logo
29 MART 2024

Şimdi masallar...

19.05.2002 00:00:00
Oynatmaya ramak kalınca

Oh be rahat nefes aldım.

Sadece ben mi?

Yok canım.

70 milyon da benim gibi.

Kaç gündür uykularım kaçmıştı.

Acaba ne olacak?

İş nereye varacak?

Kim gidip kim kalacak?

Üsküdar ve Salacak.

O da nihayetinde bir insan.

Onun da rencide olabilecek gururu var.

Hüzne dönüşecek süruru var.

Hisleri ve hasisleri,

Otobanın kasisleri var.

Histerinin yanında hislerin ne önemi var demeyin. İkisi de "his" le başlasa da apayrı şeyler onlar.

Hem sonra o bir şair.

Şairlerde duygu,

İhalede soygu,

1000 Wat altında sorgu ayrı şeylerdir.

Bir mısraı, bir dörtlüğü kaleme almak için kaç gün, elde kalem, sinede elem beklerler.

Acaba ne olacak diye kaç gündür büyük bir endişe içindeyken sonunda beni ve benim gibi bütün ülkeyi, tabi en fazla da hortum üreticilerini rahatlatacak açıklama geldi.

"Hiçbir yere gitmiyorum, on sekiz yaşındayım, görevimin başındayım."

"Gitmem için bir gerekçe,

ne karga,

ne de serçe var."

Oh be.

Mutluluktan uçuyorum.

Sarhoşun dediği gibi:

"İşte buna içilir."

3 Hiçbir yere gitmeyenin şerefine.

3 Görevimin başındayım diyen şair ruhlu büyük insanın şerefine.

Sokaklarda sarhoş sarhoş dolaşan yığınla insan bu mutluluğun eseri demek.

Her ne kadar biz işsizlik ve aşsızlıktan sandıysak da.

Nereye gideceksin be kuzum?

Nereye gidebilirsin hem sonra?

Her tarafını güllük gülistanlık,

entari ve fistanlık ağlıyor kabristanlık aya gitti insanlık her şeyi destanlık olmuş memleketi bırakıp da nereye gideceksin?

Sayenizde insanların sokaklarda zevkten çiftetelli oynadığı ülke hiç bırakılır mı?

Bayramdan bayrama birbirini ancak görebilen insanlar her gün sayenizde kol kola sokaklarda,

bir elde tespih,

diğerinde puro,

cümlesi koro;

"Yangın olur biz yangına gideriz" şarkısını söyleyerek volta vuruyor, gülüp eğleniyorlar.

Piknik, mangal yapıyor, tabi "Kangal" bırakırsa.

Aleyhte gibi gözükenler varsa da sizi kıskananların adamlarıdır onlar.

Takmayın.

Meyvesi olan ağaç taşlanır,

Yumurta sıcak suda haşlanır.

Yürümeye bir adımla başlanır.

Bakın ben de sayenizde olmuşam şair.

Rabbim sen beni kayır.

Memleket yanıyor cayır cayır.

Aman buralar ne bayır.

Kim demiş yok hükümette hayır.

Vay be şiir de böyle yazılıyormuş demek.

Milletin yıllarca fazla kilolarını nasıl vereceğini düşündüğü bir memlekette her kes, tabi mutlu azınlık hariç, yavaş yavaş bir deri bir kemik haline geldi sayenizde.

Zayıflama aletlerine rağbet günden güne azalıyor.

Aman sizi göreyim sakın bir yere gitmeyin.

Gidip de bizi üzmeyin.

Dudaklarınızı büzmeyin.

Göz yaşlarımızı peşinizde dizmeyin.

Soğuk havada gezmeyin.

İsraf olur parkeleri çizmeyin.

Yoğurdu poşette süzmeyin.

(bu son mısra pek uymadı)

Zaten memlekette ayakta kalacak fazla kimse de kalmadı.

Bari siz ayakta durun.

Yorulunca oturun.

Hey, siz de malı götürün.

Karşı geleni Malta'ya sürün.

Yolsuzlukları toz yapmadan süpürün.

Ey millet siz de sürünün.

Zira atış menzilindesiniz.

(Not: Bu yazıyı makale niyetine okumadan önce tuzlayın. Niyetleriniz makbul, tüyleriniz kakül, teraziniz baskül olsun.)

Hayırlı Evlat

Yaşlı adam ellerini semaya kaldırmıştı, dudaklarının hareket etmesinden bir şeyler söylediği belliidi. Dua ediyordu yani.

Fakat insanı hayrete düşüren bir şey vardı. Bu yaşta bir insanın hayattan ne beklentisi olabilirdi.

O ilerlemiş yaşına

Beyazlamış kaşına

Siması herkese aşına

Ve tek başına

neyi istiyordu acaba?

