Şimdiki durumlarda hastanede bitmeyen ve sonsuz kuyruklar, aylarca sonraya verilen randevu tarihleri, muayenelerde ve tetkiklerdeki aksak ve yetersiz şekiller herhalde alınacak tedbirlerle beraber azalacaktır.
Yeni sağlık reformu,
aile hekimliği
Bu uygulama şimdilik böyle yapılacaktır. Daha sonraki planda ise aile hekimliği uygulaması düşüncesi vardır. Sağlık sorunlarının sağlıklı yürütülmesi için aile hekimliğine geçilmesi şart olmaktadır. Dünyadaki düzen buna gitmektedir.
Tabii ki aile hekimliği ile birlikte genel sağlık sigortasına gidilmesi de gerekecektir.
Genel Sağlık Sigortası
G.S.S olmadan hastane-hasta veya doktor-hasta münasebetlerinin tam olarak düzelmesi mümkün görülmemektedir. Şu anda acil olarak hastanelere getirilen ve fakat ödeme güçlü olan kimseler, ücretlerini veremedikleri için, hastanelerde rehin kalmaktadırlar. Basınımızda sık sık bu olaylar gündeme girmektedir.
Bu yasa ile ilk olarak devlet memurları ile emeklileri, bazı anlaşmalı özel hastanelere de başvurabileceklerdir ve tedavileri de başlamış durumdadır.
Bunun dışında üniversite hastaneleri de mevcuttur. Şu anda ülkemizde 80'nin üzerinde devlet ve vakıf özel üniversitemiz mevcuttur. Üniversitelerde de 40'ın üzerinde tıp fakültesi eğitim vermektedir. Tıp uygulamalı eğitim olduğundan tüm tıp fakültelerin kendi hastane ve klinikleri mevcuttur. Bunların da bu uygulama zincirine girmesi gerekmektedir. Zaten bu üniversite hastaneleri şimdiden anlaşmalı olarak bu hizmetleri vermektedirler.
Yeni yasa yolsuzlukları
azaltacak mı?
Dikkat edilirse her yerde olduğu gibi tıp alanında da çok suistimaller olmaktadır. Mesela yakın tarihimizde büyük bir yolsuzluklar zinciri tespit edilmişti. Basında günlerce konu olmuştu. Bunlar da bu yeni uygulamalarla herhalde büyük çapta azalacaktır.
Uygulamada fonksiyonel birleşmelerin ve aile hekimliğinin de yardımıyla sorunlar büyük çapta hal yoluna girecektir. Çünkü, aile hekimliği mahallelere ve halkın içideki bölgelere dağılacaktır. Her mahalledeki birkaç bin kişilik bir topluluğa bir veya birkaç aile doktoru tahsis edilecektir. Bu aile doktorları oralarda temelli görev yapacaklardır.
Önce aile doktorlarının nasıl oluşturulacağına bir göz atalım.
Eski ve tecrübeli doktorların doğrudan aile hekimi olması muhtemeldir. Diğer taraftan aile hekimleri, bir nevi aile hekimliği ihtisası kurslarından geçirilecektir.
Hastalar istediği aile hekimini kendi seçecek
Hastalar kendi aile hekimini kendileri seçeceklerdir. Her aile hekiminin belirli sayıda hastası olacaktır. Onların sağlığı kendisinden sorulacaktır. Onların muayene ve tedavilerini aile hekimi yapacaktır. Sonra da o muayene ve tedavi sayısına uygun olarak maaş ve ücret alacaktır. Bir nevi devletle anlaşma yapılmış olacaktır. Ne kadar iyi çalışırsa, o kadar kendine bağlı hastalar daha çok olacak ve ne kadar fazla hastası olacaksa, o kadar büyük kazancı da olacaktır. Bir nevi az işe az maaş-fazla işe fazla kazanç öngörülmektedir.
Hasta doktora ödeme yapmayacağı için arada bir sorun olmayacaktır. Ama diğer taraftan herkesin sağlık-sigortalı olması gerekmektedir. Devletin de buna hazırlıklı olması lazım. Çünkü ödeme gücü olmayan insanların sigortasının nasıl ödeneceğini tespit etmesi gerekmektedir. Şu anda Anadolu'daki fakir ailelerdeki kanserli hastaların tedavisi büyük sorun oluşturmaktadır. Tedavi yetersizliği, hastane ve ücret korkusu birçok vatandaşımızı, doktora ve hastaneye gitmemesine, evde terkedilmiş vaziyette kalmasına sebep olmaktadır. Bu insanlık dışı durumlara da bir an önce son vermek gerekmektedir.
