Şark Projesi, BOP ve İslamcıların misyonu

Orta Asya'dan Cebel-i Tarık'a uzanan İslam coğrafyası üzerinde geçmişten günümüze tezgahlanan Haçlı planları herkesin malumudur.
1096-1272 arasında gönül coğrafyamıza yapılan Haçlı seferlerine dünya şahittir. 10'u aşkın geniş çaplı Haçlı seferlerinden netice alamayan Batı, sefer formatını değiştirmiş; Müslümanları, madden ve manen satın alınmış İslamcı elemanlarla çökertme planına geçmişler. 
16. yüzyıldan itibaren İngiliz Sömürgeler Bakanlığı'nın Doğu Hindistan Şirketi ve Şark Projesi süregelmiştir. Amerika ise 2. Dünya savaşıyla birlikte İngilizlerden inisiyatifi devralmış; Yeni Dünya düzeni, Büyük Ortadoğu Projesi ve Arap Baharı entrikalarıyla İslam dünyasını anası ağlatılmaktadır.
Türkiye'deki basiretsiz İslamcılar yüzünden ateş bacayı sarmış, vatanımızı ve milletimizi de yakmaktadır.
Bu bağlamda Müslümanların, aldana gelmeleri sebebiyle başlarının beladan kurtulmayışının arka planındaki asıl ve etkin figüranlar; sufi edalı, İslamcı kisveli İngiliz, Amerikan, AB, Vatikan ve Haçlı hizmetkârlarıdır. 
İngiliz ve Amerikan tezgahları, zaman zaman Ehl-i Beyt soylu insanların yanısıraEhl-i Beyt yoluna ram olmuş Sünni ulemanın basiretiyle bozulmuştur.
Nitekim 16. yüzyılda Ehl-i Beytnesepli Kadirîler olan Berzencî, Haydarî ve Talabanî kesimlerinin kuşatıcı ve donanımlı İslamî hayatları, Irak bölgesindeki çok parçalı yapıların tevhidini sağlıyor; İngiliz Sömürge Bakanlığı'nın talimatnamesindeki Şia-Sünni çatışmalarının önüne geçiyordu. 
Bu bağlamda İngilizler namına bölgedeki tevhidi parçalayacak İslamcı bir çomak gerekiyordu. 
İngilizler, Hindistan'daki üç-beş aylık eğitimden sonra bölgeye dönen Halid Bağdadî'ye bu misyonu yüklediler.
Yapılan toplum mühendisliğiyle de Süleymaniye'de halk arasında, HalidBağdadî'nin, Abdulkadir Geylânî seviyesinde büyük bir veli olduğu yalanları yaydılar, buna uygun menkıbeler uydurdular (A. Kavak, Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî?, Atatürk Ünv., Basılmamış Doktora Tezi, Erzurum-2013, s. 89).
Öyle ki Halid, Hindistan dönüşünde Küçük İngiliz Said Paşa'nın vezareti ve nezaretinde Bağdat'taki Abdulkadir Geylanî'nin zaviyesine yerleştirildi (A. Memiş, Halid-i Bağdadî ve Anadolu'da Halidîlik, Doktora Tezi, Atatürk Ünv., Erzurum-2013, s. 45).
O dönemde Bağdadî'nin foyasını ortaya çıkartan ve böylece İngiliz oyununu bozan ise Kadirî yolunun kutuplarından SeyyidMa'rufBerzencî olmuştur (M. Emin Koç, SeyyidBerzenci: Kadhu'r-Rend ve Kıdhu'z-ZendSerhandliRabbani'nin Dalaletini Red, İcmal Yay., s. 48 vd.)
İngilizlerin Irak'a dönük operasyonları bakımından, Halfin'in şu dikkate çekici tespitini hatırlamakta yarar vardır:
"? İngilizler Doğu Hint Şirketi'nin bir şubesini Bağdat'ta açtıktan sonra bu çalışmalarını daha da arttırdılar. Şirketin temsilcisi Rich, yardımcısı Hayn ile birlikte, Kürt aşiret reisleri ile ilişkilerini arttırmaya ve satın alabildikleri kimseleri kendi politikalarının hizmetinde kullanmaya başlamışlardı."(Halfin, 19. Yüzyılda Kürdistan Üzerine Mücadeleler, Komal Yayınları, İstanbul-2008, s. 38-39).
