Pîr-i Türkistan Hâce Ahmet Yesevî'nin mürîd/talebe/lerine birinci öğretisi; "Birbirinizi methedin"dir. Müthîş bir öğreti, müthîş bir şifre!Tanıdığınız birini -bırakın bir kaç yılı- bir kaç gün peşpeşe methedin. Bir kaç gün sonra methettiğiniz kişinin aleyhinde konuşabilir misiniz? Veya konuşacak olsanız inandırıcı olur musunuz? Adama; "Madem kötüydü; falan yerde, filan gün ettiğin methiyeler neydi?" diye sormazlar mı?Sevgi ve sevmek; Allah'ın hikmetlerindendir ve kim ne derse desin sevgi; oksijen gibi, hidrojen gibi, hava gibi somut bir varlıktır! O yüzden sadece hissedilmez, fark edilir!Soyut kavramlar ne fark edilir, ne de hissedilir, sadece hayâl edilir ve sadece hayâl sahibi tarafından anlaşılır ve anlatılır! Rüya gibi meselâ! Kişi rüyasında kimi veya neyi görürse görsün; sadece rüyayı göreni bağlar! Birinin gördüğü rüyanın bir başkasıyla alâkası yoktur!Sahîh rüyalar da vardır! Meselâ Hz. Peygamber (s.a.a.)'i rüyada görmek bunların en başında gelir ama rüyayı anlatanın, gerçekten anlattığı rüyayı görüp görmediğini ancak Allah ve kendisi bilir! Bu yüzden de rüya amel edilmez!Ama sevgi, öyle midir?Seven sevdiğine sevdiğini hiç söylemese de; bilinir sevdiği de, sevildiği de!"Gönülden gönüle yol gizli gizli!" diyen Rahmetli Neşet Ertaş işte bu somut varlıktan, sevgiden ve yolundan bahsetmiştir.Kişi; sevdiğine sevdiğini belli eder!En azından metheder sevdiğini!Metheden eğer sözüne itibar edilen biri ise methettiği Sevilen' e ilgi artar! Sanki Sevilen metheden sevene, kalmayacak gibi zannedilir ama Vallahi öyle değil!Methedilen Sevilen'in seveni çoğaldıkça; sevenin sevgisi de çoğalır!Siz; hasretle sevmenin, özleyerek sevmenin; hayalde, rüyada bir an bile Sevilen'siz olmadan sevmenin kudretini bilir misiniz?Sevginin en baş gıdası hasret değil midir?Özlenmeyen sevilir mi veya sevilen özlenmez mi?Adını vermeden bir Sevilen'den bahsedeceğim; kelime dağarcığımın izni kadar ve methederek hem de!Âlemlerin yaratılış sebebi, iki cihân Serveri, Allah'ın "Habîbim" diye hitap ettiği tek yarattığı, eşref-i mahlûkatın en şereflisi Hz. Peygamber (s.a.a.); "Kalbimin perdelendiği oluyor ve ben günde yüz defa Allah'tan af ve mağfiret diliyorum" buyuruyor! (Müslîm, Zikr, 41)Bu hâdisi hatırladıktan sonra Sevilen'in, epeyce kişinin de var olduğu bir özel sohbette üç kere peş-peşe; "Ben, her yılın üç ayını neden oruçlu geçiriyorum, biliyor musunuz?" sorusunu hatırladım. İlk iki soruşunda, sabırsızlık ve heyecanla; "Allah kabul etsin" dileklerimi dillendirmeme rağmen üçüncü kere sorunca, suâlin sorulması gerektiğini anladım ve gurupla birlikte; "Neden?" diye sorduğumuzu hatırladım! Ve Sevilen'in, müthîş bir tevazu ile; "Kendimi temizlemek için" cevabını hatırladım, sevgim biraz daha artarak."Dostlarınızın en hayırlısı, size Allah'ı hatırlatan, sohbetiyle sizin güzel amellerinizi artıran, salih ameliyle size ahireti hatırlatan kimsedir" (Suyutî, Camiu's-sağir, 2/14) hadisiyle de sevgim katmerleniyor!Ben; her gördüğümde, hatta her düşündüğümde bana Allah'ı hatırlatan, ahireti hatırlatan; her hatırladığımda beni ahirete hazırlanmaya teşvîk eden Sevilen'i anlatmakla methetmekle mükellefim!Sevilen'in, böyle bir methiyeye ihtiyacı ve izni var mı bilmiyorum! Merak da etmiyorum!Severken iznini almadığım için, methederken de iznini almayacağım!Hem seveceğim, hem methedeceğim!İsteyen istediği gibi anlamakta, istediği gibi yorumlamakta serbest!"Sen güneş, ben senden beslenen ay'ım,Sen bir ses, ben ise aks-i sedâyım.Zirvesin, ben sana gelen bir izim,O yüzden önünde yer döver dizim" diye inlemedeyim severek kendi kendime!"Bizdedir dünyanın sevinci, gâmı,Ya niye susarız görüşünce biz?Sevgi selim coşup yıkar dünyamıKozamın içinde örerim sessiz!" diyerek çırpınırım ipek böceğinin kozası içinde çırpındığı gibi!O'nu üzmektense, öfkelendirmektense bin kere ölmeğe razıyım ama O'nu methetmesem de ölürüm aldığım her nefeste, verdiğim her solukta!Ben seveyim. Ben methedeyim; sevenleri çoğalsın Sevilen'in ve Sevilen'i benden kıskananların sayısı arttıkça hasretim artsın, hasretimle beslenen sevgim artsın!Allah bana böyle bir sevgi nasip etmişse şükrederek pervâne gibi yanmam mı ateşine? Kuzu gibi meleyerek takılmam mı peşine? Tadını çıkarmam mı ben bu sevgimin?Savaşçı karakterimle, mücâdeleci ruhumla beni tanıyan herkesi şaşırtmam mı biat edişime?Allah nasip eder ve kuvvet verirse Sevilen'i takliden ve O da bunu isteyerek bana olan sevgisini belli ettiği için ben de kendimi temizlemek için öğrettiği yolu deneyeceğim!Allah'ın yardımına, Sevilen'in koruyup-kollayan nazârına ve duâlarına ve iyi dileklerine ihtiyâcım var!"İnsan gönüldür, gönül!" tarifinden hareketle cümle Gönüldaşlarıma selâm olsun..."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017