Rabbimizin muradını anlamanın yolu kalbimizin tecellilere açık olmasıdır. Kalbimizi tıkayan, paslatan, öldüren her türlü negatif uyarandan, günahtan kalbimizi korumaya çalışmalıyız. Bu da ancak Allah'ı zikretmekle mümkündür.
Merhum Süleyman Çelebi'nin ifade ettiği gibi "İsm'i pakin pak olur zikreyleyen, Her murada erişir Allah diyen."(Senin temiz ismini zikreden tertemiz olur, Allah diyen insan her murada erişir.)
Rabbimizin o pak isimlerini, esmalarını okuyarak pak olalım, inşallah.
Rabbimizin çerçevesini çizdiği hayat programının dışına çıkıldığı zaman insan dengesini kaybediyor, dengesini kaybeden insan da hayvanlardan aşağı bir çukura yuvarlanıyor.
Maalesef bu yuvarlanışı daha ziyade dış dünyada bir yuvarlanış olarak algılıyoruz. Oysa asıl yuvarlanış, çöküş veya yükseliş iç dünyamızda oluyor.
İç dünyamızda kaybedilen mücadele dış dünyaya yansıyor. İnsanın iç dünyasına, kalbine, tecelliler, güzellikler ancak Allah'ın o güzel, pak isimlerini zikretmekle yerleşir.
Hayatı bu tecellilerin muhatabı olmuş insanlarla birlikte olup yaşamayan, hiç yaşadım demesin. Bilerek veya bilmeyerek insanın bütün amacı, gayreti, arayışı aslında bulmaya çalıştıklarıyla veya bulduğunu sandıklarıyla kalbinin, gönlünün mutmain olmasıdır, gerçek huzuru ve mutluluğu yakalamak istemesidir.
Ama insanlar bu mutluluğu farklı mecralarda arıyor. Bu mecraların günümüzde en önemlisi de sosyal medya.
Sosyal medyanın olumlu yönlerini öne çıkaralım. Ancak zararlı yönlerini de görelim. Yediden, yetmişe nerdeyse her kesim bu alanda bir arayış içinde ve kendini kaybetme noktasına gelmiş.
İnsanımızı özellikle de gençlerimizi adeta zombileştiren bu sahanın bir an önce ıslah edilmesi lazım.
Önce toplumda böyle bir hastalığın olduğunu kabul etmemiz gerekiyor ve akabinde doğru teşhisi koymamız gerekiyor. Nedir o teşhis, sosyal medya sebebiyle, insanı fasit kılan bir hastalık var ve bu hastalık çok vahim, koronadan, deniz salyasından (müsilaj) daha vahim dememiz lazım. Tedbirler üretilmezse ekonomik ve sosyal açıdan dönüşü olmayan zararlar olabilir.
Bu durumun tedavisi, çözümü ancak nefsin yapısını bilen, kalbi bilen irfan medeniyetini yaşayanların eliyle olacaktır. Karanlığı tanımlayanlarla değil, bizi vahyin ışığında kalbin derinliklerine, aydınlığa çıkaracak mürebbilerin ve bu eğitimcilerin rahleyi tedrisinden geçmiş bu teknolojiyi bilen uzmanlar eliyle olacaktır.
Vatan toprağı ve diğer milli konuları korumak nasıl ki bir kutsallığı ve hassasiyeti içinde barındırıyorsa, insanımızın aklı, gönlü, ahlakı da aynı kutsallık ve hassasiyet içerisinde değerlendirilmelidir.
Vatan toprağını korumak için alınan tedbirlerin benzerini insanımızın imanını, aklını, gönlünü, ahlakını, korumak, muhafaza etmek içinde almalıyız.
Bu da ancak gerçek bir milli hassasiyete sahip olan eğitim ve öğretimle mümkündür. Bu milli hassasiyetin her alana hâkim kılınması gerekir ama acil olarak sosyal medya platformlarına öncelik verilmeli.
Ahlak toplumların temelidir, ahlak duygusu güçlü olan insan ihtiraslarının esiri olmaz, şerefini korur. Bilir ki insan olmak şerefle olur. Dünyaları da verseler şerefinden taviz vermez.
Ama görünen o ki sosyal medya platformları adeta oltayla balık yakalayan avcılar gibi insanımızın ahlakını bozmak için insanımızın zaaflarını, ihtiraslarını bir yem gibi oltanın ucuna takarak avlamaktadır.
Yediden yetmişe herkesin elinde bulunan akıllı telefonlar(!), sayesinde insanlara ulaşmak, insanları yönlendirmek artık çok kolay.
Elimizin altındaki bu teknoloji harikası oyuncaklarla oynamamız için her türlü yenilikler icat ediliyor ve geliştiriliyor.
Ama bu oyuncaklarla biz mi oynuyoruz yoksa bu oyuncakları üretenler, programlarını yapanlar bizlerle mi oynuyor? Artık takdir sizin.
- Matematiğin, fiziğin formülü mü yoksa insanlığın formülü mü? / 19.02.2024
- İnsanlığa insanlık yolculuğu şart / 15.01.2024
- Güçlü aile güçlü millet demektir / 19.12.2023
- Cumhuriyet yüz yaşında, nice yüzyıllara / 01.11.2023
- Saygı beyaz çizgimiz olmalı / 15.10.2023
- Dinin mücadelesi dinsizlikle değil din ile olmuştur / 10.09.2023
- Mum kadar ışığı yok, Kendini Güneş sananlar / 06.09.2023
- Merhamet, hürmet, muhabbet / 28.08.2023
- Aslında çifte kıble olmaz / 25.08.2023