Yeni sağlık reformu,
aile hekimliği
Bu uygulama şimdilik böyle yapılacaktır. Daha sonraki planda ise aile hekimliği uygulaması düşüncesi vardır. Sağlık sorunlarının sağlıklı yürütülmesi için aile hekimliğine geçilmesi şart olmaktadır. Dünyadaki düzen buna gitmektedir.
Tabii ki aile hekimliği ile birlikte genel sağlık sigortasına gidilmesi de gerekecektir.
Genel Sağlık Sigortası
G.S.S olmadan hastane-hasta veya doktor-hasta münasebetlerinin tam olarak düzelmesi mümkün görülmemektedir. Şu anda acil olarak hastanelere getirilen ve fakat ödeme güçlü olan kimseler, ücretlerini veremedikleri için, hastanelerde rehin kalmaktadırlar. Basınımızda sık sık bu olaylar gündeme girmektedir.
Bu yasa ile ilk olarak devlet memurları ile emeklileri, bazı anlaşmalı özel hastanelere de başvurabileceklerdir ve tedavileri de başlamış durumdadır.
Bunun dışında üniversite hastaneleri de mevcuttur. Şu anda ülkemizde 80'nin üzerinde devlet ve vakıf özel üniversitemiz mevcuttur. Üniversitelerde de 40'ın üzerinde tıp fakültesi eğitim vermektedir. Tıp uygulamalı eğitim olduğundan tüm tıp fakültelerin kendi hastane ve klinikleri mevcuttur. Bunların da bu uygulama zincirine girmesi gerekmektedir. Zaten bu üniversite hastaneleri şimdiden anlaşmalı olarak bu hizmetleri vermektedirler.
Yeni yasa yolsuzlukları
azaltacak mı?
Dikkat edilirse her yerde olduğu gibi tıp alanında da çok suistimaller olmaktadır. Mesela yakın tarihimizde büyük bir yolsuzluklar zinciri tespit edilmişti. Basında günlerce konu olmuştu. Bunlar da bu yeni uygulamalarla herhalde büyük çapta azalacaktır.
Uygulamada fonksiyonel birleşmelerin ve aile hekimliğinin de yardımıyla sorunlar büyük çapta hal yoluna girecektir. Çünkü, aile hekimliği mahallelere ve halkın içideki bölgelere dağılacaktır. Her mahalledeki birkaç bin kişilik bir topluluğa bir veya birkaç aile doktoru tahsis edilecektir. Bu aile doktorları oralarda temelli görev yapacaklardır.
Önce aile doktorlarının nasıl oluşturulacağına bir göz atalım.
Eski ve tecrübeli doktorların doğrudan aile hekimi olması muhtemeldir. Diğer taraftan aile hekimleri, bir nevi aile hekimliği ihtisası kurslarından geçirilecektir.
Hastalar istediği aile hekimini kendi seçecek
Hastalar kendi aile hekimini kendileri seçeceklerdir. Her aile hekiminin belirli sayıda hastası olacaktır. Onların sağlığı kendisinden sorulacaktır. Onların muayene ve tedavilerini aile hekimi yapacaktır. Sonra da o muayene ve tedavi sayısına uygun olarak maaş ve ücret alacaktır. Bir nevi devletle anlaşma yapılmış olacaktır. Ne kadar iyi çalışırsa, o kadar kendine bağlı hastalar daha çok olacak ve ne kadar fazla hastası olacaksa, o kadar büyük kazancı da olacaktır. Bir nevi az işe az maaş-fazla işe fazla kazanç öngörülmektedir.
Hasta doktora ödeme yapmayacağı için arada bir sorun olmayacaktır. Ama diğer taraftan herkesin sağlık-sigortalı olması gerekmektedir. Devletin de buna hazırlıklı olması lazım. Çünkü ödeme gücü olmayan insanların sigortasının nasıl ödeneceğini tespit etmesi gerekmektedir. Şu anda Anadolu'daki fakir ailelerdeki kanserli hastaların tedavisi büyük sorun oluşturmaktadır. Tedavi yetersizliği, hastane ve ücret korkusu birçok vatandaşımızı, doktora ve hastaneye gitmemesine, evde terkedilmiş vaziyette kalmasına sebep olmaktadır. Bu insanlık dışı durumlara da bir an önce son vermek gerekmektedir.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006