logo
20 NİSAN 2024

SAKİFE DÜZENİ

8. Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu'nda Sakife'de İslam'a ağır bir darbe vurulduğunu dile getiren Hukukçu Ahmet Erimhan, "Ehl-i Beyt'e hakkını teslim etmek, Ebu Cehil olmamak için, Yezid olmamak için olmazsa olmaz bir şarttır" dedi
20.04.2016 00:00:00
YENİ MESAJ / İSTANBUL
17 Nisan Pazar günü İstanbul'da gerçekleştirilen 8. Uluslararası Ehli Beyt Sempozyumu'nda bir tebliğ sunan Hukukçu Ahmet Erimhan, "Sakife'de İslam'a ağır bir darbe vurulmuştur ve Ğadir-i Hum isimli bir rahmet ve bereket kapısı olan nimet elimizden çalınmıştır" dedi. "İmam Rıza Aleyhisselam, babaları kanalıyla İmam Ali Aleyhisselamdan şöyle nakletmektedir. Resulullah (sav) buyurdu ki: 'Kurtuluş gemisine binmek, sağlam kulpa sarılmak ve Allah'ın sağlam ipine yapışmak isteyen; Ali'yi sevsin ve onun evlatlarından olan hidayetçileri izlesin'" diyerek konuşmasına başlayan Erimhan şunları söyledi: "Biz bugün burada Hz. Ali'nin takipçilerinden Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in önderliğinde Peygamber ailesinin leziz sofrasında bulunuyoruz. Hedefimiz başka hiçbir amaç gütmeksizin, sadece ve sadece onları anlamak, onları anlamamıza engel olan her ne varsa ondan kurtulmak ve onların ayak izlerini takip etmektir. Bizleri bu mukaddes yolculuğa çıkaran hocam Prof. Dr. Haydar Baş'a öncelikle en kalbi teşekkürlerimi arz ediyor ve sizleri de saygı ile selamlıyorum. İçinde bulunduğumuz yolculuğun kıratını anlamak açısından şu samimiyet anekdotunu konuşmamın başında sizlerle paylaşmak istiyorum. 12 ciltlik Ehli Beyt eserini kalem alıp yayınladığı günlerde bir grup arkadaşla birlikte Trabzon'da hocamın evinde misafir olarak bulunuyorduk. Sohbet başladı konu hocamın Ehli Beyt Külliyatına geldi, arkadaşlar olarak bu yayınların önemine ve bizde bıraktığı etkiye ilişkin değerlendirmeler yaptık. Kimimiz Ortadoğu'daki Sünni-Şii çatışmasına engel olacağını, kimimiz eserlerle Muradı İlahi'yi anlama hususunda büyük bir eksikliğin tamamlandığını, kısaca eserlerin hizmet ettiği, edeceği alanları çeşitli açılardan anlatmaya çalıştık. Ardından Hocam konuştu. Evladım dedi, inşallah eserler bahsettiğiniz tüm bu hayırlı hizmetleri ifa eder, fazlasını da yapar ama ben bu çalışmayı, bahsettiğiniz şeyler gerçekleşsin için yapmadım. Bu eserleri kalem alırken sadece ve sadece şu amacı güttüm: Hz Ali Efendimize hayırlı bir evlat olabilmek."
İslam tarihinde iki zümre mücadele etmiştir
"İslam tarihinde bir kısım insanlar Ehl-i Beyt'i Allah ve Resulü'nün emaneti, velayetin membaı ve ahiret saadetinin anahtarı olarak gördüler. Bir kısım insanlar ise Allah'ın Ehl-i Beyt'e bahşettiği seçilmişliği kabul edemediler,  Ehl-i Beyt'i kendi iktidarlarının önünde engel olarak gördüler" diyen Ahmet Erimhan sözlerini şöyle sürdürdü: "Birinci gruptakiler yani Ehl-i Beyt'e inananların gayesi İslam olduğu için zulme uğradılar ama İslam dağılmasın diye bağırlarına taş bağlamayı tercih ettiler. İkinci gruptakiler, yani Ehl-i Beyt karşıtları, iktidarları için her yolu mübah gördüler ve bunun sonucu olarak içinden İslam geçen ama asla İslam'la ilgisi olmayan gerekçeler üreterek dünyevi iktidarlarını ürettiler. İslam tarihi, işte bu iki zümre arasındaki kabul ve inkâr mücadelesi olarak yazılmıştır. Bu mücadelenin ateşinin yakıldığı ilk nokta ise Sakife'dir. Sakife'de