte Batılı ülkelerin mantığıyla onlara karşı mücadele eden Rusya, şimdi çok farklı bir imaj çizmektedir. 2005 yılında "Kaynaklar sınırsız ihtiyaçlar sınırlı" anlayışıyla tanışan Rusya bu yeni imajını Milli Ekonomi Modeli'ne borçludur.Dün insanlık Rusya'dan kaçarken bugün Rusya'ya kendi istekleriyle bağlanmak istemeleri de bundandır. Bugün Rusya, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yol haritasını uygulayarak başta Müslümanlar olmak üzere tüm dünya halkları nezdinde cazibesini artırmaktadır.Kırım'ın ardından, Ukrayna'nın Donetsk bölgesi ve Moldova'nın Transdinyester bölgesi de Rusya'ya bağlanmak istediklerini açıkladı. Dün Yeni Mesaj'ın manşet haberinde şu paragraf yer aldı: "Ortodoks Rusya'nın İslam'a yakınlaşması, İslamlaşması manasında değil; İslam'ın kullanılması ile doğan Batı tehdidini önlemek içindir. Bu Rusya'nın parçalanmasını engelleyecektir. İslam'a yakınlaşma, Rusya'yı İslam âlemine lider yapacaktır."Evet, İslamlaşmasa da Rusya'nın Müslümanlara yakınlaşması hem İslam ülkeleri hem de Rusya'nın çıkarınadır.Bu yakınlaşma İslam coğrafyası üzerinde planlar kurmaktan vazgeçmeyen Batılı ülkelere dur diyeceği gibi sıranın Rusya'ya gelmesini de engelleyecek tek yoldur.