Saraylar yapıyoruz, niye yurt yapmıyoruz?

Zamanlamasıyla çok yerinde olan başlıktaki soruyu duayen aktörümüz Cüneyt Arkın sordu.

'Efsaneler' belgeselinin galasında 'işte gerçek bir sanatçı' dedirten açıklamalar yapan Cüneyt Arkın, "Gençlerimizi ne yapıp edip belli bir düzeye getirmemiz, refaha kavuşturmamız lazım. Burs alıyor, borçlanıyor, çıkar çıkmaz, iş bulmadan borcunu öde diye bastırıyoruz çocuğa. Üniversiteye geliyor, yurt meselesi, yatacağı yer yok çocuğun. İki tane yurt yapmak zor mu? Saraylar yapıyoruz niye yurt yapmıyoruz?" diye sordu.

Bu soruya siz hangi cevabı verirsiniz bilmem ama bence 'itibardan tasarruf olmaz' zihniyetindeki politikacıların eğitimi ne kadar önemsiz ve ihmal edilecek bir alan olarak gördüklerinin göstergelerinden yalnızca biri. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan geride bıraktığımız hafta gençlerle yaptığı bir TV programında, "Göreve geldiğimizde verilen burs sadece 45 TL'ydi. Şu an itibariyle bursların geldiği konum 650 TL'ye çıkarıldı" ifadelerini kullanmıştı. 

Malumunuz Ak Parti 3 Kasım 2002'de yapılan seçimle iktidara geldi.

Ak arti'ninkazandığı seçimden bir gün sonra, yani 4 Kasım 2002'de 1 çeyrek altın yaklaşık 27.6 TL ediyordu. 

Yani 45 TL'lik bursuyla bir öğrenci 1.6 çeyrek altın alabiliyordu. 

Dün ise 1 çeyrek altın 803 TL'den satılıyordu. 

Buna göre 650 TL öğrenci bursuyla bir öğrenci 0.8 çeyrek altın satın alabiliyor.

Bir de isterseniz simit hesabı yapalım.

Ak Parti 3 Kasım 2002'deki seçimle iktidara geldiğine bir simit 0.2 TL'ydi.

Yani 45 TL'lik bursuyla bir öğrenci 225 tane simit alabiliyordu. 

Şimdi ise simit 3 TL'den satılıyor. 650 TL öğrenci bursuyla bugün 220 simit alınabiliyor. 

Yani hükümetin sık sık yaptığı simit hesabıyla bile ortada övünülecek bir şey yok, öğrenciler 19 yıl öncesinden daha iyi durumda değil.

Öğrencilerimiz kalacak yer bulamadıkları için geceyi banklarda geçirdikleri görüntülerin sosyal medyada dolaştığı bu günlerde Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurulu toplantısı için ABD'ye giden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yüzlerce araçlık konvoyu New York sokaklarında Türkiye'nin ne kadar itibarlı(!) olduğunu göstermek için tur atarken görüntülendi.

Oysa itibar New York sokaklarını milyon dolarlık ithal araçlarla doldurmak değil, dünya çapında buluşlara imza atacak Türk gençlerinin eğitim olmalarının önündeki engelleri kaldırmaktır.

İtibar binlerce odalı saraylar dikmek değil, kalacak yer bulamadığı için sokakta kalan üniversite gençlerine önceden yurtlarını, kalacak yerlerini hazırlayabilmektir.

Öğrenciler üniversiteden mezun olduklarında borçlarını nasıl ödeyeceklerini düşünmeyeceği ya da işsiz kalma korkusu yaşamayacağı imkânları önlerine serebilmektir gerçek itibar. 

Ülkemizde bazı şeylerin düzelebileceğine dair umutlarımızın artması için Türkiye'yi yöneten politikacıların gerçek itibarın saraylarda değil, gençlerin iyi eğitim almasında, gençlerimizin olduğunu görmesi gerekiyor.