Sandıktan çıkan tercih değil tepkidir

Seçimler yapıldı, sonuçlar açıklandı. Medya en az bir hafta seçim sonuçları değerlendirilecek. Partilerin oyları analiz edilecek. Yandaşlar bir bin takla ile Erdoğan'ı koruma ve kollama görevlerine devam edecek ki daha seçim akşama, 'bu bir yerel seçim, genel ile alakası yok' demeye başlamıştılar. 

Muhalif medya ise zafer sarhoşu olarak CHP'yi göklere çıkaracak. Olmayan değişimin ne kadar doğru olduğunu anlatacaklar. Özgür Özel'i beğenmeyenler özür bile dileyecekler. 

Sonra?

Durmak yok yola devam ve tam gaz yola devam. Yani onlar yollarına devam ederken insanımız fakru zaruret içinde varlığını devam ettirmek için yine aynı odaklardan medet ummaya, himmet dilenmeye, umut beklemeye devam edecek.

Sandıktan çıkan tercih değil tepkidir. 

Seçim öncesi ve sandıktan çıkan sonuçlara bakınca benim ilk yorumum insanımız, Recep Tayyip Erdoğan'a verdiği ayardır. Bu seçimin, hem kaybedeni hem de kazananı Recep Tayyip Erdoğan'dır. 

Neden kazananı dedim? Çünkü 9 ay önce bu tablo ortaya çok rahat çıkardı. Eğer Mayıs seçimlerinde Mansur Yavaş, Millet ittifakının adayı yapılsaydı ve o masa birileri tarafından 6'ya sabitlenmeyip gerçekten milletin masası olsaydı bugünkü seçim sonuçları hiç kimseyi şaşırtmazdı.

Ama CHP ve Kemal Beyin ihtirasları artı Meral Akşener'in üstün gayretleri ile Recep Tayyip Erdoğan hala Saray'da, hala tek adam.

Ve Türkiye dışarıdan kuşatılmış, içeriden ise parsellenmiş ve de ekonomisi çökmüş vaziyette. 

İnsanımız neye tepki gösterdi?

İlk sırada Erdoğan'ın, 'bana oy vermezsen hizmet yok' tehdidine direk tepki gösterdi. 

Seçim akşama Ayasofya'nın cami kısmına ardından taht kavgalarının ve ifşaların yaşandığı İsmailağa tarikatına giden Sayın Erdoğan'a insanımız, 'oy himmet ile değil hizmet ile alınır' mesajını sandıkta verdi.

İnsanımız 22 yıllık tek parti iktidarı ve Erdoğan yönetiminde ortaya çıkan kibir, büyüklenme, torpil, rüşvet, adam kayırma, yandaşı kollama ve besleme anlayışına geçte olsa artık yeter, dedi.  

'Sizin tarikat, bizim ise kanaat önderi dediğimiz yapılara yardım ettik, yine edeceğiz, mülakatları mülakat gibi yapacağız' sözleriyle Erdoğan iktidarının duruşunu yansıtan Milli Eğitim Bakanına, insanımız cevabını verdi.

Milletimiz, Şevki Yılmaz, Halil Konakçı gibi nice din tacizcilerine cevabını sandıkta verdi.

Hele hele seçim öncesi 'Cumhur ittifakı dışındaki partilere oy vermek haramdır' diyen Müslüman maskesi takmış Anadolu Alimler Birliği adındaki yapıya ve Cübbeli Ahmet'e cevabı insanımız sandıkta verdi. 

İnsanımız Erdoğan'a, Sen, benim Kutsal Kitabımın yakılmasına rıza gösteren ve teşvik edenlerin, NATO üyesi olmasına nasıl izin verirsin' tepkisini sandıkta gösterdi.

İnsanımız, Erdoğan'a 'one munit' değil 'dur munit' çekti ve sözde Filistinliler ile yas tutup, İsrail ile ticaret yapanlara sandık ayarı verdi. 

İnsanımız, Sayın Erdoğan'ın miting meydanlarındaki ABD, AB, İsrail karşıtlığına inanmadığını sandıkta tescilledi.

İnsanımız, 'Eğer emeklilere 7 bin lira verirsem çalışanlara maaş veremem, ekonomi batar' diyen Erdoğan'a, 'herkese veren, bize vermeyene bizde, sandıkta vermeyiz' ince ayarını verdi.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya her gün bir mafya çökerttiğini açıklıyor. Bizlerde 'bu ülke ne zaman mafyanın eline geçti' diye soruyorduk. 

İnsanımızda sandıkta aynı soruyu, Sayın Erdoğan'a sordu.

İnsanımız, Sayın Erdoğan'ın NAS hakkındaki samimiyetine inanmadığını sandıkta tescilledi.

AKP'nin el attığı, kendi ayarını vermeye kalkıştığı yargıda, sağlıkta, eğitimde, TÜİK'te, Merkez Bankasında, RTÜK'te, TFF'de, futbolda tam bir çürüme, tam bir kaos olduğu artık saklanamayacak hale geldi. İnsanımızda gitti sandıkta tepkisini gösterdi.

Bu tepki 9 ay önce olmalıydı

Mayıs seçimlerinden önce BTP lideri Hüseyin Baş, 'Türkiye'nin en büyük sorunu bu iktidardır' diyor ve bu iktidarın değişmesi için bütün muhalefetin tek çatı altında toplanası gerektiğini vurgulayıp, iktidar değişikliği için 'Erdoğan'ın karşısında tuvalet terliği olsa biz, onu destekleyeceğiz' mantığını ortaya koyuyordu. 

İnsanımız bu mantığı o gün değil bugün dikkate aldı ve bir çok ilde bu mantık ile tercihi yaptı. Erdoğan'ın adayları tarihi bir hezimet yaşadı.

CHP

Kağıt üzerinde CHP kazandı. Umarım ki kazanan adaylar ve CHP, Erdoğan sendromuna yakalanıp, 'ben' demezler. 

Daha önemlisi ise umarım ki CHP'nin içindeki bildik ve temizlenmeyen odaklar, laiklik kavramı altında insanımızın inancına saldırmaya kalkmazlar. 

Sonuçta Erdoğan kaybetti. Devlet Bahçeli, MHP, BBP, kaybetti. Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasete dönemeyeceği kesinleşti. Muharrem İnce artık torunları ile vakit geçirecek

BTP

BTP kaybetmedi. Hiçbir zamanda kaybetmez. Kazandı mı? İnsanımız, kendini ve devletini düşünüp sandığa gittiğinde ise kazanacaktır.