Rich,HalidBağdadî'nin müridi ve hamisi olan Küçük İngiliz Said Paşa'nın sığınma makamıdır (Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Hatt-ı Humayun, 20879 A).
Said Paşa'nın babası olan Bağdat Valisi Süleyman Paşa ise İngiliz Kraliçesi tarafından özel olarak yetkilendirilmiştir (Lorimer J. Gordon, A Gazetteer of PersianGulf, Oman and Central Arabia, GovernmentPress, Calcutta-1908, s. 1622).
Bağdadî'nin hamisi olan Said Paşa'nın yularını elinde tutan Rich'in misyonunu hanımı şöyle özetlemektedir: "Eğer Bağdat halkını kendi tebaamız kılmak gibi bir düşüncemiz varsa, Rich'inçalışmaları neticesinde bunlar (Bağdat halkı), yeni padişahlarını (İngiliz Kralını) sevmeye hazır kılınmıştır" (Halfin, age., s. 39).
İngilizlerin ve devamında II. Dünya Savaşı itibariyle inisiyatifi devralan Amerika'nın, gönül coğrafyamıza dönük hedef ve planlarını, ilk defa tüm detaylarıyla ve geleceğe dönük perspektifler sunarak Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız deşifre etmiştir (Prof. Dr. Haydar Baş, Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler, İcmal Yay., İstanbul-2000, 9. bsk).
İngiliz Sömürgeler Bakanlığı'nın Mr. Humpher'e verdiği yol haritasında dikkat çeken iki maddesi şudur:
- Sünni ve Şii Müslümanlar arasında birbirine karşı kötümserlik ve su-i zan duyguları icat ederek mezhepsel ihtilafları körüklemek.
- Din âlimlerinin arasına Sömürgeler Bakanlığı'nın memurlarını din âlimi kisvesi altında yerleştirmek (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e., s. 102-117).
Bağdadî'nin hayatı ve öğretilerine bakıldığında, temel karakteri, Ehl-i Beyt yoluna ve irfanına karşı çıkarak, İngiliz sömürge planlarının rahatça uygulanmasını imkân hazırlamak olduğu görülmektedir (M. Emin Koç, age., s. 65 vd.).
Sünni-Şia çatışmalar eksenli stratejilerini yürüten İngilizler, Hicaz bölgesinde ise M. Abdulvehhab'a, dönemin hilafet makamına, tasavvuf ve Ehl-i Beyt yoluna topyekûn karşı olan radikal bir Vehhabilik mezhebi kurdurmuşlardır (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e., s. 126 vd.).
Şu tevafuklar manidardır:
Irak bölgesinde SeyyidBerzencî ile mücadele eden sufikisveli Bağdadî, Hicaz'da Vehhabilerle bağlantılı olmuş; 1806'da Mekke'de Vehhabi önderleriyle çok özel görüşmeler gerçekleştirmiştir (Prof. Dr. Hamid Algar, Nakşibendilik, İnsan Yay., s. 48; B. Ebu Manneh, 19. Yüzyıl Başlarında Osmanlı'da Nakşî-Müceddîdilik, Terc. H. M. Yücer, Tasavvuf derg., Ankara-2004, s. 267).
1802'de Vehhabiler, Kerbela'da 10 bin Ehl-i Beyt sevdalısını şehit ederken; Bağdadî'nin müridi olan Necip Paşa da 1843'te  eşkıyalık artmış gerekesiyle Kerbela'yı kuşatarak Osmanlı resmi kayıtlarına göre 3-4 bin, İngiliz kayıtlarına göre 9-10 bin Ehl-i Beyt sevdalısı Müslümanı katletmiştir (B. Gürbüz, El-Kaide, Y Lisans tez, Atılım Ünv., s. 167; Başbakanlık Osmanlı Arşiveri (BOA) İMM. 1840/18, 20, 1833/1; M. Emin Koç, age., s. 70 vd.)
Dün İngilizlerle birlikte İslam dünyasının anasını ağlatan bu ekolün halefleri, bugün de dini-siyasi misyon ve cüppeleriyle Amerika'nın safında ve BOP'unda hizmet vermeyi sürdürmektedirler. Müslümanlar bu gerçeği idrak edinceye kadar ecnebi tezgah ve belalarından başları beladan kurtulmaz.