Said-i Nursi'cilik CHP'ye mi kaldı?

Birkaç gün önce CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 'Said Nursi'den yapıcı bir şekilde yararlanılmalı' açıklamasında bulundu.
Bu sözleri nedeniyle bazı Nurcu çevrelerden CHP'li Tanrıkulu'na destek açıklaması geldi.
FETÖ'nün darbe girişiminden sonra Saidi Nursi'yi kurtarma telaşına düşen Nurcular, Sezgin Tanrıkulu'nun bu açıklamasına can simidi gibi yapıştı. Hatta bazı gazeteler manşete bile taşıdı.
Oysa FETÖ elebaşı Fetullah Gülen fitne çadırının küçük bir direği iken Saidi Nursi o çadırı ayakta tutan asıl direktir.
Nurcuların Sezgin Tanrıkulu'na sahip çıkmalarını anlıyorum. 
Ama Atatürkçü olduğunu iddia eden bir kişinin 'Atatürk'e deccal' diyen Saidi Nursi'ye sahip çıkmasını anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum.
Atatürk'ün tüm inşa ettiklerini hedef alan, yıkmaya çalışan anlayıştır Saidi Nursi gibilerinin temsil ettiği misyon.
Geçmişte Saidi Nursi ve İskilipli Atıf, günümüzde ise çakma tarihçi Fesli Kadir'in ortak olduğu zihniyete göre; Yunan ve İngiliz'in galip gelmesi yeğdir.
Bu misyon her zaman bizim çıkarlarımızın karşısında Türkiye'nin düşmanlarına yakın olmuştur. 
CHP hasbelkader gelecekte iktidar olursa, o dönemin FETÖ'leri için 'ne istediniz de vermedik' türünden bir yakınmayı duyarsanız şaşırmayın.
Atatürk'e Deccal diyen bir adamdan yararlanmak istiyorsanız yeni yeni FETÖ'lere kapı açacaksınız demektir.
FETÖ, Türkiye'nin başına oy avcılığı yüzünden bela olmadı mı?
Görünen o ki CHP'nin de oy avcılığı için atmayacağı takla, vermeyeceği taviz yok. 
Çok iyi kavranması gereken bir şey var; Atatürk sevgisi ile Saidi Nursi sevgisi bir kalpte aynı anda yer alamaz.
Türk milletinin değerleriyle barışmak istiyorsa CHP ?ki buna ihtiyacı elzem seviyede- bugün FETÖ'yü milletin başına bela edenlerin yaptıkları yanlışların daha büyüğüne imza atarak değil, "Türk milleti daha dindar olmalıdır, yalnız bütün sadeliği ile dindar olmalıdır. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum" diyen Atatürk'ün yaptıklarını yaparak barışabilir. 
Atatürk'ün en büyük özelliği gerçek dindarlar ile dindar görünen ajanları ayırt edebilmesiydi. 
Atatürk'ün bu yaptığını başaramadan CHP, ne tam Atatürkçü olabilir, ne de Türk milletinin değerleriyle barışabilir.