bir düzen kurulmuştur, Sakife düzeni, maslahattan beslenen bir düzendir. Sakife'de Hz. Peygamberin ahrete rıhlet ettiği gün, mübarek bedenleri daha yatağındayken, küçük bir grup bir araya gelerek çeşitli bahaneler üreterek kendilerine halife seçtiler. İslam tarihini, medeniyetini ve kaderimizi şekillendiren Sakife'nin es geçilmesi, unutturulmaya çalışılmasının sebebi ne acaba? Sakife de en iyi ihtimalle 50 kişi bir araya geldi ve 'iktidara biz sizden daha çok layığız' tartışması dışında da bir şey söylemediler. Halife orada 'daha güçlü olan biziz', 'İslam'a ilk biz girdik', 'bizi seçmeyeni kılıcımızla düzeltiriz' filan gibi sebeplerle seçim denirse şayet böyle seçildi. Sakife'de şunu duymadık: 'Hz. Peygamberin yerine oturacak imamı seçiyoruz. Bu hususta acaba Hz. Peygamber ne dedi? Allah bize Kuran'da ne emrediyor?' Bunlar Sakife'de konuşulmadı ve tartışılmadı, Ğadir-i Hum naspını hatırlatmaya çalışan birkaç kişi ise elbette susturuldu."
İslam ağır darbe aldı
Sakife'de bir zihniyetin İslam'a ağır bir darbe yaptığını ve kıyamete kadar devam edecek Ğadir-i Hum isimli bir rahmet ve bereket kapısı olan nimet müminlerin elinden çalındığını dile getiren Hukukçu Ahmet Erimhan, "Ğadir-i Hum naspı ortadan kaldırıldı, akan suyu tersine çevirdiler, Allah'ın iradesini değiştirdiler. Sakife'de, gündüzü gece, aydınlığı karanlık, haramı helal yaptılar! İşledikleri cinayetin başına din külahı giydirerek maslahat hastalığının ateşini yaktılar! Sünni ya da Şii fark etmez kaynaklara bakın aynı şeyi görüyoruz. Sakife'dekiler kendilerine bir iktidar elbisesi biçtiler ve bunun için maslahat isimli bir bıçak kullandılar. Kimse Hakk'ın ölçüsü nedir diye sormadı. Dediler ki; 'Araplar nübüvvetin ve imametin aynı ailede olmasını kabul etmez. Aksi takdirde İslam bölünür ve parçalanır.' Zannedersiniz ki heva ve hevesleri için değil de İslam için Ali Efendimizin imametine karşı çıktılar! Zannedersiniz İslam'ı, Ali Efendimizi İmam ve veli tayin eden Allah'tan ve Peygamberden daha iyi biliyorlardı" şeklinde konuştu.
Müslümanların hakları gasp edildi
"Peki Gadir-i Hum'u bilmiyorlar mıydı?" sorusuyla konuşmasına devam eden Ahmet Erimhan şunları söyledi: "Sakife'dekiler dahil 124 bin sahabe Gadir-i Hum'a şahitlik etmişti! Evet Sakife'dekiler Peygamber naspını duydular ve gördüler ama sağır olmayı, görmemeyi tercih ettiler. Peki, Gadir-i Hum'da İmam'a biat etmemişler miydi? Hayır, ilk onlar İmam'ın elini öpmüş, biat etmişlerdi! Peki, niye İmam'ın ve aslında tüm zamanlarda Müslümanların haklarını gasp ettiler ve bunu nasıl başarabildiler? Ne yazık ki Sakife'dekiler ölüm ve kıyameti unutup heva ve heveslerine tutuldular. Sakife'ye giden yolda bir sıkıyönetim düzeni kurdular. 'Peygamberler ölmez' diyerek Hz. Peygamberin vefat haberinin yayılmasını engellediler! 'Peygamberler miras bırakmaz' diyerek Ali Efendimizin imameti çalmanın kılıfını uydurdular. Medine'ye giriş çıkışı yasakladılar, şehirden çıkmaya veya kaçmaya kalkanları öldürdüler. Ve Gadir-i Hum'dan iki ay on üç gün sonra, Hz. Peygamber'in vefatı anında Sakife darbesini gerçekleştirdiler. Ardından Gadir-i Hum'u unutturmak için bütün tebliğ kanallarını, vaaz ve irşat toplantılarını ele geçirdiler. Gadir-i Hum'u gündeme getirenleri dövdüler, tecrit ettiler, hadisleri yasakladılar. İmamın kerpiçten evine saldırdılar. Hz Fatıma'yı yaraladılar, hilafeti çaldılar! Sakife'dekiler iktidara giden yolda kullandıkları maslahat ateşi ile, İslam'ın ruhunu, bedenini yaktılar. Hayrın, ne olursa olsun Allah'a teslimiyette olduğuna inanan İslam'ın özünü, kendi iradeleri ile kendi iktidarları için değiştirme imkânı elde ettiler! Ve o yok olası maslahat hastalığı ile Allah'ın murad ettiği İslam'ı değil, kendi heva ve heveslerinin esiri olan bir İslam anlayışı türettiler!"
