Sedat Peker’in son anlattığı hikaye

3Y ile yola çıkan ve iktidara gelen iktidar partisi, iktidarlarının 20. yılında yolsuzluk, rüşvet ve yoksulluk itirafında bulundu.

Gündemden hiç düşmeyen TÜGVA'nın 5. Olağan Genel Kurulu'na katılan AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Yolsuzlukların olmadığı, rüşvetin olmadığı, yoksulluğun Allah'ın izniyle olmayacağı bir Türkiye'yi biz hallederiz. Bunu biz yaparız. Şu an itibariyle de onun hazırlığı içerisindeyiz'' dedi.

Özet: 20 yılda bunu biz başaramadık, bitiremedik, halledemedik!

20 yıla değil son birkaç aya bakalım. Bank Asya'da en üst düzeyde görev yapmış, 15 Temmuz sonra devlet bankalarında yöneticilik ve en son Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) başkanlığı görevine atanmış Ali Fuat Taşkesenlioğlu hakkında bir çok iddialar ortaya çıktı. 

Bu iddialar içinde Ünsal Ban, Tugay Kabasakaloğlu, Zehra Taşkesenlioğlu'nunda isimleri geçiyordu.

Başta İYİ Parti yetkilileri olmak üzere birçok kişi iddialar hakkında savcılıklara suç duyurusunda bulundu.

Savcılar harekete geçmedi, geçemedi. Bunun üzerine İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Aytun Çıray, konuyu Meclis gündemine taşıdı.

Meclis kürsüsünden yapılan açıklamalar, bu kişilerin açıklanan maddi-manevi silsileleri, alınan yatlar, katlar, botlar, istenen boşanma tazminatı miktarları gözleri kapalı olan o adalet heykelinin bile gözlerini açacak cinstendi.

AKP ve MHP, 'bu konu bizim işimiz değil, savcıların işidir' diyerek araştırma önergesini reddetti. 

Diyecek tek şey var: Dünya hayatı geçicidir. Kork o mahkemeden ki (!) hâkimin şahidi bizzat kendisidir. 

İddialar demişken Sedat Peker'in sosyal medyadan paylaştığı gerçi herkesin bildiği son hikaye aklıma geldi. (argoları düzelttim)

"Zamanın birinde bir ağa, marabasıyla yolculuk yaparken at büyük tuvaletini yapar. Bizim ağanın canı sıkılmış olacak ki marabasına der ki, 'eğer atın yaptığı pisliği yersen atları da, arabayı da sana hediye edeceğim'. 

Maraba bunu kabul eder ve atın dışkısını yer. Sonra yolculuğa devam ederler.

At arabasını süren maraba düşünür: 'Ben bu atların yiyeceğini nasıl karşılayacağım, at arabasının bakım masraflarını nasıl yapacağım?' 

Ağa da 'atlar da gitti, araba da gitti' diye düşünceye dalmıştır.

Sonra marabasına döner der ki: 'Ben, atın yaptığı yeni dışkıyı yiyeyim, atlarla, araba tekrar benim olsun.' 

Masrafları karşılayamayacağını düşünen maraba bu teklifi kabul eder.

Ağa da, atların bir sonraki yaptığı dışkıyı yer. Sanki aralarında yapılan bir anlaşma varmış gibi ölüm sessizliğinde yola devam ederler. 

Maraba buna dayanamaz ve ağaya sorar: 'Ağam! Sen gene ağa, ben gene maraba. Biz bu dışkıları neden yedik?'.

Hikaye bu kadar. Başka konuya geçelim.

Burası kasaba devleti değil

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Adaletin vaktinde tecellisi için yeni projeleri devreye alacağız."

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Hiç kimse Türk yargısını, kendi şamar oğlanı gibi göremez, görmeye cüret de edemez. Böyle bir şey olur mu? Böyle bir şeyin olması mümkün değil, olmasına da izin vermeyeceğiz".

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Tekrar söylüyorum, emniyet güçlerimize tekrar talimat veriyorum. Uyuşturucu satıcısını bulduğunuz an ayaklarını kırın".

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Burası kasaba devleti değil, burası Türkiye".

Polis intiharları

Son 20 yılda 1000'den fazla son 2 yılda 139 polisimiz son bir haftada 5 polisimiz intihar etti. TBMM'ye muhalefet tarafından, 'polis intiharlarının araştırılması için araştırma önergesi' getirildi.

AKP ve MHP, polis intiharlarının sebeplerini araştırmaya gerek yok dercesine önergeyi reddetti.

Gelen tepkileri İçişleri Bakanı: "Polis intiharları meselesinde FETÖ tarafından başlayan ve hepimizi üzen bu olayı farklı bir tarafa çekmek için çabayı görüyorum' diyerek savdı. 

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti: "Burası kasaba devleti değil, burası Türkiye".

Terörle mücadele

17-25 Aralık sürecini, şike davasını ve birçok davayı FETÖ kumpası olarak kapattılar. FETÖ'nün, yargıda yuvalandığını bizzat itiraf ettiler.

Dün ise İstinaf Mahkemesi, "Balyoz kumpası" davasında bozma kararı verdi. Tutuklu sanık Mehmet Baransu (bavulcu) hakkında ise yasal tutukluk süresi dolduğu gerekçesiyle tahliye kararı verdi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti: "Burası kasaba devleti değil, burası Türkiye".

Mersin'de bir canlı bomba eylemi gerçekleşti. İçişleri Bakanı Soylu, canlı bombayı taksici teşhis etti, dedi. Adli tıp, taksicinin teşhisi yanlış. O terörist bu terörist değil, dedi.

İstanbul'da bir patlama yaşandı. İstanbul Valisi 'doğalgaz' dedi. İGDAŞ, o dairede doğalgaz yok, açıklamasını yaptı.

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti: "Burası kasaba devleti değil, burası Türkiye".

Tahta çürümüş, çivide çıkmış… Fabrika ayarlarına dön Türkiye.