Şafak baskınının emri kimden geldi?

Gezi Parkı’na yapılması planlanan AVM’ye tepki olarak Taksim’de başlayan gösterilere şafak baskınıyla müdahale edilmesi olayların yaklaşık 10 gündür devam ederek tırmanmasına sebep oldu. Bunu Başbakan Afrika’dayken yerine vekâlet eden Bülent Arınç da kabul etti.Şimdi ise bu şafak baskınının emrini kimin verdiğinin bilinmediği iddiaları ortaya atıldı. Buna göre şafak baskınının talimatını İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın vermemiş.Peki, o zaman bu emri kim verdi?Bizi, Emniyet’i Hüseyin Çapkın yönetmiyor sonucuna getiren bu iddia Emniyet’i kim yönetiyor sorusunu da sorduruyor.Ortaya atılan iddia yenilir, yutulur cinsten değil.Türkiye’nin en büyük metropolü İstanbul’da Emniyet güçlerinin başka yerlerden talimat alarak hareket etmesinin düşüncesi bile insanı tedirgin etmeye yetiyor.Ama ortada karalık noktalar çok.Bu karanlık noktalar hükümet yetkilileri şu sorulara cevap verirse belki bir nebze aydınlığa kavuşabilir.Emri İstanbul Emniyet Müdürü vermediyse bunu açıklamak ve araştırmak için hükümet neden bu kadar bekledi?Şafak baskınının hemen sonrasında bu açıklansaydı olaylar daha fazla tırmanmadan, belki de vatandaşlar ölmeden, binlerce kişi yaralanmadan tedbir alınmış olmaz mıydı?Olaylar bu kadar tırmanmasa hiç mi açıklanmayacaktı?Olaylar bu raddeye gelip kontrolden çıktığı bir noktada sorumluluktan kaçmak için mi bu açıklanıyor?* * * Dünya nereye gidiyor?Bu sorunun cevabı hiç de iç açıcı değil.BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gelecek 10 yılda gıda fiyatlarının yüzde 10 ila 40 artacağını açıkladı.Yani açlık ve yoksulluk tüm dünyada daha da yaygınlaşacak. Günümüzde açlık yaşayan insan sayısı 1 milyarı aşıyor.Her gün binlerce insan açlık sebebiyle ölüyor.Dünyada her 4 çocuktan biri yetersiz besleniyor, saatte 300 çocuk açlıktan ölüyor.Dünyada 1,2 milyar insan günde 1,25 dolar ile yaşamaya çalışıyor.Bu verilerin sayısını artırmak mümkün.Sorun büyük ama dünyanın çözümü yok.Bu sorunların çözümü işine gelmediği için Kapitalizm, çözüm bulamadığı gibi çözüm yollarını da tıkamaya çalışıyor.Böyle giderse tüm dünyayı çok karanlık günler bekliyor.Bu karamsar tablo aslında bir kadar değil.İstendiği takdirde pekâlâ çözüm mümkün.Bu çözümün adı Milli Ekonomi Modeli’dir.Kapitalist ülkeler prangalarından kurtulamasa da Rusya gibi ülkeler Milli Ekonomi Modeli’ni çoktan keşfetti ve uygulamaya geçirdi.Milli Ekonomi Modeli’nin tezin sahibinden bizzat dinlemek için Rusya, Rus Parlamentosu Duma’nın kapılarını sadece Prof. Dr. Haydar Baş’a açtı.Dünya ufukta kendisini bekleyen açlık, kıtlık, krizler ve savaşlardan sadece Milli Ekonomi Modeli’nin uygulayarak kurtulabilir.