Savaşın gazına basıldı

24 Şubat'tan bu yana devam eden Rusya-Ukrayna savaşından sonra ABD, Kanada ve AB, Rusya'ya bir dizi ekonomik yaptırım ve ambargo uygulamaya başladı. Söz konusu yaptırımlar, Rus bankalarını, iş insanlarını, sanayisini ve elektronik parçaları hedef alıyor. Birçok Avrupa devleti, Rus vatandaşlarına vize verme uygulamasını dahi durduracağını açıkladı. 

Bu benzeri yaptırım kararlarının hedefindeki Rusya ise bugüne kadarki en sert karşılığını geçen hafta Avrupa'ya doğalgaz sevkiyatının üçte birini sağlayan ve günde 170 milyon metreküpe kadar gaz taşıyabilen Kuzey Akımı-1 boru hattını temelli olarak kapatarak verdi. 

Rusya ayrıca diğer boru hatlarından gaz akışını da önemli ölçüde azalttı. Avrupa'ya Rusya'dan giden gaz sevkiyatı yüzde 60'tan fazla azalmış durumda.

Son teknoloji ürünü silahların boy göstermesine alışık olduğumuz savaş arenasında artık doğal gaz vanaları da silah olarak sürülüyor.

Üstelik bu doğal gaz vanası gelişmiş silah sistemlerinin bile yapamadığını yapıyor ve rakiplerin kimyasını derinden sarsıyor. 

Bu bağlamda Rusya'nın kararı kışa girmeye hazırlanan Avrupa'da şok etkisi yaratmış durumda.

Rusya Federasyonu, son olarak yaptırımlar kalkmadan Kuzey Akımı-1 boru hattından gaz sevkiyatı yapılmasının mümkün olmadığını duyurdu.

Avrupa gazeteleri, gaz kesintisi konusunda Rusya'dan gelen açıklamaları, "Avrupa'ya gaz dağıtımını sürdürmesi karşılığında AB'nin yaptırımlarını geri alması yönünde Rusya'nın şimdiye kadarki en sert hamlesi" olarak değerlendiriyor.

AB ülkeleri acil bir çözüm bulamazlarsa insanların sokağa dökülmeleri an meselesi.

Bunun ilk örnekleri gelmeye başladı bile.

Çekya'da elektrik faturalarını protesto etmek için sokağa dökülen 70 bini aşkın kişi hükümete, "Ukrayna savaşında tarafsız olun, Rusya'dan gaz alın. Kışın donmak istemiyoruz" çağrısı yaptı.

Almanya ve İngiltere'de insanları Türkiye gibi ülkelere kış tatiline göndermek gibi formüller de gündeme geliyor. Aynı zamanda Avrupa ülkeleri kışın sokak lambalarını kapatma, belli saatler arasında ocak kullanmama ve soğuk duş alma gibi 'tasarruf' önlemleri almayı planlıyor.

Ancak bunları hiçbiri Avrupa'nın sorununa çözüm olacak formüller değil. 

Zira sorun yalnızca insanları ısıtmak ya da sokakları aydınlatmak değil, aynı zamanda sanayi tesislerinin de çalışabilmesi için Rusya'dan gelecek doğal gaza ihtiyaç duyuluyor.

Bu durum altı buçuk aydır Ukrayna'ya destek olan ve yaptırımlarla Rusya'nın canını yakan AB için büyük bir çıkmaz. 

Bu büyük çıkmazdan nasıl çıkılacağını görüşmek üzere Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin enerji bakanları 9 Eylül'de bir araya gelecek. Bu toplantıdan nasıl bir sonuç çıkacağını herkes merak ediyor. 

Ancak Rusya'nın son sert hamlesiyle iyice köşeye sıkışan AB ülkeleri, Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılmadığımız için ülkemize yüklenebilir.

Dün Fransa'dan Türkiye'ye önemli bir ziyaret gerçekleşti. Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna önce Ankara'ya sonra da İstanbul'u ziyaret etti. Türkiye ziyareti öncesinde dikkat çekici açıklamalar yapan Fransız Bakan Colonna, Türkiye'yi Rusya'ya yönelik yaptırımların gücünü kırmakla itham etti. Colonna'nın Türkiye'den Rusya'ya yönelik Batı yaptırımlarını dikkate almasını istediği ifade ediliyor. 

Ağustos sonunda ABD Hazine Bakan Yardımcısı Wally Adeyemo da Tüsiad ve Müsiad'ın da bulunduğu ticari birliklere Türk şirketlerin yaptırım uygulanan Rus kurumlarla ilişki kurması halinde olası yaptırım riski konusunda uyarıda bulunan bir mektup göndermişti.

Rusya'nın son hamlesine karşılık AB hangi karşılığı verirse versin, görünen o ki Türkiye üzerindeki baskı giderek artacak. Bir tarafta enerji konusunda asla vazgeçemeyeceğimiz Rusya, diğer tarafta ise ABD, NATO ve AB arasında sıkışıp kalabiliriz. 

Her alanda önemli ama enerji konusunda bağımsızlığın ne denli stratejik olduğu umarım artık daha iyi idrak edilebiliyordur.