Serum yetmez, kan lazım

Sorun, danışın aile hekiminize; bir vücut kendi kanını üretemez, damarlarda kan deveran etmezse, o insan, dışardan serum desteğiyle ne kadar yaşayabilir?

Hepimiz soralım… Aklın ve ilmin yolunu idrak etmek için danışalım lütfen!

Doktorların ortak cevabı, vücut sadece serumla çok fazla yaşayamaz, olacaktır.

Vücutta kan ne ise, ekonomide milli para odur, diyor Milli Ekonomi Modeli ve Milli Para sisteminin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş hocamız.

Her devlet bir insan bünyesi gibidir.

Her bünyenin kendine göre kilosu, yaşı, nabzı, enerjisi, tüketim ve üretim kabiliyeti vardır. Her devletin de öyle…

Bu bakımdan her devletin milli paraya olan ihtiyacı, yani her bünyenin kan miktarı değişiklik arz etmektedir.

Her bir devletin ekonomisini ve kamu hizmetlerini maliyetsiz ve borçsuz yürütecek olan milli para ihtiyacını, miktarını ve piyasa balansını matematik hesapla ortaya koydu Prof. Dr. Baş.

Milli para her bir devletin ve milletin yıllık Gayr-ı Safi Milli Hasılası, emeği, üretimi, hizmeti, kaynakları, tüketim kabiliyeti ve ilmi donanımı karşılığında piyasaya sürdüğü kendi parasıdır.

Ekonomi için Milli para serum değil, pansuman tedbir değil; vücudun bizzat ürettiği kandır, candır... Serum yetmez, kan lazım!

Dünya, milli parayı ilk defa Prof. Dr. Baş'tan duydu. 

Milli Para, Prof. Dr. Baş'a ait, özgün ve orijinal bilimsel buluşudur.

2005'te sessiz sedasız Milli Para devrimi yaşandı.

İlk defa Milli Para kavramını iktisat literatürüne sokan Prof. Dr. Haydar Baş'tır.

Prof. Dr. Baş, 2013'te Rusya Devlet Meclisi DUMA'da yaptığı 6 saatlik konuşmayla, Milli Para devrimin sancağını göndere çekti.

İşte o gün, yıllardan beri gelişmekte olan ülkeleri, Asya ve Afrika'yı karşılıksız banknotlarıyla (hard currency) haraca bağlayıp sömüren Amerikan kapitalizmi ve İngiliz liberalizminin can verdiği gündür.

Ekonominin Hubel ve Lat putları mesabesindeki Papaz Malthus ve kumarbaz Keynes, Prof. Dr. Baş'ın modeli ve eliyle yüzüstü devrilmiştir.

Hz. Peygamberin omuzlarına alıp yükselttiği Velayetin şâhı İmam Ali, nasıl ki Kabe'nin içindeki putlarıdevirmiş ise; Prof. Dr. Baş da küresel sömürgeci kapitalizmin ve materyalizmin tüm putlarını yıkmıştır.

Bir ülkede Milli para olmazsa,para suyunu çeker, piyasaparasız kalır, ekonomi kansızkalır, millet ve devletin canı çıkar. Ayakta duramaz. Çöker, yıkılır, yok olur… Vücuttan kan çekildiğinde bitkisel hayata ve ölüme mahkûm olacağı gibi.

Yıllardan beri Türk ekonomisi de kapitalizme ve liberalizme mahkûm edilmiştir. 

Türk ekonomisi Gazi M. Kemal Atatürk'ten sonra maliyetli yabancı borçlanmalara, sendikasyon kredilerine ve faizli hard currencylere mahkûm edilmiştir. Damarlarda kan deveran etmesi gerekir iken, serumlarla yetinilmiş; koca Türk ekonomisi direnmiş, direnmiş ama nihayetinde görüyoruz ki bitkisel hayata ve ölüme mahkûm olmuştur. 

Devlet, millet, piyasalar faize ve borca batmıştır. Kaynaklarımızı, Cumhuriyet mirası kârlı işletmelerimizi, düzenimizi ve hatta egemenlik haklarımızı, kısaca her şeyimizi kaybetme noktasına gelmişiz.

Korkmayın, ne kadar batırırlarsa batırsınlar, devlet ve milleti bu badireden kurtaracak Haydar Hocanız var, dedi altı-yedi ay önce Prof. Dr. Baş.

Rusya, Çin, Hindistan, Güney Afrika, Brezilya gibi BRICS dünyanın 4 milyar nüfusluk kesiminin ekonomileri, Prof. Dr. Baş'ın modeli ve milli para sistemiyle ayağa kalktı, şahlandı. 

Türkiye için de aklın yolu budur, ilmin istikameti budur.

Türk ekonomisini, devleti ve milleti bu kronik iktisadi marazdan ve ölümcül illetten Prof. Dr. Baş'tan başka da kurtaracak doktor yoktur… Dünyada ikinci bir Haydar Hoca yoktur, vallahi.

Kapitalizmi ve liberalizmi devlete ve millete yutturup hazmetmekten başka mahareti olmayan cüppeli akademik takım yahut aydıngeçinen kravatlı takım, Türk ekonomisinin, devletve milletin canını almaya koyulmuş ölüm meleklerinden başkası değildir.

Bunların elinde can çekişmek mi, Prof. Dr. Baş ile devlet millet hayat bulup şahlanmak mı? Tercih sizin…