Eleştirmek kolay be dostum... Kırmak, dökmek, yıkmak en basiti... Ya yapmak, bina etmek, idare etmek, birlikte yürümek... En güzeli, en zevklisi ve en kazançlısı...
Doğru çizgide, Hak üzere yürürken sadık bir arkadaşa, gönlünü ve derdini paylaşacağın bir kardeşe sahip olmak ne büyük nimet... Eksiği ile, hatası ile, gevşekliği ile, asiliği ile bir mü'mini sevmek, dikenli gül gibi de olsa O'nu kucaklamak ne iyi...
Sevincinde, kederinde her anı yalnız rıza kazanmak derdi ile paylaşmak ne hoş... Hiçbir maddi beklenti olmaksızın mukaddesat, millet ve vatan ızdırabıyla bir araya gelen, halleşen, dertleşen yolcuların eline asa, ayağına çarık olmak ne büyük bahtiyarlık...
Açılan ellerin, konuşan dillerin, ağlayan gözlerin ortağı olmak ne şeref...
Tut kardeşinin elinden... Yüzünün rengine, konuştuğu lehçeye, alnındaki kırışığa, parmağındaki nasıra bakmadan; hasret ve iman dolu yüreğine nazar ederek tut gönlünden... Ondaki iyiyi, güzelliği, öte kokusunu ara... Yeter ki ara... Kardeşlerde hep güzellikler gizlidir. Yorgun görünsede gözleri, "cemal" sevdasıyla yangın yerine dönmüş sinelerde merhamet ve dostluk ikamet eder.
Dünya otağında Mustafa'dan (a.s.) on beş asır sonra mukaddesat ve millet davasına düşmüş gönüller, arzda dolaşan "şeref ve dost şahitliği"nin direkleridir. Hangisine yaslansan, bir yudum su, bir bardak çay ve bir tutam muhabbet alır gidersin...
Toprak kadar mütevazi, Anadolu kadar garip, şehrin gece ışıkları gibi şecaatli yiğitlerin arasından dolaşıyorsan, kırma gönüllerini, tut ellerinden, yürü sonsuzluk yolunda bir nefer gibi...
Yarın musallada şahidin onlardır, Huzur'da yine O'nlar... Bakma sustuklarına, çağlayan ruhlarını dinle... İçlerinde "ayak basmadık yer bırakmama" arzularına şahid ol...
Susayana su, acıkana aş, yorulana omuz ver. Bir an bir duaya durulsa kardeşlerin meclisinde, alem onlara şahitlik ederken aralarında dur... Belki dost şehitlikte ağlamaktadır... Yanındaki garibin ahı gökleri yırtmaktadır.
Ve güneş onların üzerine doğmaktadır. Mustafa (a.s.)'dan on beş asır sonra.
Tut ellerinden... Gözyaşları seni de ıslatsın...
Doğru çizgide, Hak üzere yürürken sadık bir arkadaşa, gönlünü ve derdini paylaşacağın bir kardeşe sahip olmak ne büyük nimet... Eksiği ile, hatası ile, gevşekliği ile, asiliği ile bir mü'mini sevmek, dikenli gül gibi de olsa O'nu kucaklamak ne iyi...
Sevincinde, kederinde her anı yalnız rıza kazanmak derdi ile paylaşmak ne hoş... Hiçbir maddi beklenti olmaksızın mukaddesat, millet ve vatan ızdırabıyla bir araya gelen, halleşen, dertleşen yolcuların eline asa, ayağına çarık olmak ne büyük bahtiyarlık...
Açılan ellerin, konuşan dillerin, ağlayan gözlerin ortağı olmak ne şeref...
Tut kardeşinin elinden... Yüzünün rengine, konuştuğu lehçeye, alnındaki kırışığa, parmağındaki nasıra bakmadan; hasret ve iman dolu yüreğine nazar ederek tut gönlünden... Ondaki iyiyi, güzelliği, öte kokusunu ara... Yeter ki ara... Kardeşlerde hep güzellikler gizlidir. Yorgun görünsede gözleri, "cemal" sevdasıyla yangın yerine dönmüş sinelerde merhamet ve dostluk ikamet eder.
Dünya otağında Mustafa'dan (a.s.) on beş asır sonra mukaddesat ve millet davasına düşmüş gönüller, arzda dolaşan "şeref ve dost şahitliği"nin direkleridir. Hangisine yaslansan, bir yudum su, bir bardak çay ve bir tutam muhabbet alır gidersin...
Toprak kadar mütevazi, Anadolu kadar garip, şehrin gece ışıkları gibi şecaatli yiğitlerin arasından dolaşıyorsan, kırma gönüllerini, tut ellerinden, yürü sonsuzluk yolunda bir nefer gibi...
Yarın musallada şahidin onlardır, Huzur'da yine O'nlar... Bakma sustuklarına, çağlayan ruhlarını dinle... İçlerinde "ayak basmadık yer bırakmama" arzularına şahid ol...
Susayana su, acıkana aş, yorulana omuz ver. Bir an bir duaya durulsa kardeşlerin meclisinde, alem onlara şahitlik ederken aralarında dur... Belki dost şehitlikte ağlamaktadır... Yanındaki garibin ahı gökleri yırtmaktadır.
Ve güneş onların üzerine doğmaktadır. Mustafa (a.s.)'dan on beş asır sonra.
Tut ellerinden... Gözyaşları seni de ıslatsın...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Emin Bektaş / diğer yazıları
- Sancaktar / 11.05.2020
- Ve yemneunel maun... / 15.07.2013
- Gerçek hayat başlar / 12.07.2013
- İçini söyle! / 11.07.2013
- Yaz'da Ramazan / 09.07.2013
- Sabah ezanları / 04.07.2013
- Kimin adamısın? / 03.07.2013
- Akiller / 01.07.2013
- Kapanmayan yara / 28.06.2013
- Zor olan... / 27.06.2013
- Ve yemneunel maun... / 15.07.2013
- Gerçek hayat başlar / 12.07.2013
- İçini söyle! / 11.07.2013
- Yaz'da Ramazan / 09.07.2013
- Sabah ezanları / 04.07.2013
- Kimin adamısın? / 03.07.2013
- Akiller / 01.07.2013
- Kapanmayan yara / 28.06.2013
- Zor olan... / 27.06.2013