Maslahat zehri
"İslam'ı maslahata kurban eden ve Hz Ali Efendimizin sonuna kadar mücadele ettiği "en büyük maslahat maslahatsızlıktır" dediği bu anlayış İslam dünyasını baştan aşağı zehirledi" diyen Ahmet Erimhan şunları söyledi: "Bu anlayış o gün İslam'a en büyük darbeyi indirerek imameti çaldı. Aynı anlayış gün oldu Kerbela'da 'ululemre itaat etmezsek günaha gireriz' maslahatı ile Peygamber torunu Hz. Hüseyin'i katletti. Gün oldu Emevi Yezid'ine, Muaviye'sine 'onlar gökdeki yıldızlar gibidir, bir şey diyemeyiz' dedi. Gün oldu imameti çalanlara karşı -sanki adalet bizim için inmemiş gibi- 'onların arasındaki ihtilafa biz karışamayız' dedi. Gün oldu hadisleri değiştirdi, gün oldu hadis uydurdu, gün oldu hırsız hükümdarları, zalim saltanatları, cani padişahları kutsadı ve karşımıza bir saltanat İslam'ı olarak çıktı." 
Mücadele devam ediyor
"Sakife'den beslenen maslahat İslam'ı bugün de hakikat İslam'ı ile savaşını devam ettiriyor" diyen Erimhan, "Hakikati teslim etmek değil, dünyevi iktidarlarını temin için, fetvalarla, İslam kılıfı ile bâtılı hak olarak göstermeye devam ediyorlar. Bu zihniyet Vatikan'a mektuplar yazarak İslam'ı suçluyor, Amerikan'ın kollarında ılımlı İslam'a hizmet veriyor! İslam'ın kimyasını ve ölçüsünü değiştiren Amerikan taleplerine uygun fetvalar üretiyorlar. Bu zihniyetin içerde kalan, cübbelisi sarıklısı abdest bozmanın 70 çeşidini anlatarak kendisini alim, kendisini ehli sünnet kalesi filan zannediyor, ama en ufak ölçüden, istikametten bihaber, ahmaklıkla ihanet arasında savrulup duruyor! Hadis ezbercisi olmak dışında bir zeka ve hikmet ışığı göremediğiniz bir başka fıkıh kırıntısı "Cemevi ibadethane olamaz" fetvasını vererek hükümeti yönetiyor ve o hükümetin Başbakanı da 40 bin kilise evi açıyor! Maslahatlarla uyutula uyutula, dinden koptuk. Kendimize dokununcaya kadar hiçbir şeye itiraz etmedik. İhaleci olduk adına İslam dedik. Menfaatin adını İslam koyduk. Yandaşlığı İslam'la izah ettik. Hırsızlığa bin bir türlü kılıf geçirdik. Oysa ölçü net; Amaç da meşru ve temiz olacak araç da! Bunun ötesini Allah kabul etmiyor. Ikınsanız da sıkınsanız da durum böyle! Ürettiğiniz ölçülerle uyutulmaya razı halkı kandırabilirsiniz ama ya Allah, ya Münker ve Nekir? Onları ne yapacağız?"
Ebu Cehil olmamak için?
Ebu Cehil olmamak için Ehl-i Beyt'in hakkını teslim etmek gerektiğini dile getiren Ahmet Erimhan sözlerini şu cümlelerle tamamladı: "Ehl-i Beyt'e hakkını teslim etmek yemeğin üzerine yenilen meyve değildir. Ebu cehil olmamak için, Yezid olmamak için olmazsa olmaz bir şarttır, Ehl-i Beyt! Onun için İslam'ın ruhu, İslam'ın fikri, İslam'ın maneviyatı, yani İslam'da aradığımız her şeyin membaı,  adresi, reçetemiz hiçbir zaman dindarlık oyunu oynamayan, maslahata asla sarılmayan Ali'dir diyor, hepinizi hürmet ve selam ile selamlıyorum.
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk

Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı

Tokat'ta incelemelerde bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şu ana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi.
19.04.2024 16:34:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat'ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu.

Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu'na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat'ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine Sayın Valimizin, yine AFAD'ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz" dedi.

"Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda"

Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekerek, "Gerek Tokat'ta gerek Yozgat'ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunların çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege'deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalar'dan Alp'lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu.

"500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı"

Tuzcuoğlu, depremin ardından 500'e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi:

"Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana kadar incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can kaybı olmaması."

'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma

31 Mart yerel seçimlerinde oy vermek için Ömer Keçecigil Okuluna giden askeri ve polis personellerine 'Konuş, sen nerelisin'' diyen DEM Partili Süleyman Salğucak, seçim kanuna muhalefet suçundan dolayı Şırnak İl Emniyet Müdürlüğünde ifadesi alındı.
19.04.2024 16:21:00
İhlas Haber Ajansı
'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma
'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma
Avukat Ramazan Demir, Şırnak'ta taşımalı seçmen olduğunu düşündüğü kişilere 'Konuş sen nerelisin'' diyerek tepki gösteren Süleyman Salğucak'a soruşturma açıldığını duyurdu.

31 Mart günü Şırnak'a oy vermek için taşınan asker ve polisler tek sıra içeri girerken tepki gösteren 61 yaşındaki Süleyman Salğucak'a soruşturma açıldı.

Avukat Ramazan Demir, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Şırnak savcılığı 'Konuş, sen nerelisin' sözünden dolayı Süleyman Salğucak'a 'Seçim kanununa muhalefetten' soruşturma açmış" diye belirtti.

Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı, Salğucak hakkında 'Seçim kanununa muhalefet' ve 'Seçmenin oy kullanmasını engelleme' iddialarıyla ilgili soruşturma açtı.

İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Erzincan'ın İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden birinin daha naaşına ulaşıldığını bildirdi

19.04.2024 12:15:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:19:14
AA
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Bayraktar, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, maden sahasındaki arama çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Kazanın gerçekleştiği 13 Şubat'tan bu yana arama çalışmalarının aralıksız devam ettiğini anımsatan Bayraktar, "Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmaları neticesinde bu sabah bir işçi kardeşimize daha ulaştık. Kardeşimize Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Tüm canlarımıza ulaşana kadar yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 5 Nisan'da da İliç'te maden ocağında toprak altında kalan bir işçinin naaşına ulaşıldığını bildirmişti.

Cenaze Adnan Keklik'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, Sabırlı Deresi bölgesinde ulaşılan cenazenin Adnan Keklik'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş ve 5 Nisan'da işçilerden Uğur Yıldız'ın cenazesine ulaşılmıştı. 

Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye'nin, geçen yıl sonu itibarıyla 22 milyon 206 bin 34 olarak belirlenen çocuk nüfusu, ülke nüfusunun yüzde 26'sını oluşturdu
 

 
19.04.2024 10:34:00 / Güncelleme: 19.04.2024 10:43:28
AA
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34'ü çocuk olarak kayıtlara geçti.

Çocuk nüfusun yüzde 51,3'ünü erkek, yüzde 48,7'sini kız çocuklar oluşturdu.

Birleşmiş Milletler tanımına göre, 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990'da yüzde 41,8 ve 2023'te yüzde 26 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2030'da yüzde 25,6, 2040'ta yüzde 23,3, 2060'ta yüzde 20,4, 2080'de yüzde 19 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023'te çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18 oldu.

AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla yüzde 23,4 ile İrlanda, yüzde 21,1 ile Fransa ve yüzde 20,9 ile İsveç olarak kaydedildi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla yüzde 15,1 ile Malta, yüzde 15,4 ile İtalya, yüzde 15,9 ile Portekiz olarak belirlendi.

Türkiye'nin çocuk nüfus oranının AB'ye üye ülkelerden daha yüksek olduğu görüldü.

 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.