Dünya genelinde seçimlerde ilginç şeyler oluyor.
Örneğin Fas'ta 8 Eylül'de yapılan seçimlerde koalisyon hükümetinin büyük ortağı Adalet ve Kalkınma Partisi bir önceki seçimlere göre 113 sandalye kaybederek büyük yara aldı ve sadece 12 milletvekili çıkarabildi. 2016 seçimlerinde 125 milletvekili çıkaran Türkiye'nin Adalet ve Kalkınma Partisi'yle adaş Fas'ın Adalet ve Kalkınma Partisi, bu seçimlerde 8'inci parti konumuna kadar düştü.
Geçtiğimiz pazar günü de Almanya'da yapılan seçimlerde 16 yıllık Merkel dönemi bitti. Merkel'in aday olmadığı seçimleri Merkel'in desteklediği parti de kazanamadı. Sosyal demokratlar Almanya'da birinci parti oldu. Yeşiller partisi de oylarını oldukça artırdı. Yeşiller partisinin oylarını artırmasındaki en büyük neden iklim değişikliği konularına önem vermesi ve gençlerin bunu görmesi oldu.
Yani diyebiliriz ki, dünya genelinde siyasette büyük bir değişim oluyor.
Türkiye'ye gelecek olursak, gençlere gelecek kaygısı yaşatan, çevre ve doğa konularında sınıfta kalan, işsizlik sorununu çözemeyen 20 yıllık bir iktidarın bu seçimlerde işi gerçekten çok zor.
İktidar çevrelerinin lüks ve şatafatlı yaşamlarına, ballı kaymaklı çifter çifter maaşlarına karşılık; vatandaşın özellikle de geçlerin meteliğe kurşun atması iktidar partisinin işinin yine çok zor olduğunu gösteriyor.
Araştırmalar gösteriyor ki, 2023 seçimlerine Z kuşağı dediğimiz gençler damga vuracak. Bu sayı 13 milyon. Yani toplam seçmenin yüzde 16'sı.
Bu gençlerin yüzde 87.5'i, anne babalarının tercih yönlendirmelerine uymayacaklarını söylüyor.
Bu gençler daha çevreci, daha merhametli, daha hassas, daha bilinci açık olarak tercihlerini dile getireceklerini belirtiyor.
Bu gençlerin yüzde 76'sı instagram kullanıyor, yüzde 28'i youtube, yüzde 37'si de twitter kullanıyor.
Bu gençler dünyayı sosyal medyadan takip ediyor. Takip etmekle kalmıyor fikrini söylüyor, eleştiriyor, sorguluyor... Yani sanıldığı gibi asosyal değiller. Sadece iletişim yöntemleri eski kuşaklara göre farklı.
Bu gençler dünyayı araştırıyorlar ve Türkiye ile karşılaştırıyorlar. Buradan da bir sonuç çıkarıyorlar. Çıkan sonuca bakınca da kaygı duyuyorlar. Hem kendileri için hem de ülkeleri için kaygı duyuyorlar. Bütün bunları yapan geçlere kimse asosyal diyemez hatta tam tersi son derece sosyal bu gençler.
Aslında 31 Mart 2019 belediye seçimlerinde de siyasetteki değişimin ilk sinyalleri verilmişti. Bugün ise, "24 Haziran'da oy verdiğiniz partiye göre oy tercihiniz değişecek mi?" sorusuna yüzde 48 oranında "Farklı bir partiye oy vereceğim" yanıtı veriliyor. (MAK Araştırma)
Cumhur İttifakı'nın seçimlerin 2023'te yapılacağını söylemesine rağmen bir yandan anayasa değişikliği çalışmaları, diğer yandan muhalefetin güçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine yaptığı çalışmalar gösteriyor ki, seçim çalışmaları çoktan başlamış aslında.
Fakat seçmenin özellikle de gençlerin partilerden asıl beklediği şey bunlar değil. Seçmenin asıl derdinin ekonomi olduğunu anlamayan ve çözümü olmayan her partinin işi bu seçimlerde çok zor olacak.
Dünya değişim yaşıyor. Görülüyor ki, Türkiye de büyük bir değişime gebe.
Son olarak Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş'ın gençlere yönelik şu çağrısına kulak verelim: "Gençler şunun farkında olsun, yarın biz bize kalacağız. Bu geleceğimizi birlikte inşa edelim."
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022