Sebep karikatürler mi?

Birileri ısrarla Fransa'daki saldırıyı 8 yıl önceki karikatürlerle ilişkilendirmek istiyor. Olabilir mi? Mazeret olarak evet, hedef olarak hayır. Biraz geriye giderek anlatayım.Avrupa'da İslam düşmanlığı dergilerle, kişilerle sınırlı değildir. Her fırsatta devlet olarak, dernek olarak, parti olarak, Kilise olarak İslam karşıtlığını ve aşağılayıcı sözlerini dile getirirler. 2008 yılında benzer bir olay Danimarka'da yaşanmıştı. Erdoğan hükümeti sözlü olarak tepki üzerine tepki gösteriyorlardı. Danimarka Başbakanı Rasmussen, "Karikatürler ifade özgürlüğünün göstergesi, İslam bunu anlamıyor? Bizim, İslam'la problemimiz yok. Fakat bazen, İslam'ın ifade özgürlüğü ve özgür basını anlamak konusunda problem yaşadığını düşünüyorum?" diyordu. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Bu kişi, Erdoğan'ın onayıyla NATO genel sekreterliğine getirildi. Yani Türkiye, "hayır" dese, bu göreve gelemeyecekti. Sonra bu kişi defalarca ülkemize geldi, gülücükle karşılandı ve hiçbir şekilde özür de dilemedi. Bir başka İslam düşmanlığı ise Papa 16. Benedict'ten gelmişti. Papa; "Muhammed kılıçla din yaymaktan başka ne yapmıştır?" diyerek kendince bir profil çizmişti. Bizim dini bütün hükümet ve başbakanımız ne yapmıştı? Papa ile görüşmeyeceğim, demiş, ondan sonra da koşar adım uçak merdivenlerinde karşılamaya gitmişti. Faillerin kimliği, söylemleri, destekçileri önemli değil. Ortaya çıkan gerçek Fransa'daki terör saldırısının İslam'a mal edildiğidir. Devlet yetkililerimiz tek tek olayı kınıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'da kınadı. Erdoğan kınayınca Diyanet İşleri başkanı da kınadı. Ekranlarda tartışmalar devam ediyor. Birçok yazar, çizer, siyasetçi, "terörün İslam'la alakası olamaz" dedikten sonra verdikleri örneklerle İslam'ı zan altında bırakıyorlar. Hele AKP'li Meclis başkanı Cemil Çiçek'in açıklaması akıllara ziyan; "Biz Müslümanların en az kullandığı şey aklıdır. Aklı kullanmıyor?" diyerek, Fransa'daki olayları kınıyor. Ne alaka Sayın Çiçek! İslam, terör, Müslüman vahşet yan yana olmaz, diyorlar ama İslam teröre ne diyor? Müslüman kimdir? Sorularının cevabı kimseden çıkmıyor. Bir tek O hariç. Prof. Dr. Haydar Baş 9 Ocak tarihli yazısında, dünyaya, insanlığa, "insan ve insan hakları nedir" sorusunun cevabını anlatıyordu; "İnsan hakları konusu günümüzde üzerinde belki de en çok tartışılan meselelerin başında gelmektedir. Özellikle Avrupa ve Amerika'da insan hakları meselesi uzun bir geçmişe sahiptir.İnsanların doğuştan getirdiği haklar vardır. İnsanlar bu hakları sonradan kazanmaz, sonradan elde etmez. Bu haklarla doğarlar. Herkes bu konuda eşittir. Beyazın siyaha, erkeğin kadına, zenginin fakire hiçbir üstünlüğü yoktur...Veda Hutbesi'nin tarihi mesajında korunması gereken beş mukaddes varlık ortaya konmuştur. Can, mal, namus, din ve akıl emniyeti? Bunlar her insanın, insan olması sebebiyle sahip olduğu haklardır. Bunlara herhangi bir şekilde tecavüzde bulunulması İslam'a göre kesinlikle haramdır. İnsanın doğuştan getirdiği hakların en başında can emniyeti gelmektedir. Maide Suresi 32. ayette şöyle buyrulmaktadır: "Kim bir can karşılığı yahut yeryüzünde bir fesat çıkarmasından dolayı olmaksızın bir canı öldürürse sanki bütün insanlığı katletmiş gibi olur. Kim de bir nefsi ihya ederse sanki bütün insanlığı ihya etmiş gibi olur" İslam'da şirk ve küfürden sonra en büyük günah haksız yere bir cana kıymaktır. (Veda Hutbesi'nde İnsan Hakları s. 101)?Bugün masum insanları hiçbir sebep olmadan acımasızca katledenlerin İslam'la uzaktan yakından ilgisinin olmadığı bu ayetlerle sabittir. Haksız yere masum insanları katledenler Müslüman değildir? Ya da Müslüman olan böyle bir fiil işleyemez?Veda Hutbesi'ndeki şu ifadelere dikkat edelim: "Bu gününüz nasıl mukaddes bir gün, bu ayınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz nasıl mukaddes bir şehir ise biliniz ki canlarınız, mallarınız ve ırzlarınız da, ta Allah'ın huzuruna çıkıncaya kadar bu mukaddes gün, bu mukaddes ay, bu mukaddes şehir gibi yekdiğerinize karşı mukaddestir. Bunlara tecavüz haramdır." Bu İslam'ın kıyamete kadar bütün insanlığa verdiği evrensel mesajın mükemmel bir ifadesidir. Dünya bugün bu anlayışa her zamankinden daha fazla muhtaçtır."Müslüman'ım diyen herkes Ortadoğu'ya da, Afrika'ya da, Amerika'ya da, Avrupa'ya da bu mantıkla bakmakla mükelleftir. Yoksa Irak'ta, Libya'da, Suriye'dekine "savaş, cihat", vs. Fransa'dakine "barbarca saldırı" dersen, senin ne insanlıktan ne de İslam'dan nasibin vardır.