Savaşçı-barışçı başbakanlar

Başbakan Binali Yıldırım, İsrail ve Rusya ile ilişkileri normale döndürdüklerine işaret ederek, "Suriye ile de biz normal ilişkilere döneceğiz" dedi ve bunun 'geç kalmış bir iş' olduğunu belirtti. 
Sayın Binali Yıldırım'ı dinlerken aklıma ilk gelen ABD Başkanları oldu!
Malumunuz ABD'de usuldür, önce savaşçı bir başkan seçilir ve söylemleriyle icraatlarıyla dünyayı kasıp kavurur, ardından dünyada hatta ABD'de yükselen "ABD düşmanlığı"nı yumuşatmak için bu sefer (güya) barışçı bir başkan seçilir!
Ancak hangi başkan başa gelirse gelsin ABD'nin genel siyasi çizgisi zerre kadar değişmez!
Barışçı başkan söylemleri ve güler yüzüyle herkesi ve her kesimi kucaklar gibi yapar. Barışçı başkanın çok mübarek bir zât olduğuna dâir alttan alta dünyada haberler yapılır ve herkes sevindirik olur!
Fakat icraatlara bakarsanız netice hiç değişmez sadece neticeye giden yol değişmiştir!
Hepinizin malumu Sayın Davutoğlu bakanlığı döneminden itibaren Suriye olaylarının en büyük mimarı olmuştur ve başbakanlığı dönemi de aynı savaşçı politika ve çizgilerinin devamına sahne olmuştur! Rus uçağının düşürülmesi ise yapılan icraatlara tüy dikmiştir!
Türkiye'nin zaten berbat olan imajı artık yerlerde sürünür hâle geldi!
Eh artık barışçı görünümlü ve gülümseyen, yumuşak konuşan bir başbakana ihtiyaç hâsıl olmuştu!
Derin Saray bu sebeple sığ bir operasyonla Sayın Binali Yıldırım'ı koltuğa oturttu!
Aynen beklediğimiz gibi yepyeni ve yumuşacık söylemler ile birlikte barış rüzgârları estirmeye başladı. 
Peki bu söylemler ve barış rüzgârları nereye kadar?!
Tabii ki Büyük Patron'un müsaade ettiği yere kadar!
Ana çizginin aslında hiç değişmediğini ve değişmeyeceğinin sinyallerini Rusya ile barışır barışmaz NATO zirvesinde verilen Rusya aleyhtarı mesajlardan anlıyoruz!
Suriye konusunda da hiçbir şey yapmayacağımız ve yapamayacağımız Suriyeli mültecileri vatandaş yapma kararımızdan bellidir.
Eğer gerçekten Suriye ile de barış ortamı sağlayabileceğimize inansak 3.5 milyon insanı vatandaş yapma değil ana vatanlarına gönderme hesabı yapardık.
Her ne kadar savaşçı-barışçı başkanlar konusunda ABD'yi taklit ediyorsak da geldiğimiz nokta, artık kimsenin bize itimadının kalmadığını göstermektedir!
Büyük oyunların piyonu olmaktan öteye gidemiyoruz ne yazık ki!

NERDE HABER ORDA YORUM 

Abdullah Gül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Müge Akın, topraktan binalara sızan radon gazının akciğer kanseri tehlikesi oluşturduğunu söyledi
- Topraktan geldik, topraktan gideceğiz desenize!


Ermenistan ziyareti sırasında 1915 Olayları'nı "soykırım" olarak nitelemesinin ardından Türkiye'den tepki alan Papa Francesco, bu sözcüğü neden kullandığına açıklık getirdi.
"Geçen yıl söylediğim şeyi şimdi söylememek çok tuhaf kaçardı" dedi.
- Hz.İsa'ya bir kez "Allah'ın oğlu" dedikten sonra iki bin yıldır "Bir kez Allah'ın oğlu dedik, aynı şeyi tekrar dememek tuhaf kaçardı" mantığının yansıması olsa gerek!


Türkiye'nin önde gelen bir otel zincirinin Satış Müdürü, bu yıl turizmde yaşanan çöküş konusunda Yeni Mesaj'a önemli açıklamalarda bulundu. Yetkili, "İstanbul'da rezervasyonlar 19 Mart'taki İstiklal Caddesi'ndeki eylemden sonra bıçak gibi kesildi. Talep İspanya ve Yunanistan'a yönlendirildi. Bu normal değil" dedi
- Türkiye'de normal olan bir şey söylesenize bana!


Giresun'da, bir lokantadaki sadaka kutusundan 35 lira çalan hırsız, arkasında "Hakkını helal et, paranı getireceğim." yazılı not bıraktı.
- Sadakalar yerini bulmuş bence!

TWITTER'DAN SEÇMELER 

150 Rus turist geldi diye havaalanından canlı yayın yapıyor tv'ler. Otomobil gelmiş 1970'ler köyü gibi oldu ülke, tam bir dünya devi.
@suyorumcusu


Biraz vicdan bize ordan biraz da akıl fikir...
Dağıtacağım "fakir fukaraya" sevaptır.
@HatunLotus


Sen de kendine göre haklısın. Zaten en fazla o kadar haklı olabilirsin.
@TalhaKuncu


ABD Irak'ı işgal ettiğinde CIA Suriye'yi içten karıştırmak için milyonlarca Iraklıyı Suriye'ye sürmüştü aynı senaryo Tr'de oynanıyor!
@aegencye