Nasıl bir şeydi ki, onu o kadar büyük bir aşkla istiyordu?

Elde etse de kaç sene daha faydalanabilirdi o şeyden?

Hem o yaşta faydalansa ne?

Ülkenin yaş ortalamasına göre fena sayılmazdı yaşı.

Ben altmış diyeyim, siz yetmiş anlayın.

Fena bir yaş sayılmazı bu.

Kimi terörden, kimi açlıktan, kimi trafikten, kimi belediye çukurlarına düşerek 30-35'inde ölüdüğü bir ülkede iyi bir yaştı bu.

Vücut kimyası da hayli bozuktu.

Teklemeler, sızmalar, tıklar ve tikler.

Vücut organlarında hatıra olarak bir tek tik kalmıştı.

Siz de görseniz en az benim kadar hayrete düşerdiniz.

Nedir bu yaşlı adamı mutlu eden diye merak ederdiniz.

Yanına yaklaştım, görme organı da diğer organlar gibi bozuktu, fişi çekilmiş org gibiydi, tık yoktu.

Beni fark etmedi bile.

Hatta öyle ki, yanına iyice sokulmuş olmama rağmen hala beni göremiyordu.

"Tanrım! Sana çok mersi," diyordu.

Pür dikkat kesildim. Sonra şöyle devam etti.

"Kaç yıl geçti bilmezem

Ondan hiç vazgeçmezem

Kalmadı mey ve mezem.

Sana çok mersi Tanrım."

Bu sanat eseri dizeleri ağzından duyunca kendisinin aynı zamanda bir şair olduğunu anladım.

Evet o bir şairdi.

Yetmişlik bir şair.

Daha bir duygulandım ve dinlemeye devam ettim.

Şöyle devam etti:

"Tam kesmiştim umudu.

Kim soydu bu armudu

Bedbahtı ve mesudu

Sana çok mersi Tanrım"

Adeta çarpılmıştım. Bu ne sanattı böyle diye söylendim.

Ve dinlemeye

Bir yandan inlemeye

devam ettim.

"Bu en mutlu günümdür

Belki de düğünümdür

Şerefim ve ünümdür

Sana çok mersi Tanrım".

Artık iş dayanılmaz raddeye,

yol çıkılmaz caddeye

varmıştı.

Bey amca dedim hayrola.

Acur ve hıyar ola

Yar ve ağyar ola

Kim mahzun

Kim bahtiyar ola?

Nedir seni bu kadar mutlu

Yarından umutlu

Bebek veya Armutlu

eden şey?

Biz, diyerek söze başlayınca politikacı olduğunu hemen anladım.

Ve devam etti.

Biz tam yetmiş sene, dile kolay yetmiş sene bekledik.

Nice adaklar adadık, nice dileklerde bulunduk.

Nice kurbanlar kesip, nice bezler bağladık.

Parmağımızı sokmadığımız dilek deliği kalmadı şu kürre-i arzda.

Tam yetmişinci sene dileğimizi Tanrı kabul etti.

Nedir bu Tanrının yetmiş sene sonra kabul ettiği dilek diye ben sormadan o söyledi:

Tam yetmiş sene sonra Tanrı bize iki evlat nasip etti.

Bir an konuşma kabiliyetimi kaybettim.

Dondum kaldım.

Ötelere daldım.

Aklımı saldım

Büyü değil faldım.

Havamı aldım.

Kemane çaldım.

Neyse.

Olamazdı böyle bir şey.

Ne kemandı ne de ney

Kulak versenize hey

İlim ve bilim

Battaniye ve kilim

Rejisör ve film

hayli yol aldığını biliyordum ama bu tam bir olağan üstü haldi.

Yine de bu o kadar büyütülecek bir şey değil dedim.

Yok yok dedi.

Beni mutlu eden, tek o değil. Beni mutlu eden şey farklı.

Yetmiş sene sonra Tanrının bahşettiği bu iki evlat çok farklı.

Dedi ve sıralamaya başladı:

Bu kadar uyumlu.

Bu kadar munis.

Bu kadar itaatkar.

Bu kadar sessiz.

Bu kadar dünya tatlısı iki hayırlı evlat için Tanrıya teşekkür etmemek mümkün mü?

Haklıydı yetmişlik genç adam.

Yerden göğe kadar haklıydı.

Hem iki evlada sahip oluyorsunuz, hem de bu iki evlat,

Ağzı var dili yok

feneri var pili yok

Aslanı var fili yok

Tepesi var kılı yok

Cinsinden.

"Mutluluklar" diyebildim ancak.

(Bu hikaye, ünlü yazar Holefer İssin'in, "Cinler Macinler" adlı eserinden günümüze uyarlanmıştır.)
 
Müslim Karabacak / diğer yazıları
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.